tam yatmak üzeresinizdir, dişinizi fırçaladınız, kişisel temizliğinizi yaptınız. sıra geldi yatağa uzanmaya ve derin bir uykuya dalmaya.
fakat yatakta dönüp durmanıza rağmen gelmek bilmez insanın uykusu, aniden sebepsiz bir duygusal tuzağa kaptırmıştır ruhunu, kurtarmaya çalışsada kurtaramaz kişi ruhunu.
yavaş yavaş kalkılır yataktan ve bilgisayardan dokunaklı bir parça açılır * ve sigara eşliğinde gökyüzünün karanlık ama bir o kadarda huzur verici maviliğine bakılır.
yıldızlara ulaşmak ister kişi o an adeta, duygusallığın getirdiği cesaretle, ardından sigarayı çekersiniz ciğerlerinize.
eski günler gelir kişinin aklına, çocukluğu, aşkları, en mutlu günleri, okula ilk başladığı günleri. ve sanki yanında biri varmış gibi dertler yanmaya başlar.
ve söylenip durur gece boyu şu sözleri
Bir sarki dile dolanir yersizce. Her kelimesi ezgisi hatirlatir sana.
Tum yasadiklarin duser zihnine. Kocaman kahkahalar, kizilayda market arabasinda gezmeler ve niceleri hucum eder hafizana.
Zor olmustur ama unutmussundur ya da oyle sanmissindir.
bazen ondan bir telefon gelir ama duymak istedikleriniz üzerine değil,sadece gecenizi batırmak içindir...bazı telefonlar yüz yıl sonra çalar biliyorum,duyduğunuz ses aynı olsa da duymak istediklerimiz hep farklı olacak.
birkaç gecedir düştüğüm batak. içim çıkana kadar ağlamak istiyorum, aşırı ağlamaktan ölen ilk insan olmaya da varım. ha bir de bana öyle geliyor ki insan ağlayacaklarını anlattığı insana ait. kimsesizim.
az önce efkarlandım. sonra tekrar efkarlandım. gecenin vakti dedim azıcık camı açayım hava girsin ki donayım bi temiz, perdeyi bi açtım karşı kişi camın önüne çocuğunun sayko palyaçolu gibi lahana bebeğini koymuş, perdesi de çekili arkadan. birisi sandım. beynim mezosfere çıkıp geri geldi. bütün olmayan huzurum kaçtı. uyku açmak için güzel yöntem. sayko kilır.
sigara içmezsek başımıza böyle şeyler gelir.