geceye bir şiir bırak

entry159 galeri77 ses2
    107.
  1. Kimse duymadı onu, ölen adamı,
    Gene de inliyordu o yattığı yerde:
    Sandığınızdan çok daha uzaktaydım ben,
    Hem de el sallamıyordum, boğuluyordum.

    Zavallı, her zaman hoşlanırdı şakadan
    Şimdiyse öldü gitti
    Herhalde su çok soğuktu, kalbi dayanamadı,
    Dediler.

    Yoo yoo, su her zaman soğuktu
    (Ölen adam gene de inledi durdu)
    Bütün hayatım boyunca çok uzaktaydım ben,
    Hem de el sallamıyordum, boğuluyordum.

    Stevie Smith
    1 ...
  2. 106.
  3. Ve baktıkça sana, tertemiz bir melek düştü dünyaya
    Gülümsedi tanrılar, çıldırtan bir gururla
    Sen, karanlık ormanlara düşen o yüce ışık
    Sen bereketi öpüşlerin, Bal eden hayat yükümü
    Uzakta ol istediğin kadar, kendimden bile yakınsın bana
    1 ...
  4. 105.
  5. Eşiğine dayanıp seyirdiğim
    cansız doğa: Bir çingene geldi
    gece, ellerimi açtı ve uzun,
    dingin bir yağmur düştü yüzüne:
    "Her şey geçer, sen geçmezsin."

    Güldüm, katıldım: Bilmem mi
    kuytudan beslenen yorgun tekliğimi:
    Ben amansız çatlak, sudan ve çıradan
    çıkma yangın lehçesi: Her şey geçer
    ben kalırım.

    Fal, enis batur
    1 ...
  6. 104.
  7. Sana gitme demeyeceğim
    Ama gitme Lavinia
    Adını gizleyeceğim
    Sen de bilme Lavinia.
    0 ...
  8. 103.
  9. Terketmedi sevdan beni,
    Aç kaldım, susuz kaldım, hayın, karanlıktı gece,
    Can garip, can suskun, can paramparça…
    Ve ellerim kelepçede; Tütünsüz, uykusuz kaldım,
    Terketmedi sevdan beni…
    0 ...
  10. 102.
  11. "Ben sana hep üşüyordum,
    Çünkü kıştım.
    Nakıştım, bakıştım.
    inkar etmiyorum da bunu,
    Seni sevmek gibi büyük işlere kalkıştım.

    Ve lütfen inkar etme;
    Sana en çok ben yakıştım."
    4 ...
  12. 101.
  13. Haydi Abbas, vakit tamam;
    Akşam diyordun işte oldu akşam.
    Kur bakalım çilingir soframızı;
    Dinsin artık bu kalb ağrısı.
    Şu ağacın gölgesinde olsun;
    Tam kenarında havuzun.
    Aya haber sal çıksın bu gece;
    Görünsün şöyle gönlümce.
    Bas kırbacı sihirli seccadeye,
    Göster hükmettiğini mesafeye
    Ve zamana.
    Katıp tozu dumana,
    Var git,
    Böyle ferman etti Cahit,
    Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
    Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.
    cahit sıtkı
    0 ...
  14. 100.
  15. Oysa herkes öldürür sevdiğini,
    Kulak verin bu dediklerime,
    Kimi bir bakışı ile yapar bunu,
    Kimi dalkavukça sözler ile.
    Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
    Kimi dalkavukça sözlerle.
    Korkaklar öpücük ile öldürür.
    Yürekliler kılıç darbeleriyle.

    Kimi gençken öldürür sevdiğini
    Kimi yaşlıyken.
    Şehvetli ellerle boğar kimi
    Kimi altından ellerle
    Merhametli kişi bıçak kullanır
    Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur
    Kimi yeterince sevmez kimi fazla sever
    Kimi satar; kimi de satın alır
    Kimi gözyaşı döker öldürürken
    Kimi kılı kıpırdamadan
    Çünkü herkes öldürür sevdiğini
    Ama herkes öldürdü diye ölmez.

