hukuk fakülyesinden sonra inşallah okuyacağim bölüm malum iş garantisi once hukuğu bitirelim sonra da siyasi bilimler omrum universitelerde geçecek. (bkz: anarşik anarşik şeyler)
Turkiyede gercek bir gazetecilik yapildigina inanmiyorum. Tabi bircok kisi bunun siyasal baskilardan kaynaklandigini dusunuyor fakat, ben olaya farkli bir pencereden bakiyorum. Dikkat ederseniz son yillardaki butun olaylar cevremizde gerceklesiyor ama, ne hikmetse bu konularla ilgili koseyazilarini yurtdisindaki gazetelerden Turkceye cevirip yayinliyorlar. Hakkini yememek lazim zamaninda rahmetli Mehmet Ali Brandin gazetecilik/habercilik adina ciddi basarilari oldu. Fakat gunumuzde ne yazik ki kaliete yerlerde surunuyor. Hic ortadogu gencligi uzerine bir haber gondurmunuz mesela bizim gazetelerimizde. Ornegin o ulkede yasayan genclerin siyasal Islama ya da radikal fikirler ile ilgili gorusleri tavirlari nasil? Ya da gecen aylarda dis basindan birilerinin Turkiyeye gelip Ozgur Suriye Ordusu`nun komutanlarindan biri ile roportaj yaptigini gordum. Bizim gazetecilerin neden aklina bu gelmez acaba. Dogrusu bu sorunun cevabi da acik. Bizimkiler su anda mevcut yapiyi sadece destekleyerek ya da mevcut yapiya sadece karsi olarak kendilerine yetecek pazari olusturabiliyorlar. Zaten bu yuzden kalite denilen bir sey yok.
türkiye'deki algısı şu; gazetecilik çok kutsal, gazeteciler herkese, her şeyi söyleyebilir ama onlara kimse dokunamaz.
neden?
çünkü basın kartları var!
hahahasiktir ordan!
şerefiyle, onuruyla; sadece insanları bilgilendirmek, haberdar olmasını sağlamak ve kimseye yaranmak gibi bir derdi olmayanları tenzih ederek söylüyorum.
maalesef bugün türkiye'de bunları sayısı da 100'de 1 ya da 2'dir ya neyse.
bugün gazeteci diye geçinenler değil toplumu aydınlatmak, daha kendisini aydınlatamamış; kara cahil, satılık, menfaatçi ve hatta haindir.
bu ülke bunu en acı tecrübelerle gördü. iki lafı biraraya getirmekten aciz kişilerin, birilerine nasıl uşaklık ettiğini ve uşaklığının karşılığını nasıl aldıkları ortada.
hiçbir siyasi kanatın adamı için söylemiyorum bunu; can dündar neyse, abdülkadir selvi ve ahmet hakan denen şahıs da odur benim gözümde.
o yüzden turk basınını ben hiçbir şekilde umursamıyorum, takip de etmiyorum. siz de öyle yapın!
puanlar açıklandığına göre okuyacağımın kesine yakın olduğu bölümdür. bu bölümde okuyan varsa mesaj kutumu şenlendirir, yeşillendirir ise mühteşşşem olur.
saygılar.
Öyle dava adamı olacak, şöyle olacak, böyle olacak gibi bir kaftan biçemezsiniz bu mesleğe. Gazetecilik bir denetim mekanizması olmaktır. Gerek muhalif gerekse de destekleyici. Günümüzde bu Muhalif kanat güçlenmiş durumda siz değerli yazar ve halk tarafından. Arkadaşlar gazetecilik ile uğraşan bir vatandaş robot olamaz. insan doğası gereği taraf tutma eğilimi içerisindedir ha apolitik olmak nedir diye sorarsanız da bir mesaj kadar uzağınızdayım.
Burada mesele dava meselesi değil mesele Objektif olabilmekle alakalı. Şimdi üstteki yazı buna aykırı gibi gelebilir ama az zeki insanlar ne demek istediğimi anlayacaktır, anlayamayan için vakit kaybetmek zaten anlamsız. Kaldı ki yaşadığımız dönem ve ülke içinde bu çok zor hale gelmiştir.
Zor bölümdür, zor meslektir.
Tarih, ekonomi, siyasi, spor, vs. bir çok alanda derin bilgi sahibi olmak gerekir. Kısacası iyi bir gazeteci aynı zamanda entelektüel bir kişiliğe sahip olan bir bireydir. Bu donanımı akıl ve mantık süzgecinden geçirerek doğru varsaydığı işleri yapmalıdır.
Kötü gazeteci yoktur. Size göre kötü gazeteci vardır. Zaten bu ülkenin sorunu her şeyin fanatiği olmak değil mi?
(bkz: ideology and ideological state apparatuses)
(bkz: althusser)