o gemiciklerin ustunden açlara simit atarak sosyal yardım yapacaklardır. siz ne bicim sosyalistsiniz aaaa... hem zaten sosyalizmle sosyal yardım aynı sey, hiç bir şey bilmiyorsunuz sizde. anlayana.
vallahi kimsenin umrunda değil, yani % 47 lik kesimin. herkesin bir savunması var. en yaygın duyulanı da ' hepsi çaldı ama akp verdi de, çalsın o zaman' dır. yahu siz dilinize sürülen bir parmak balla satın alınacak kadar ucuz musunuz? geçen gün önümden bir kamyon kömür geçti, belediyenin kamyonuyla. kamyondan inen kömürlerin üzerinde türkiye cumhuriyeti malıdır satılamaz yazıyordu. satılamaz evet ama akp seçmenine dağıtılır ve oy satın alınır. ne kadar ucuzsunuz? ve siz sözde müslümanlar sizler akp li olmayan fakir bir ailenin hakkını yediniz belki de. kul hakkı yiyenler ve yenmesine göz yumanlar sizler asla affedilmeyecekler arasındasınız!
gemicik mi? helali hoş olsun. böyle şeye öyle şey yakışır.
leasing, factoring ya da herhangi bir mali desteğin teminatsız türkiye dahil hiçbir ülkede verilmeyeceğini bilmeyenlerin bik bik bik savunduğu vasıtadır. o teminatlar da işin kurulacağı arazi, bina ya da nüfuzlu bir tanıdıktır.
eğer gerçekten kalkınmada öncelikli bölgelerde bu kadar kolay mali destek alınabilseydi, dağ taş sanayiciyle dolardı; çakma şark kurnazlarıyla değil.
öncelikle kalkınmada öncelikli bölgelerin hangi kıstaslara göre seçildiğini, sonra da bu tip destekleri alabilenlerin atalarının ebelerinin kimlerle kanka olduğunun ufacık bir araştırması yapılırsa, gerçekler kabak gibi çıkar ortaya.
bu arada ziraat bankası ve halkbank'ın kobilere desteği vardır ve 15-20 bin ytl'yi geçmez bu destekler. işkembe-i kübradan sallamadan önce küçük bir piyasa araştırması yapmak faideli olacaktır. yoksa daha çok hazımsızlık çeker bünye.*
burak erdoğan'ın gemisine leasing, factoring hadi bunları geçtik ticari banka kredisi kelamlarını daha önce duymamış, anlamlarını bilmeyen bünyelerin cahilce sataşmalarıdır.
tek bir örnek size;
yaşadığınız ilçe kaymakamına gidin yanınızda daha önce ssk numarası olmamaış 2 de arkadaşınızı götürün, biz üretim yapacağız, ticaret yapacağız ama paramız yok diyin.
kaymakamlığın yapacağı;
adam başı 50 bin dolar 2 sene ödemesiz, 0 faiz ve uzun vadede alın paranızı. hiç ipoteksiz , leasingsiz tamamen kendi malınız olan herhangi bir ticari mate alıp işinize başlayın. bu kadar basit.
bu söylediğim miktarlar kalkınmada öncelikli bölgelere göre daha da artmakta, hele bir de kadın girişimci olursa pozitif ayrımcılıkla limit daha yukarılara çekilmekte.
bu sadece kaymakamlıkların verdiği para. ziraat bankası ve halkbank'ın verdiklerinden bahsetmiyorum bile.
başka örnek isteyen var mı?
doğu, güneydoğu veya kalkınmada öncelikli bir bölgede yatırım yapmak isteyen vatandaşa sadece 15 sigortalı işçi çalıştırma garantisi alındıktan sonra fabrikasını kuracağı arazi bedelsiz veriliyor, ssk giderlerinin yarıya yakını devlet tarafından karşılanıyor, vergilerden de epeyce avantaj sağlanıyor.
türkiye fırsatlar ülkesi yeterki bi tarafınız iş yapamayı yesin. onun bunun malına bok atmaktan vazgeçin artık.
rte'nin uzaktan bakarak bu yorumu yapmış olabileceği ihtimali vardır.bayağı bi uzaktan bakmış olmalı demek ki.
not:hiçbir yeşil yazarın bu başlığa entry girmemesi de düşündürücüdür.
her duyduğumda yarılmama neden olan kelimedir şöyle ki, bir gün amcalarımla oturuyoruz tüm aile muhabbet filan televizyon açık ve olaylar gerçekleşir;
(rte konuşmasını yapıyordur)
rte: gemi var gemicik var. amca bey: doğru am var amcık var gavat o gemiyi ben varyaa neyse neysee..
(uzun süren bir sessizlik) amca bey: hanım çayları tazele...
Evlada alınması gereken listenin başındaki minik miniminik filo(cuk)un ilki.
satılması gereken daha çok toprak(cık) telekom(cuk) petkim(cik)ihale(cik)olduktan sonra alınacaklar listesindeki ilk servet(cik)bunu yalı(cık) dolar(cık)yat(cık)kat(cık) takip edilmesinden korkulan hadise(cik)
analarımızı da alıp gidersek sığıp sığamayacağımız konusunda çeşitli spekülasyonların yapıldığı minik deniz taşıt(çık)
tayyip (cik) in oglu(cuk) usa da burslu(cuk) olarak okuyup askerlikten aldıgı curuk(cuk) ten ve villa(cik) tan sonraki son icaatidir.yakinda ada(cik)da alacakmıs secim kazanildi ya buyutmemek lazim tabi.
(bkz: cek cak eklerinden tiksinmek)
*
ülke vatandaşlarının hatırı sayılır oranı açlık sınırında yaşarken başbakanımızın oğlunun böyle bir menkule sahip olması düşündürücüdür. bir ülkenin kalkınamamasının en büyük etkenlerinden biri gelir dağılımındaki adaletsizlik iken böyle bir skandal ile karşılaşmamız çok doğal olur, balık baştan kokar deyimi anlamını bulur. garip olan başka bir nokta ise tarihini hatırlamadığım bir ali kırca programında ali kırca'nın başbakana yönelttiği bu soruya karşılık erdoğan açıklamasını yapmıştır. "e benim oğlum 28-29 yaşında insan, tabi ki ona yatırım yapıcam" olmuştur açıklaması. ancak sayın başbakan unutmuş mudur acaba bu ülkede 28-29 yaşında ki insanların sadece başbakan oğlu olmadığını, haberi var midir acaba kpss gibi bir illetten 90 küsür puan aldığı halde sırf çok batılı bir cv si olduğu için paçalarından milli görüş akan akp li bakanlardan vize alamayıp turizm ve kültür bakanlığı kadrosuna atanamayan gençten? pardon gençcikten? peki halkımın %46 sı, sizin haberiniz var mıdır? gerçekten halk için yaşayan, halk gibi düşünmeyi popülist politikaların dışına taşımış önderlere ihtiyacımız var ülke olarak. oğluna gemi alıp, karısının yarım milyarlık başörtüsü ile gezmesine müsaade edip, bilmem kaç liralık kol saati takıp sonra kendini aklamaya çalışan önderlere değil. biz onlara deriz ki; yüzde 46 nı da al git.