fatih akın'ı fatih akin yapan film olmasına üzüldüğüm film. açıkçası neresi sevildi bu filmin bu kadar çok ben anlamadım. konusu desen holivud seri üretim filmlerinden 100 tane çıkar buna benzer konulu film. yani bir orjinalliği yok. oyunculuklar desen birol unel anca yardımcı rollerde oynayabilecek bir oyunculuk kapasitesine sahip, güven kıraç'ı tabi ki tartışamayız ama onun da bu filmde hem yeri çok az,hem olduğu bölümlerde de çok tekrara düşmüş. * sibel kekilli desen yorum yapmaya gerek yok, çünkü oyuncu değil. filmi sıradışı yapan acaba abartılmış çıplaklık sahnelerinin fazlalığı mı? çünkü bir ara harbiden hard porn izliyormuşum izlenimine kapıldım. tabi filmi annemle yanyana izlemem durumu daha da tuhaflaştırdı. neyse bence sıradan bir konusu olan temmuzda bile bu filmi geçer benim gözümde, solino ise 10'a katlar.
kaç defa izlediğimi hatırlamadığım ödülünü sonuna kadar haketmiş karakaşlı fatih akın eseri. filmde ön planda sibel görülmüş olsa da birol ünerin oyunculuğuna ayakta alkışlarım. (bkz: birol ünel)
ayrıca fatih akın tüm filmlerinde olduğu gibi bu filminde de bir sezen aksu şarkısına yer vermiştir(yine mi çiçek-sibel'e sofra hazırlarken eşlik eden müzik-)
her ne kadar alman yapımı olsada son zamanların hatta tüm zamanların en iyi türk filmlerinden biri.bu filmde en çok beğendiğim hatta hasta olduğum karakter cahit(birol ünel).ayrıca filmde kullanılan müziklerde insanın iyice filme kapılmasına yardımcı oluyor(filmin bütün müzikleri -soundtrack'ında olmayanlarda dahil- hepsi arşivimde mevcuttur).son olarak dünya çapında bir internet sitesinde son yüzyılın en iyi 10 aşk filminden birisi seçildi.
fatih akın ı sevme nedenlerinden sadece biri,her anında insana biraz daha yakınlasan bazı sahnelerinde ramak kalan ağlamayı kolaylastıran.Sibel kekilli,birol ünel ve güven kıraç a hasta olunan yine söyleyemeden geçemeyeceğim kadar güzel bi soundtrack i olan fatih akın şaheseri.
şarkılar için;
1 saniye'm - sesler,selim & orchester feat.idil üner
2 i feel you - depeche mode
3 ho ho - birthday party
4 not here - polvorosa
5 tract - alexander hacke
6 temple of love - sisters of mercy, ofra haza
7 kaymak - sultana
8 die welt steht still - sam ragga band feat. jan delay
9 lag bari(shantel remix) - fanfare ciocarlia
10 yine mi çiçek - sezen aksu
11 my man - mona mur
12 after laughter(comes tears) - wendy rene
13 ağla sevdam - ağır roman
14 fata morgana - orientation
15 nar i ney - mercan dede
16 su karsiki dagda bir fener yanar - sesler,selim & orchester feat.idil üner
17 life's what you make it - zinoba
ayrıca sibel kekilli nin devam filmi için;
(bkz: bayıra karşı)
birol ünel'in karizmasinin tavan yaptigi filmdir. kendisi bir sokak serserisini o kadar güzel canlandirmistir ki, hani "bu rol icin aylarca bilmem ne egitimi aldim." diyen aktör bozuntularini görünce, acaba bu adam da sokaklarda mi yatip kalkmis aylarca dedirten filmdir.ayrica sinema tarihine damgasini vuracak cok iyi yakin cekim sahneleri de vardir; misal sibel'in biber dolmasi yaptigi sahneler, misal dügün sahneleri.
almanya'da başlayıp istanbul da biten, Birol Ünel, Sibel Kekilli ve Cem Akın'ın başrollerini paylaştıkları filmfatih akın ın en sert filmi olarak gösterilir.
