Bilin ki dünya hayatı, bir oyun, bir eğlence, bir gösteriş, aranızda bir övünme, mal ve evlâtta bir çokluk yarışından ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibi ki bitirdikleri çiftçileri imrendirir, sonra kurumaya yüz tutar, bir de bakarsın ki sararmıştır, ardından da çerçöp haline gelmiştir. Âhirette ise ya çetin bir azap yahut Allah’ın bağışlaması ve hoşnutluğu vardır. Dünya hayatı sadece aldatıcı bir yararlanmadan başka bir şey değildir.
(Hadid suresi-20)
Yedi göğü birbiriyle tam bir uygunluk içinde yaratan O’dur. Rahmânın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?
Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak; (kusur arayan) göz aradığını bulamadan bitkin olarak sana dönecektir.
Size gelince, bakın siz onları seviyorsunuz, ama onlar sizi sevmiyorlar. Siz kitabın tamamına inanıyorsunuz; onlar sizinle karşılaştıkları zaman "inandık" diyorlar; yalnız kaldıklarında ise size karşı öfkelerinden parmaklarını ısırıyorlar. De ki: "Öfkenizden çatlayın!" Şüphesiz Allah kalplerde olanı bilmektedir.
“Kötü kadınlar kötü erkeklere; kötü erkekler de kötü kadınlara; temiz kadınlar, temiz erkeklere; temiz erkekler de temiz kadınlara yakışır. Bu temiz kimseler, o iftiracıların söylediklerinden uzaktırlar. Kendileri için bir bağışlanma ve cömertçe bir rızık vardır.”
ahzab 50 ; Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği (savaş esirleri)nden elinin altındaki (cariye)leri, amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları, bir de Peygamber nikahlamak istediği takdirde kendini Peygambere bağışlayan mü'min kadını sana helal kıldık. Bu (sonuncusu, diğer) mü'minlerden ayrı olarak yalnızca sana özeldir. Biz onlara eşleri ve ellerinin altında bulunan (cariye)leri hakkında kendilerine neleri farz kıldığımızı biliyoruz. Bu sana bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.
ibn-i Cerir |radıyallahu anh| şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Kuhafe (ebu bekir radıyallahu anh'ın babası) müslüman olmadan önce Rasûlullah'a sövdü. Ebu bekir radıyallahu anh bunu duyar duymaz hemen babasına öyle bir tokat attı ki babası yere düştü.
Bu olay Rasûlullah'a (s.a.v.) bildirilince, Ebu bekir radıyallahu anh'a 'gerçekten böyle mi yaptın?' diye sordu.
Ebu bekir radıyallahu anh ise şöyle cevap verdi:
'Allah'a yemin ederim ki o anda kılıcım yanımda olsaydı onunla vururdum.'
Bu olay üzerine Mücadele suresi 22. ayet nâzil oldu"
(ibn-i Münzir)
"allah'a ve ahiret gününe iman eden bir topluluğun, babaları, oğulları kardeşleri yahut kendi aşiretleri olsalar bile, Allah'a ve Rasûlü'ne düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin"
ey iman edenler! eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.
"ey iman edenler! siz zamanını gözetlemeksizin, bir yemeğe davet edilmedikçe, peygamber'in evlerine girmeyin. ancak davet edildiğiniz vakit girin. yemeği yediğinizde hemen dağılın, sohbete dalmayın. çünkü bu hareketiniz peygamber'i üzmekte, fakat o (size bunu söylemekten) utanmaktadır. ama allah, hakkı söylemekten çekinmez. peygamber'in hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. bu, hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temiz bir davranıştır. sizin allah'ın resûlünü üzmeniz ve kendisinden sonra onun hanımlarını nikâhlamanız asla caiz olamaz. çünkü bu, allah katında büyük (bir günah) tır. "
Onlara bağışlama dilesen de, dilemesen de onlar için birdir. Allah onları asla bağışlamayacaktır. Çünkü Allah, fasıklar topluluğunu doğru yola iletmez.