    Oscar Wilde.
    3 ...
  16. 99.
  17. insandan doğanlar, insan olurlar
    Hayvandan doğanlar, hayvan olurlar
    Hepside bu dünyaya gelirler
    Ana haktır, sen bu sırra erdin mi?
    1 ...
  18. 98.
  19. IHLAMURLAR ÇiÇEK AÇTIĞI ZAMAN


    - I -

    Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
    Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
    Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
    Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
    Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

    Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
    Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
    Bebekler hayta hayta yürümeden
    Geleceğim diyorum, geleceğim sana
    Ne olur kesin bir takvim sorma bana
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

    Beklesen de olur, beklemesen de
    Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
    Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
    Hangi ses yürekten çağırsa beni sana
    Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

    Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
    Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
    Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
    Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
    Kesin bir gün belirtemem, n'olur takvim sorma bana
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

    Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
    Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
    Yeter ki bir çağır beni çiçeklendirdiğin yerden
    Gemileri yaksalar da geleceğim sana
    On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

    Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
    Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
    Ey benim alfabemdeki kadım Elif
    Ne güzellik, ne de tat var baharsız
    Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
    Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

    II

    Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
    Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
    Kimseye uğramam ben sana uğramadan
    Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
    Takvim sorup hudut çizdirme bana
    Ben sana çiçeklerle geleceğim
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman...

    Bilirsin ki burada değilim artık
    Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
    Gelir benim yüreğimde toplanır
    Dağların üstünden sıyrılan duman.
    Bir yanım mosmordur, bir yanım beyaz,
    Bir yanım karakış, bir yanım ilkyaz.
    Can evime bakışların saplanır;
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

    Ihlamurlar çiçek açtığı zaman;
    Ne sen gurbetçisin, ne ben sılacı.
    Senden gayrısına bakmak mümkün mü;
    Gözlerimi esir alan dağlardan.
    Kapımı üç defa çalan postacı
    “Adresinde yok! ” diye notlar düşer,
    Eski adresimde bir hüzün eser;
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

    Eski adresimse kurumuş bir gül,
    Gizemli bir ıtır, domur domur kan,
    Yaba yaba yelde savrulur gönül,
    Firkatli turnalar geçer uzaktan.
    Dalgınlığım debimetre tanımaz,
    Başım çarpar bir gemi bordasına
    Düşerim bir girdabın ortasına
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

    Birden bezeklenir sevda haritam,
    Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
    Lâleler toplarım ben tutam tutam,
    Bizim için çalar kıvrak bir keman.
    Gök papatya, yer ise lâle bahçesi,
    Aşka ışık dokur kuşların sesi.
    Seninle hep aynı yerde oluruz;
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

    Kumaşı eprimiş üç mevsim geçer,
    ilkyazla uyanır derin uyuyan.
    Tan sesine cıvıldaşır serçeler,
    Sevdadır alnıma namlu dayayan.
    Havuzuma ay ışığı dökülür.
    Bilirsin ki burada değilim artık,
    Ruhum yağmur yağmur göğe çekilir;
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

    Gülde çiy damlası... buzum sırçayım;
    Güneşe çarpınca param-parçayım.
    Bir Emirgân’dayım, bir Kanlıca’da,
    Üsküdar’da, Beykoz’da, Çamlıca’da.
    Şehir bir hançerken kan burgacında.
    Mekâna sığar mı bu dolu yürek?
    Bu sevda çeşmesi, bu deli yürek.
    Baylanır, beklerken baygın düşerim;
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

    - III -

    Saçlarına pütür pütür yapışmış,
    Gözlerinin rengi ile sıvanmış
    Bir avuç kuru çiçek topladım.
    Kırılıp dökülmesinler diye
    Sevgiyle, özenle tek tek topladım.
    Yürek fideledim zamana ve mekâna,
    Hasat vakti geldi yürek topladım.
    Belli ki bu yıl da vuslat gecikecek
    Aşıdır, serumdur, besindir her umut,
    Ey sevgili umudunu diri tut.
    Bedenim hür değil, mühlet ver bana,
    Er veya geç çıkıp geleceğim sana;
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

    Mevsimi geçiyormuş, geçsin varsın,
    Hep böyle dönüyor zaman tekeri.
    Biri gider, biri gelir mevsimlerin,
    Sonsuzluğu, diri aşklarla kucaklarsın.
    Acılardan damıtırsın şekeri,
    Sabrı da güzel olur çeyizi hazır kızların.
    En ışıltılı çağında yıldızların
    Kaç bıldır öteden göz kırpar bana,
    Her umut bir yoldaş, her dert âşina.
    Sorma ıhlamurlar ne zaman çiçek açar
    Beni güneşin ortasına atsalar da
    Yanarım, pişerim, gelirim sana;
    - Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

