bugün

tüm dünyada gsmh veya gsyih yerine göz önünde bulundurulması gereken bir ölçü. gsmh hiçbir şey ifade etmiyor toplumun refahı, mutluluğu, suç oranları, güven, stres ve şiddet gibi olgularına faydalı olarak bir tesiri yok.

gelir eşitsizliğinin düşük olduğu ülkeler suç oranlarının düşüklüğü, stresin azlığı, çocukların liseden atılmasının düşük olması gibi etkenlerden dolayı daha refah içindedir.

gelir eşitsizliğinin düşük olduğu ülkelere örnek vermek gerekirse: japonya, isveç ve danimarka verilebilir. gelir eşitsizliğinin had safhada olduğu ülkeler ise herkesin tahmin edebileceği gibi kapitalizm'in başkenti abd ardından singapur ve ingiltere.

nitekim bunu richard wilkinson konuşmasında dile getiriyor ve gelirden önce veya sonra her nasıl olursa olsun gelir eşitsizliğini olabildiğince en aza çekmemiz gerekliliğini belirtiyor.

http://www.ted.com/talks/...tr/richard_wilkinson.html
gelir eşitsizliği yakın arkadaşı fırsat eşitsizliği ile vahşi kapitalizmin yolsuzluk ve yoksullukla atbaşı gittiği ülkelerde; önce insani değerleri, en temel insani hakları karaborsaya düşürüp, toplumu her açıdan yozlaştırmaktadır ki artık toplum denilen şey yok olma noktasına gelmiş cansız bir hiçliktir ki hiçliğin en yoksulu, en yavanı...
Gelir dağılımı, belirli bir dönemdeki toplam gelirin elde edilmesine katkıda bulunanların bu gelirden aldıkları paylara verilen isimdir.
Gelir dağılımında eşitsizliğin artması, geçim sıkıntısına yol açar, ekonomi düzgün şekilde büyüyemez.Yoksulluk;ülkenin yoksulluk oranı gelirleri ortalama mili gelirin %60 altına düşen halkın yüzdesini ifade etmektedir. Mutlak yoksulluk, kişilerin ihtiyaç duydukları asgari gelir ve harcama düzeyidir.
Gelir dağılımı ve yoksulluk arasında sıkı bir ilişki vardır. Belirli bir gelir düzeyinde gelir dağılımı eşitsizliği ne kadar yüksek ise yoksulluk oranı da o kadar yüksektir.
gelir dağılımındaki eşitsizlik geçim sıkıntısına yol açmıyor. alım gücündeki daralma geçim sıkıntısına yol açar. gelir eşitsizliği geçim sıkıntısının nedeni değil burada. en fazla sonuç olabilir diyeceğim lakin o bile tartışmalıdır. çünkü alım gücü azalırken zengin kesimin alım gücü de azalıyor.

bununla ilgili güzel bir örnek verilir. diyelim ki google ın iki kurucusu geldi ankarada yaşamaya karar verdi. tüm parasını türkiyeye getirdiler. birden ülkeye 100 milyar dolar para girişi oldu. ne olacak şimdi ? gelir dağılımı daha da açıldı öyle değil mi ?

gelir eşitsizliği her zaman olacaktır. belli dönemlerde ülkedeki zengin sayısının artışına oranla makas açılacaktır. burada önemli olan alım gücünün düşüp düşmediğidir.
lorenz eğrisi ile açıklanır genelde.

lorenz eğrisi 1905 yılında Max Otto Lorenz tarafından gelir dağılımının ifade edilmesi amacıyla geliştirilmiştir.
Robin hood geldiğinde herşey düzelecektir. loxleyli (lakslili) robin geldiğinde zenginden alacak fakire verecek. Böylelikle yeryüzünde adaleti tesis edecek. Robin hood o bir kahraman. O bir adalet savaşçısı.
Gelir esitsizligi her toplumda vardir ve belirli bir raddeye kadar normal sayililir. Yalniz gecim siktintisina yol acmiyor demek cok yanlis. 8 kisinin yasadigi bir evde, bir pastayi o sekiz kisiye esit sekilde paylastirmaktansa, birisine pastanin yarisini veriyorsaniz bu diger 7 kisinin ister istemez daha kücük bir parca ile avunmak zorunda kalmasina sebep olur.
Ve alim gücü bu esitsizligi belirlerken tabiki göz ardi edilmiyor.
Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan sistemdeki eşitsizliklerden yalnızca biridir. Ayrıca dünyada ne eşit ki gelir eşit olsun.
Anlamadığım kavramdır. Gelir eşitsizliği deyince kafanızda neden göbekli şişman bir burjuva ve fakir proleterya canlanıyor ki? Gelir eşitsizliği basitçe bir pasta var, bu pastadaki dağılım eşit değil demektir. Bu pastanın büyüklüğü konusunda bir yorum yapmaz.

Yani gelir eşitsizliği deyince kafanızda şişman burjuvayla fakir proleterya canlanacağına ferrariye binen zenginle passata binen 'fakir' canlanabilir de.

Amerika'da insanlar Bill Gates var diye daha mı fakirleşiyor? Yoksa Bill Gates'in varlığı gelir eşitsizliğini artırırken en alt katmandaki adamın dahi refahını mı artırıyor?

Entry biter.
Gini katsayısı olarak adlandırılır.
Gelir eşitsizliği yoktur. Büyük soygun (vurgun) vardır.
sosyalist ekonomilerde görülmez.
Yok öyle bir şey. Herkes ekmek alabiliyor kimse aç değil çok şükür ne eşitsizliği algı yapmayın.
yıllarca okumuş bir doktorla liseyi bitirip üni okumamış çöpçü aynı maaşı mı alsın.
herkes milyarder mi olsun.
Gelirlerin eşit olmadığı gibi giderler de hiçbir zaman eşit olmaz, olamaz. Yeryüzünde Eşitlik sadece bir matematik terimi olarak vardır. Mahkemeler dahi teoride kapı gibi yüzümüze çarpan eşitlik esasını tam olarak pratiğe dökemezler. Eşitlik sadece ölüm gerçekliğinde (dinamik) karşımıza çıkar. Mantık çerçevesinde Mutlak Eşitlik beklentisi ve hakkı sadece ve sadece adalet karşısında olmalıdır. Şayet adalet sistemi eşitlik esasına göre hareket edemiyorsa bu diğer alanlarada adamakıllı şekilde yayılır ve toplumsal yozlaşma başlar. Yozlaşma ise tüm toplumu ayırt etmeksizin ezer geçer.