bugün

hassiktiiirr napıcam ulan ben şimdi dedirten olaydır...
yapılması gereken hiç beklemeksizin yatmak, sabah bayağı şatafatlı bir kahvaltı etmek ve kurtulmak için düğmeye basmaktır...
***
ana fikirler haricinde aşık olmak zaten boktan bir şeydir, bunu gece üçte anlayıp ayılmak daha da kötü bir şeydir...
lakin insanda sevmeden yapamaz, acıdır, gerçektir, güzeldir: kırmızı pul biber gibidir...
yemeğin lezzetidir bir yerde...
kötü olan ve insanı düşündüren mutluluk değil mutlakıyettir ve aşk insan hayatında daima mutlak olmayan belki tek şeydir...
üzülmeye değecek bir şey yoktur, olsa da düşünmek için geçtir...
deli gibi ketçap mayonezle makarna yemekse sadece kilo yapar...
***
söylenecek en ve tek doğru şey allah a çok ihtiyaç duyulan bir zamandır...
bol bol dua edin, ruhunuz rahatlasın...

editliyorum:
(bkz: gecenin ucunde obur olduğunu anlamak)
(bkz: gecenin tam ucunde)
yorganı iyice örtünmek ve sallamamak gerekir. zira önemsendiğinde sabah olmayı bilmeyecektir hem de sadece o sabah değil, benliğinizden birçok şey gidene kadar sabah gelmeyecektir. sonra zaten bitmeyecek midir. madem bitecek neden aşık olunsundur. gereksiz bir eylemdir. allah kimsenin başına vermesindir.
(bkz: aşk acısı çeken yazar)
(bkz: çok fazla hollywood filmi izlemek)
o gece de dahil olmak üzere ilerleyen geceler için de uyku bozukluğuna hoşgeldin demek.
anlaşıldığında bazılarını çok mutlu bazılarını çok mutsuz kılan bir şey. platonik olduğu durumlarda bünyede özellikle ruhsal olarak çeşitli bozukluklara yol açabilecek bir oluşum.*
anlamaktan ziyade kendine itiraf etmek olarak tanımlanması daha doğru olacak durumdur.
fonda da gripin'den üç çalıyordur muhtemelen.
(bkz: sabahın tam üçündesin dertlerin en gücündesin) *
cok gec bir saat degilmis , ya sabahin 5 ine farksaydin ne halt edecektin diye icsesimin dile geldigi durum/kurum.

esas tanim: amerikan romantik-komedilerinde gorulebilen sacma durum/korum.
ancak o saatte kendine gelebilen insandır. kendini emre aydına bağlayıp içinden çıkmalı içiyle konuşmalıdır. geçmiş olsundur.
Saat üç ayaktasın uyku tutmamış yine
Ne yazıyorsun kara kara beyazlar üstüne
Kalem biter hiç güvenme tükenmez diye
Hayat bile sona erer günün birinde
Sen hiç yalnız kalmadın mı kalabalığın içinde
Derdine derman aramadın mı şişelerin dibinde
Sözler sahteymiş çek kendini adım adım
Yüzler belliymiş yağmurlarda aradım bulamadım
Üşenmişsin hikayeni baştan anlatmaya
Faydası yok nefesini geçmişle yormaya
itiraf et seviyorsun hüznü kederi
Acı besler uyandırır boşvermiş bünyeyi

gripin'in sozlerle dile getirdigi gibidir. dermani siselerde aramaktir gecenin 3'unde. sonra 4 olmustur. bu sefer de;

bir şarkıya takılmışsan
üstüne çökmüşse sözleri, yanında hüzün
ruhuna ucundan dokunmuşsa
kararmışsa gün gibi aydınlık yüzün
her telefon çaldığında karşındaki yine bir başkasıysa
ağlamak, beklemekten çok kolay bir parça bile umut kalmadıysa

ah kaybolan el değmemiş ruhundu kir tutmayan
ah kaybolan içindeki çocuktu yeri dolmayan

her gece yattığında aklındaki sevgilin değil bir başkasıysa
ve her şeyi unutup uyumak istiyorsan
sığınmak için seçtiğin yer rüyalarınsa
her aynaya baktığında karşındaki sen değil başkasıysa
ağlamak aldanmak kadar kolay
kendine bile bakacak yüzün kalmadıysa

ah kaybolan el değmemiş ruhundu kir tutmayan
ah kaybolan içindeki çocuktu yeri dolmayan

görmüyor musun? kabuk bağlamıyor kanattığın hiç bir yaran
hiç bir zaman geri dönmüyor kaybettiğin onca insan
saat dört olmuş arıyorsun çaresini hüznün kederin
acıdan başka dermanı yok ki boşvermiş bünyenin...

ve artik beklemekten baska birsey yapamaz bunye.
sabahı sabah etmektir ve artık hiçbir gecenin üçünde uyuyamamaktır. * *
günün ağarmasına fazla bir zaman kalmamıştır. bir kaç saat belki... ancak en uzun gece olacaktır bu aynı zamanda da başka uzun ve uykusuz gecelerin habercisi...
(bkz: sahura kadar açığız)
"bir bakmışsın saat üç, bir bakmışsın saat hiç"
(bkz: özdemir asaf)
gecenin üçüne kadar uyuyamamasının sebebi aslında budur.
kötü birşeydir duygusal hadisedir.

gizlesem hiç fayda etmez,
söylesem daha beter, durumlarını yaşarsınız.
(bkz: welcome to babalar)
Ertesi gün uykusuz kalkışın baş nedenlerindendir. Bir vicdan muhasebesi yaşanabilir duygunun yoğunluğuna göre. Kendimi neden harap ediyorum diye.
bir bakmışsın saat üç. elinde ucunu bıcakla açtığın kurşun kalemin. bir bakmışsın kağıtta anlamsız çizgiler, veya anlam yüklemek istemediğin çizgiler, bir bakmışsın saat geçmiş gitmiş kağıtta bir yüz. kimin bilmediğin veya bilipte itiraf etmek istemediğin, bir bakmışsın saat durmuş kalmış, gözlerin çizgi gözlere dalmış.
bir bakmışsın saat üç, meğer hepsi rüyaymış, elindeki kalemden mürekkep damlamış. bir bakmışsın kağıtta yüz yok koca bir mürekkep lekesi, bakmışsın... aramışsın... aşkı bulmaya çalışmışsın... saat hala üç, belki biraz geçmekte şimdi, arasan bulabilir misin? bulsan anlayabilir misin?
sabahın tam üçünde dertlerin en gücünde olmaktır.
ne zamandır anlamını çözemediğin her şey gece çıkar karşına bir problem değildir artık ve çözüme kavuşturursun.
ne gelirse başına gece gelir. aşık olduğunu anlamamak için artık o saatlere kadar kendini meşgul etmez bazıları.ya neden olacaktı?
sabaha kadar uyumamak, sigarayı tüketmek ,bolca yemek yemek, gülümsemek, aşık olunanı telefonla (gizliden) rahatsız etmek. bu olası aşklar için verilen hareket silsilesidir.
uyku halinde altına işerken işediğini farkedip birşey yapamamakla eş değer duygu silsilesidir.