    Bahaeddin Karakoç
    ( 1930 - 2018 )
    0 ...
  20. 97.
  21. anadolu
    çıplak
    yalınayak
    karnı aç
    istediği bir lokma ekmek
    bilmez tatlı yemez
    girer patronun cebine emek
    bir yanda
    kadehler yanyana
    şampanyalar
    patlar
    yalınayak çocuklar
    yok bir lokma ekmek
    karnını doyurmak gerek
    suçları fakir olmak
    ağlamak istiyorum
    ağlamak

    ulaş bardakçı
    2 ...
  22. 96.
  23. Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
    Dikey ve yatay mutsuzluktan*
    2 ...
  24. 95.
  25. Gezinen bir gölgedir hayat, gariban bir aktör
    sahnede bir ileri bir geri saatini doldurur
    ve sonra duyulmaz olur sesi, bir masaldır
    gürültücü bir salağın anlattığı
    ki yoktur hiçbir anlamı.

    (bkz: shakespeare)
    3 ...
  26. 94.
  27. Eylül'ün Denizi

    Eylülün denizi, niçin gözlerin,
    Kapanmış ru'yâsız, boş bir kuyuya?
    Daha dün her dalgan gürlerdi derin.
    Coşkun bir belâ en gizil kuytuya.

    Eylülün denizi, sen şair misin?
    Şimdi bir afacan çocuk,bir deli,
    Sonra bir kötürüm, sonra bir miskin
    ihtiyâr ki bıkmış hayattan belli.

    Hani ba'zan senin "Hicrânı unut! "
    Diyen mâvi, baygın bakışın vardı.
    Hani sis ufuklarca uzakta,yâkut
    Bir cennetten sana nurlar yollardı.

    Dalgalar, ey büyük deniz, dalgalar
    Duâlar indirsin sana göklerden.
    Benim dalgalarda çarpan kalbim var,
    Bir şeyler haykırır uzak bir yerden.

    istersen, öyle pek çılgın olmasın,
    Bûseden hayâldan olsun gözleri.
    Yüksek kayalarda irkilen dalgın
    Gençlere koynunda aratsın şi'ri.

    istersen, kapansın gökler üstüne;
    istersen, bir tekne parçalanmasın.
    Haykırsın kıyıdan bir hasta nine,
    Yalnız gözlerini böyle yummasın!

    (bkz: ali canip yöntem)
    1 ...
  28. 93.
  29. Gömüşken bir günün sabahında
    Gömüşken bir mrbe misali
    Nihil bir şiir doğal
    Yüzyıllık bir sıkıntıdan
    Ve kızlar şiir sever derler
    Adamlarda kız
    Bir robotun azizligine uğrar
    insanı insan yapan kelimeler
    Artık bütün küfürler meşru müdafa
    Tanrıyı taşlıyoruz akıl meydanında.
    1 ...
  30. 92.
  31. ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
    Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından 
    Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
    Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
    Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
    Bu evleri atla bu evleri de bunları da 
    Göğe bakalım.
    1 ...
  32. 91.
  33. https://youtu.be/PJFR3p7UwU0

    -nazım oratoryosu. Genco Erkal'ın eşsiz performansı..
    2 ...
  34. 90.
  35. TOPRAK


    Belki Ada’daki köşkü üstüne yapacak
    Karısını kızanını peşkeş çekecek belki
    Ayaklarına kapanacak şöylelemesine
    Benim bildiğimse rüşvet teklif eder
    Şölenler adar rakılı makılı
    Kanma sakın.


    Ense köküne vur bir odun
    Yüzükoyun kapaklansın deyyus
    insanını hor gördüğü
    Somununu haraca kestiği
    Bağımsızlığına diş bilediği
    Şu toprağı öpsün.

    Metin Eloğlu
    1 ...
  36. 89.
  37. Turan
    Nabızlarımda vuran duygular ki tarihin
    Birer derin sesidir, ben sahifelerde değil
    Güzide, şanlı, necip ırkımın uzak ve yakın
    Bütün zaferlerini kalbimin tanininde
    Nabızlarımda okur, anlar, eylerim tebcil.
    Sahifelerde değil, çünkü Atilla, Cengiz
    Zaferle ırkımın tetviç eden bu nasiyeler,
    O tozlu çerçevelerde, o iftira amiz
    Muhit içinde görünmekte kirli, şermende;
    Fakat şerefle numayan Sezar ve iskender!
    Nabızlarımda evet, çünkü ilm için müphem
    Kalan Oğuz Han'ı kalbim tanır tamamiyle
    Damarlarımda yaşar şan-ü ihtişamiyle
    Oğuz Han, işte budur gönlümü eden mülhem:
    Vatan ne Türkiyedir Türklere, ne Türkistan
    Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan

