basın bildirilerinde şöyle bir cümle bulunmaktadır "1876'dan beri Meclis'i olan 1908'den beri seçimlerin yapıldığı, 1923'ten beri Cumhuriyet olan bir ülke..."
Türkiye demokrasisin 3 temel tarihi kökünü belirttikleri bu olayların üçüde bu ülkenin askerleri tarafından gerçekleştirilmiştir. işte bir kere bunu incelemeden yaptıkları tahlileri havada kalır. Zaten ilk seçimlerde 1908'de değil 1877'de yapılan meclis-i mebusan seçimleridir. Sizin analizinizi yesinler.
işin doğrusu üzerine çok da kafa yormadığım bir oluşum(du) genç siviller. ideolojik açılımları ya da kafalarında oluşturdukları hedef her ne olursa olsun, sosyal-toplumsal tepkilerden şahsım adına memnuniyet duyarım. insanlar uyumuyor, tepki veriyor der, huzurla girerim helaya. başlıkta yazılanları şöylesine okudum, sitelerini ziyaret ettim ve sair.
sözlükte politik duruşuma dair herhangi bir done vermiş değilim, fakat madem "memleket meselesi" üzerine iki kelamın beline beline zopayı indirmek niyetine meylettik, kimdir vaudeville for vendetta, özetlesin kendini köftehor. kemalist, antiemperyalist ve bu anlamda doğu halklarının emperyalizm ile mücadelede itici güç olarak ellerinde yalnız ve yalnız millî ve dinî değerleri olduğuna inanmam fikrinden hareketle galiyevci olduğumu bile söyleyebilirim. peki madem.
evet bu ülkede hukuk ihlalleri azımsanamaz nicelikte. evet bu ülkede demokrasi ihlalleri azımsanamaz nicelikte. evet bu ülkede aydınların ifade ve düşünce özgürlüğü de çok zamandır ihlal ediliyor nicelikte(yok lan sonu olmadı). fakat, "demokrasi" olgusunu kesinlikle içselleştirememiş olduğumuz ve batıdan ithal bu fikriyatın doğu halklarıyla kanının uyuşmadığı fikirlerini kafamdan silemediğim gibi, bu ülkenin demokrasiye gelene kadar mevcut önceliklerini hatırladıkça beynim zonkluyor ama apranax aç karnına öldürüyormuş.
hayır, hayır. "memleket amerikanya'ya, alamanistan'a peşkeş çekiliyor ağalar, beyler" çığırtkanlığında olup da, ne özgün ve bağımsız bir diplomatik artı iktisadî açılımlar getiremeyenlerden değilim. ama bilmek, öğrenmek istiyorum. madem siyasete gönül vermiş bu yiğitler, ben içinde komünistinin de nurcusunun da bulunduğu bir güruha alışkanlıklarım sebebiyle korkarak bakarım, bakıyorum. biri s.kerim sınıfını diyor, öbürü kast sistemine rahmet okutacak az daha kassa, e ortak noktaları "demokrasi" ve "insan hakları" mı bu evladı fatihan'ın?
e amcaoğulları, madem öyle bir sınır çizeydiniz kendinize ya da sınırlarınız var da ben mi bilmiyorum. "iktidara yürüyoruz" diyorsunuz şakayla karışık emme, siyasetin kahve muhabbetinden öte bir "bilim" olduğunu mu unutuyorsunuz bilmiyorum ki? valla ecik palazlansanız, olacaklarını düşünmek istemiyorum.
ama şunu da söylemeden edemeyeceğim; gazi paşa'nın vefatı sonrası türeyen, tanzimat artığı ismet paşa orijinli o halk beğenmez, zorlama entelijansiyanın kafasına kafasına vuruyorsunuz ya.. hepimiz genç sivil'iz işte o noktada. öperim. öptürmem.
hülasa; belki ben gözümde fazla büyüttüm ve "lan olum madem tepkilisiniz, hele memleket peşkeş çekilirken yek dert demokrasi mi galdı?" deyu böğürüyor, daha fazla şeyler bekliyorum bu halaoğullarından. işimiz demokrasi, gücümüz insan hakları, salt bu eksende döneriz, gerisi başka oluşumların işi derlerse de, en azından toplum içindeki iş bölümünde kaptıkları görev hasebiyle tebrik ederim. ha yok illa biz politikaya motive olduk diyorlarsa da, önce karnını doyur gakkoşum, açlıktan geberiyorsun, sonra s.kersin karıyı, derim.