yusuf taşkın'ın, daha önce ağır roman filminin soundtracklarından birisi olarak söylediği, ağla sevdam şarkısı ile birleşen sahnelerde, ne demek istediğini daha bir iyi anladığım film.. yok böyle bir oyunculuk, acı; ama tarifsiz a$k acısı tabii ki. insanın, değerlerinden nasıl da bir anda vazgeçebileceğini gösteren bir oyunculuk muamması..
iki tutunamayan' ın hikayesi bu. iki aşkı dehlizlerde ve dikeyine kesilen bileklerde arayanın hikayesi.. iki kendini ararken birbirine çarpan, bulunca da aradıklarını şehvete esir edip harcayan, ve namussuz kadere inat verdikleri savaşı yine kaderin yaptığı bir güzellikle yitiren, birbirini hiç tanımadan tutulan iki aşığın hikayesi..birazdan geçicem ekranın karşısına ve sorucam kendime..
gerçekten güçlü müsünüz o kadar? aramıza girecek kadar.
oyuncularıyla,gerek ses kalitesiyle,mekan seçimindeki ayrıcalığıyla türkler bunuda yapıyormuş dedirtti almanlara. filmi izledim bittiğinde ise üşüdüm,ağlar gibi oldum,bu bir itiraftır ki 2.si ne zaman çıkacak diye araştırdım.
kanımca* izlediğim en iyi türk filmidir. filmdeki müzik seçiminden, gerçekçi fotoğraf açılarının kahramanların yaşadığı modern-geleneksel, yabancı-alışıldık çatışmalarıyla paralellik göstermesine değin her ayrıntı,ben usta adayı bir yönetmenin elinden çıktım demektedir.sinemaya yeni yüzler kazandırmış ve kafamızdaki salak alamancı türk filmleri imajını bozmuştur. bende yalan yok. filmi sırf "lan acaba sibel kekilli konulu bir filmde nasıl oynamış" diyerek izledim.* ama sonunda "hassiktir bee" çektim.işte öyle bir filmdir.
sadece bir film diyemeyeceğimiz bir filmdir. içine girmeyenlere anlatmak zor. yalın ve cesur aşkın destanıdır. sırtını duvara verenlerin duvara çarpacağı sahnelerle doludur. içinizi sızlatacak harika müzikleri ve oyuncularının oynamıyormuşçasına gerçek ve çıplak oynadıkları,her karesinde kabinize bir buz kıracağının sokulup kanıttırıldığını hissettiren film.
ı feel you ile başlayıp ne ağlarsın benim zülfü siyahım ile devam edip malum sonu hissettirerek kapı aralığından üzülerek sona boyun eğdiren, kadere yenilmeyi marifet gösteren en güzel film olmasının yanında biber dolmalarının klozetlere dökülüp sifona basıldığı, beyoğlu nun arka sokaklarında tecavüz edilirken bedene, ruhun bekaretini yıllar önce kaybettiğinin gözlere sokularak gösterildiği ve en önemlisi; başladığı yere dönmek zorunda kalanların filmidir.
duvara karşı toslanan hayatlarda, fren izine rastlanmamasının izdüşümüdür. isyandır. iki ölü bedenin birbirine toslaması ve sonrasında, birbirlerini hayatın dişlileri arasında kaybedişleri.
ağlanası bir film. bağıra bağıra. çünkü; köpek gibi sevmekle ilgili bir film bu. kalbi kusana kadar ağlamakla ilgili. hiçbir şey söylemeden, her şeyi anlatmakla ilgili bir film bu.
türk toplumunun takıntılarını, arada kalan insanların çaresizliklerini anlatır. gözlere soka soka. ani ve keskin sahneleri ile seyircinin bu filmden kopma gibi bir lüksü olamaz. çünkü; yönetmen yaptığı işin bilincindedir. bilinçlidir, her 20 dakikada bir gerçekleştirilemeyen intihar sahnelerinin çekim amacı.