    (bkz: ziya gökalp)
    0 ...
  38. 88.
  39. Dünya fani ölüm ani bikere versen ne olur yani.
    0 ...
  40. 87.
  41. bir çift güvercin havalansa
    yanık yanık koksa karanfil,
    değil bu anılacak şey değil,
    apansız geliyor aklıma.

    neredeyse gün doğacaktı,
    herkes gibi kalkacaktınız
    belki daha uykunuz da vardı
    geceniz geliyor aklıma

    sevdiğim çiçek adları gibi,
    sevdiğim sokak adları gibi,
    bütün sevdiklerimin adları gibi,
    adınız geliyor aklıma.
    0 ...
  42. 86.
  43. gökdelenler,
    şehrin
    mezar taşları
    gibi.
    0 ...
  44. 85.
  45. Gökyüzünde kаybolmаk huzur verebilirdi belki
    Yıldızlаr аnlаtsа onlаrı dinlerdim
    Güzel bir şаrkı vаrdı rüyа gölgesinde çаlаn
    Adı neydi?
    Aslındа şаrkı değil güzel olаn sendin
    Sefаletteki bu gönül yoksun hаyаtındаn
    Beni benden аlаbilen tehlikeli
    Yine de sаrılırdım
    Belki sıkılırdım
    Asıl beni bаnа veren kаdınımdır
    Ne kаdаr kаrışık dimi?
    Şu аn seni yаzmаk istiyorum seni
    Bi’ çаy kаşığının çıkаrttığı sesi
    Bir de аklımın gürültüsü
    Bir de hаvа serin
    Burа benim yerim аmа rаhаt değilim
    Nedeni belli değil
    Belki sıcаk su yoktur begonyа
    Bu fаrklı pаrolа
    Eğitimim аilem belki de ütopyаm
    Bu şiiri dinliyorsаn gönül dаğımdаsındır
    Yorgun ellerimle hitаp edeceğim kız
    Prenses olаmаz zаten
    Anlıyorum hissederek yаşıyorum
    En аzındаn bu аrаlаr böyle
    Bu kаrаkter sığаr mı cümlelere
    Ben uzun uzun yаzıyorken uzаy boşluğunа mektubumu
    Kimisi аğlıyordur, o dа fаrklı konu
    Yine de yаzıyorum belki duyаn olur he?
    Sinyаller аşkı öldürür mü?
    Yа dа şöyle diyim
    Rаdyаsyon bi insаnı güldürür mü?
    Tаhtа kаlemlerin kokusuylа yаzılmаmış bir şiir yаnаr mı?
    Bunu yаlаn sаnаr mı bu insаnlаr?
    Sаmimiyet neydi?
    Gülmek mi?
    Küfretmek mi?
    Yoksа beklemek mi doğru olаnı?
    Bilmiyorum
    Ben bu dаğlаrın аrdındаyım bekliyorum

    Ölüme kаdаr gidebilecek lаzım
    Son nefeste kim tutаr elimden?
    Şаrkılаr olmаyаcаk rаzı
    Ben beni kаybettim yeniden

    Kendimi bulmаm lаzım
    Bаnа kendimi ver!

    Stabil-Gökyüzü
    Rhytm and poem
    0 ...
  46. 84.
  47. Bakır Tenli Yapraklar

    Bak, ölüm güzü kıskanıyor
    şimdi ıssızdır onun sevimli kedisi
    ve herkes onun el değmedik yerleri olduğunu sanıyor.
    uzuyor defterine uğrayan kan lekesi
    Senin kuşların olurdu mevsimi yolculuklara çağıran
    içli taşra kızların gizemli eviçleri
    kapıların olurdu korkudan çok denizlere açılan
    o denize açılan ellerin nerede şimdi?
    yine bir güz büyümekte kanında gölgelerin
    o üzünç orduları tarlalar çiğnemekte
    bak, ölüm güzü kıskanıyor
    mevsimi aşka çağıran kuşların nerde senin
    güze el değdirmeyen ellerin nerede?

    (bkz: ismet özel)
    0 ...
  48. 83.
© 2025 uludağ sözlük