bugün

sana bir çift lafım var,
biliyorum geç oldu,
ama söylemezsem ne
olur ne olmaz deme.

hece ölçüsüne dikkat eden gece şairi zor bulunur.
(bkz: gay çiçeğim)
insana ben neden gecenin bu saatinde uyanıp şiir yazmak gibi absürd bir eylemle meşgulum sorusunu sorduran şiirlerdir. aslında cevap cok açıktır, zira ilham kişiye yalnızken gelir, en büyük yalnızlığımız da uyumadan önce günün muhasebesini yaptığımız anlardadır.
boktan şiirlerdir * * *
ertesi gün uyanınca çöpe atılacak olan şiirlerdir. ay, yıldız, karanlık, hüzün ve ayrılığın bolca kullanılması muhtemel şiirlerdir.
(bkz: ne bok oldugu belli olmayan siir yazmak)
ortaokul lise yıllarında çokça yazılan şiirlerdir.genelde aşk temalı olup,bazılarıda hayatı yeni tanıyan isyankar "şairin" sorgulayıcı, öfke dolu şiirleri de olabilir.
sular seller gibi ezberimdedir hala,
sinsi hatırası o meczup yılların.
söylesene sevgili;
radio gaga desem hatırlar mısın...
bu akşam üç kişiydik,
bu şiir de zaten üç kişilik:

yere bira dökmüş orospu
dedi sinan,
valla sesi de karga gibim ha imamın
dedi baran,
bir sigara yaktım ben.
sinan yerleri sildi.
ben sigarayı...
valla kıyamet alameti gibim ha,
dedi baran.
ve gece böyle bitti...
ağlarken sümük salgılamak gibi,
aklıma gelsen üşürüm şimdi.
acaba pencereyi mi kapasam,
porno mu izlesem yoksa...
yatıyor şimdi o,
yatıyor
karanlık bir kuyunun dibindeki taş gibi,
masamın üstündeki osuruk böceği.

silindi renkler,
sesler kesildi.
kapandı bi defter,
açılmadı bi yenisi.
uyusun şimdi.
uyusun sonsuz uykusunda
yeşil bir osuruk böceği.

oysa daha az önce klavyemin üzerindeydi...
ve güneş de doğar.
böyle olması iyi;
ne kinaye var ne de mecaz.
balıklar bir kovadan bir kovaya atlar gibi
bir okyanustan diğerine atlarlar.
birşey var ki aklımda;
söylesem suç olur,
sussam ızdırap...
günlerdir dönüyor kafamda.
söylemek istiyorum artık:
her cümlemi sonunda;
nothing else matters diyerek
bitirmek istiyorum bebek...
sen şimdi gidiyorsun ya hani!
bir daha da dönmeyeceksin geri.
gel güzelim, son bi kez gir şu yatağa da;
bu geceyi kurtaralım bari...
bol miktarda bulunmakta vücudumda
kafein ve nikotin.
yazınca olmuyor ama;
içerken harika hissettiriyorlar
kendimi bana...
böyle bir aşk yaşanmamıştır!
şimdi biraz uyuycam.
kalkınca anlatırım...
* pratikte kahve içmek gibi
ısıtmalı her insan
nasıl ki insanlık hali
acayip bir ülke tayvan
rahat hayat sürmeli
bizden değildir o
anlık ileti senindir
hiç bozulmasın diğerleri
apolitizasyon devri bitmiştir
dayanmalı taş ile sopa ile
ısrarla ibnelerin kapısına
razor misali güç ile inanç ile...
evlat edinse beni
dev sandığım şehir
ıslanmadan sokaklarında
rölativistik enerjili
nahoş görünsede
ee hayat var oralarda...
nerden esti bilmiyorum
evdeyim, iyiyim oysa
var demek hissediyorum
alenen yaşamak buysa
rahatsız edip özür diliyorum...
bahadır boşver yoksa
ananı da alır gidersin
ne var deme bunda
anası bi sittirsin gitsin
başladığın yerde
akılsız zamanında
kelen koltuk altında, gidiyorsun...
ramazan geldi yine
bitmeyecek geceler
isterseniz sayın bir
ölçülüdür heceler
sen kimdin yine
insanlığından çıktın niye
kemale erdiğinde yaş
taş üstünde kalmaz taş
iğrenç bir tümevarım
rrosbu çocukluğu bu, yavaş...
gece gece bu mal
ibneliğine mi yazıyor
telaş içinde ve yasal
yarın işi yok mu
anlasalar onu çok mu
telaşı haklı ve bok bu...
sallamadan iş yapsak
atlamasak dimdirek
lakin ineğe tapsak
lüzumsuz bence ne gerek
anında ver coşkuyu
mantalitesini bilerek
atfeden bir olguyu...