ceza evi evrende icat edilmiş en ahmakça en çözümsüz çözüm yoludur. Şuç olarak tanımlanmış fiillerin neredeyse yarısından fazlası psikolojik hastalıkların ürünüdür. Bu fiillerin içine dahil olmuş kişiler ise suçlu değil hastadır. Suç olarak tanımlanış fiillerin diğer bir kısmı ise hali hazırda suç değil bireyin saçma sapan biçimlerde kısıtlanmış haklarını geri alma çabası sonucu oluşan durumlardır, kalan kısmı ise hali hazırda sistemin insanı ittiği çaresizlik noktalarından kaynaklanan fiillerdir. Siz psikolojik olarak sağlıklı bir bireyi bügün dünyada koşulları en mükemmel ceza evine kapatsanız bir süre sonra elinizde sadece bir hasta kalır, siz haklarının peşinden koşan insanları ceza evlerine tıkarsanız bir süre sonra elinizde sadece isyan kalır. Siz kendi pisliğinizden dolayı bir "suç" işlemiş insanı ceza evine tıkarsanız elinizde bir süre sonra sadece pislik kalır.
Hali hazırda bunun hiçbir biçimde değiştirilmesi, konuşulması tartışılması düşünülmediği gibi koşullarının "yasal sınırlar içerisinde" nasıl daha ağır hale getirilebileceği tartışılmaktadır. Bunun asıl sebebi ise suçlu olarak adledilmiş kişilerin analizi yapılsal (psikoljik, sosyolojik, ekonomik.. ) suçlunun bizzat kanun koyucu olduğu çok net bir biçimde ortaya çıkacağından sistemin bu çarkı olabildiğine çözümsüzlüğe işler.
Bunun en net sağlaması şudur ki eğer kanunlar ve hükümleri suçu bitirmek istiyor olsa suçla savaşırdı. Oysa ki hali hazırda bütün kanunlar ve hükümleri suçluyla savaşmaktadırlar. Hiçbiri ne suçun kaynağını araştırır ne kişi bu suça iten olguyu sadece olayın fiilen oluşum şekli üzerinden sözüm ona " caydırıcı " bir ceza vermek üzerine kuruludur.
Hukuk mevcut sistemin varlığını koruyan kanunlar bütünüdür. Hiç bir zaman adalet sağlamaz.
cezaevlerini boşaltmayı, "çıkın dışarıda oynayın, temizlik yapıcam, sonra yine geri gelirsiniz" cümlesini kuran ev kadını mantığı ile değerlendiren insan yaklaşımıdır. sağlıklı bir yaklaşım değildir. suç ve ceza dengesini iyi ayarlayamayan, uygulamada da tutarlılık gösteremeyen sistemlerin başına dert olur.
2 gün sonra mna koyarlar ortalığın. Görürsün soyulan dükkanları, tecavüzleri, gaspları.. Bırakın kalsınlar, bok işimiz varmış gibi bide bunu konuşuyoruz. Küçücük kıza tecavüz eden pezevenkleri öldürmek yerine salalım diyorlar la. Bak hele bak.
ıslah etmeyen bir ceza sistemi ile cezalandirma olmaz. ceza isledigi ispatlanan bir insana en agır bedel ödetilmelidir. cezaevinden cıkan herkes racon sahibi olup kaldıgı yerden devam ediyor. baska bir sistem ıslah edici topluma kazandırma yoluyla cezalar ve kanunlar yapılandırılmalıdır. af dengeleri bozar.
cezaevlerini boşaltmak için af çıkartmak söyleminden hoşnut değilim. daha önceki afların ve bundan sonraki afların bu nedenle çıkacağını düşünme gafletine de düşmeyeceğim. toplumdan gelen ve geneli tarafından dile getirilen isteklere hiçbir siyasi sessiz kalamaz. toplumun geneli genel af için ortak bir paydada buşumuşlarsa, bu oluşum iktidar tarafından karşılanmak zorunda. hani kamu yararı denen bir durum var ya işte o yarar bu yarardır. genel affın kaynağı cezaevi yetersizliği değil, toplumsal sestir.
biryerleri soyup paraları saklamanın zamanı gelmiştir. içerde çok kalmazsınız. Emekli ikramiyeniz dışarda bekliyor olur. Sevmediğiniz birinden intikam da alabilirsiniz. Bu fırsat birdaha gelmez.
ceza evlerindeki koğuşları "havalandırma ve temizleme" amacı ile getirilmesi düşünülen aftır. çıkanların yüzde doksanı 1-2 ay içerisinde geri döner nasıl olsa o arada havalansın biraz koğuşlar..
Evet birde o insanlara iş bulma derdi oluşsun değil mi.
Ayrıca önemli olan hangi kapsamdaki cezalar af olacaktır.
Hırsızlık.
Tecavüzcü.
insan öldürmek.
Kaçakçılık,ve uyuşturucu ticareti.
Devlete işlenmiş suçlar.
Peki bunların hepsi af edildi tekrarlanmayacağının sözünü kim verebiliyor. Yok öyle iş .
Herkes hak ettiğini alacak almalıdır.
Ulan bunlardan biri başınıza gelsin feryat figan salsa sümük ağlayıp adalet adalet diye çırpınırken bir allah'ın kulu kılını bile kıpırdatmaz bunlar dışarıda olursa.
Hoşt denilesi başlık. sokaklarda zaten yeterince sapık var iyice teksas yapacaksınız memleketi. Hatta affı geçtim tecavüze hadım, adam öldürmeye de idam cezası gelsin. Memleket biraz ferahlar belki.
Genel ya da kısmi af adaletsizliğin en büyük örneğidir. Burada affedecek merci asla devlet değildir. Affedecek kesim suçun mağduru olan kurum ya da kişilerdir. Suçlu ya da suça bulaşmış kişilerde temel amaç cezalandırma değil rehabilitasyondur. Tutukevleri rehabilatsyon sürecinde gözetim altında tutmak için vardır. Devletin hükümlüleri rehabilite olmadan tekrar toplum içine salması topluma karşı işlenmiş en büyük suçtur. Her ne sebebe dayanırsa dayansın devletin hükümlüleri affetmesi yetkisini kötüye kullanmaktır.
Bence hükümlüleri çıkarmak yerine zorunlu çalışma kampları açmalı, ne kadar hırsız uğursuz it kopuk varsa taş veya kömür madeni gibi iş kollarında karın tokluğuna çalıştırmalıyız. Hapse giren 20 kilo alıp çıkıyor arkadaş. Böylece Hem hapislik psikolojisini yaşamaz ve kendilerini faydalı hissederek meslek öğrenirler, hem de ekonomiye katkı sağlarlar.