"14 nisan cumartesi günü miniaturk'deki anıtkabir'e yürüdük!" diye böbürlenen güruh. bu ülkenin hastanelerinde doğmamış, bu topraklar üzerinde 16 ile 35 yıldır ikamet etmeyen, cem yılmaz esprilerine gülmeyen, babam ve oğlum filminde ağlamayan ve çocuk hayali kurmayanları da direkt reddetmişler. bir de anasayfada kocaman converse'in ne işi var anlayan beri gelsin.
(bkz: genç siviller rahatsız)
asdf. http://www.gencsiviller.net/
akp yandaşlığından öte demokrasi ile alakaları amerikan demokrat partisi kadar olabilen bir oluşum. liberalizmin gözümüze demokratlık diye sokulduğu günümüzde, halkal bir alakası bulunmayan, demokrat olmayanları destekleyecek kadar demokrat olabilen bir grup.
darbelere, muhtıralara "ama"sı, maması olmadan karşı çıkan, her konuda demokratlığını ispatlamış grup. açıkça muhtıralara sahip çıkan radikal kemalistleri bir yana bırakalım, muhafazakar demokrat gibi gözükenlerin bile kürt meselesinde devletçi tavırlar gösterdiği, ergenekon konusunda "yiyin birbirinizi"den öteye tavır alamayan, hatta ucu faili meçhullere dokunan bu operasyonu "amerika'nın planı" sayan bazı solcuların kol gezdiği bir siyasi ortamda en net tavır gösteren sivil oluşumlardan biri.
tabi insanların birkaç konuda bu grubun eksiklerini göstererek, "hani şu konuda açıklama yapmadılar?", "akp'li", "sorosçu" diye oturduğu yerden bok atması kolay geliyor... sanki bunu söyleyenler hiçbir konuda tutarsızlık göstermeyen pür demokratlarmış gibi... hangi akp'li kürt meselesinden, lambda'nın kapatılmasına ve faili meçhullere uzanan geniş bir alanda demokrasi mücadelesi verdi? hangi "sorosçu" kira parasını öderken zorluklarla karşılaşıyor?
bu genç sivillerin demokratlığı ne ile sınırlıdır bilemiyorum, fakat yaptıkları son açıklamalarla ancak turuncu demokrat olabilir böyleleri. hani vardı ya renkli devrimlerin ukrayna şubesinden olanların rengi, aynen onlardan olabilirler. çünkü abdullah gül'ü cumhurbaşkanı olarak şimdiki cumhurbaşkanından daha demokrat biri gibi görüyorlar. ilginç. öncelikle;
-12 eylülle hiçbir derdi olmayan ve ona karşı hiç bir argüman kullanmayan biri,
-orduya sataşıp, polisin hak ve görevlerini genişleten,
-sendikal örgütlenmeleri kısıtlayan, grev yapmanın vatan hainliği olduğunu dile getiren bir anlayışın ürünü olan birini,
-tck'nin 301. maddesine ya da bir başka deyişle eski 141-142' ye karşı çıkmayan birine,
-yök'ü kaldırmak istemesinin amacının üniversiteleri demokratikleştirmek değilde, tekkelere çevirmek isteyen birini,
-12 eylülcülerin yargılanmasına yol açacak 15. maddenin kaldırılmasına dair hiçbir şey söylemeyen birini,
destekleyip nasıl olur demokrat olabilirler anlamıyorum. "ne darbe, ne şeriat" sloganının kaygan bir zeminde bulunduğunu belirtip aslında nasıl demokrat(!) olduklarını gösteriyorlar. böylelerine ancak emperyalizmin kucağında bol renkli günler dilenir.
