gerçek yazılışıyla alakası olmayan fakat yaygın biçimde kullandığımız gerçekte 'gazete' olan ,güncel olaylar hakkında bilgi veren yazılı iletişim aracıdır.
--spoiler--
istanbullular 11 Şubat ta ücretsiz dağıtılan ve günlük çıkan "Gaste"yle tanıştılar. Her sabah istanbul un yüzlerce noktasında dağıtım görevlileri kucaklarında bir tomar "Gaste"yle bekleyerek yoldan geçen herkese birer tane uzatıyorlar. Uzun süren bir yürüyüş sırasında sizin de elinize bir Gaste geçmemesi ihtimali neredeyse sıfır. Gaste yi belediye otobüslerinden de rahatlıkla edinebiliyorsunuz. Başbakan Erdoğan ın danışmanı Cüneyt Zapsu nun ağabeyi Abdulaziz Zapsu ücretsiz dağıtılan Gaste nin ortaklarından. Bir kent gazetesi olmasına karşın kent politikalarının hiçbir şekilde eleştirilmediği Gaste de bol bol tam sayfa reklam var. Gaste Fettullah Gülen in cemaatinin gazetesi Zaman ın matbaası olan Feza Matbaacılık ta basılıyor.
--spoiler--
Halkın giderek yoksullaştırıldığı bir ülke de bedava gazete bedava bilgi demek. Gaste örneği düşünüldüğünd e ise bu aynı zamanda bedava manipülasyon, bedava yalan anlamına da geliyor.
içindeki işe yarayacak haberleri ayıkladığınızda topu topu 4 sayfa olabilecek gazetedir. yani sıradan bir gazetedir. beşiktaş vapur iskelesi önünde hergün elinize tutuşturulabilir.
Son derece mantıklı düşünülmüş bir organizasyon. Gerek magazin haberlerinin olmayışı gerekse okunacak tipten haberler olması gazetenin en güzel yanıdır. Gazete boyutunun küçük olması da son derece mantıklı düşünülmüş. Yoldayken kocaman gazetelerin sayfalarını değiştirmek oldukça zordu.
Her sabah işe giderken kesinlikle aldığım ve okuduktan sonra da başkalarına verip okumasını istediğim bir gazete konumuna gelmiştir.
hiçbir siyasi, ideolojik, dini alana hizmet vermeyen, istanbul'un kültür-sanat-haber gazetesi. sahiplerinin isviçre'li olduğu ve gastenin ömrünün 3 ay daha süreceği rivayetler arasındadır.
gayet güzel tasarımlı, doğan grubu gazetelerinin aksine, gazeteciliği çıplak manken resmi basmak zannetmeyen bir ekibin hazırladığını düşündüğüm, istanbul sokaklarında bedava dağıtılan tabloid yerel gazete.
sembolik bir ücret karşılığında devam ettirilmesi gereken, en azında medya dünyası gazeteciliğin ne demek olduğunu anlayana kadar sürmesini dilediğim gaste işte...
16-17 şubat tarihlerinde basılmamıştır. haftasonları basılmıyoruz mesajını verse de bu durum, daha sonra sitesini daha dikkatli incelediğimde 23 şubat cumartesi günü de basıldığını gözlemlemişimdir. bu ,yavaş yavaş tüm hafta yayınlanacağına bir işaret olabilir.
çok güzel olay. haberin, bilginin bedava olabilceğini göstermiştir tüm istanbula. fakat sevgili istanbullular da kendisini yere atarak geri bildirimi hıyarca yapmaktadırlar. kendilerine bu yüzden de bir yazı yazdım ve gastede çıktı bu. ayrıca tasarım harikasıdır ki günlük gazetelere göre çok iyidir. sabah okula giderken metroda sırf alıyım diye de o gazeteyi dağıtan abinin önünden geçiyorum yolumu değiştirip. *
göz boyamanın bedava tekniği, cahillikten kırılan ve üç kuruş parayı adam gibi gazetelere vermeyen bünyelerin morfini, istanbul ne güzelmiş ayrıca yahu bir biz bilemedik kıymetini.
amacı yalnızca okuma seferberliği başlatmak olan gazete. yani umarım öyledir. ki bu bunu başardı da görüyorum. her sabah işe gitmek üzereyken tam da arabaya binmemden önce, güleryüzlü, nazik bir çocukcağız '' hanımefendi gaste niz'' diyor. alelacele alırken gazetemi, kafamı kaldırıp bir etrafa bakıyorum herkesin elinde gaste si ve kafalar eğik gerçek gazeteyi okuyorlar. tamamen bilgi içerikli ve magazin hiç yok bu en önemli şey. ve halka inmek işte böyle oluyor, ücretsiz gülen gözlerle insanları ellerine gaste lerini vererek işe uğurlamak. insanlar okusun diye.
şimdilerde ise genç köşe yazarları arayan, bu sebepten sözlük yazarlarının gözdesi olacağını umduğum ücretsiz yerel gazetecik. suya sabuna dokunmayan köşe yazarcıkları da olacak artık. apolitik ve sevimli. ay ne şeker.
çalışanlarına ikiyüzlü davranan gazetedir.
işçilerden yapılan açıklama aşağıdadır.
"bizlere vaad edilen ilk baştaki çalışma koşullarımız; 500 ytl maaş, asgari ücret üzerinden sigorta ve hafta içi 4x5 saatlik mesai idi. ilk maaşlarımızı alacağımız gün bize bir çok iş yerinde kullanılan, işçilerin hiçbir yararına olmayan ama zorunlu olan boş bir sözleşme imzalattılar. Kimi bölgelerdeki arkadaşlarımız iş bırakarak bu olayı protesto etti. Bugünlerde ise eş zamanlı olarak gruplar halinde toplantılar yapılıyor. Toplantılarda işveren bize 1 nisandan itibaren geçerli olacak bir dayatma yapıyor: 500 ytl yerine 290ytl maaş, asgari ücretten sigortalı gösterilmek yerine 4 saatlik part-time sigorta. Bu koşullarda 50 gün içerisinde ne değişti de koşullar değişiyor. ikiyüzlüce davranan patron temsilcisi işin başında doğru fizibilite yapmadıklarını bundan dolayı böyle bir uygulamaya geçeceklerini söylüyor. Gazete çalışanlarına işe başladığı ilk günden itibaren sigortalı olacakları sözü verilse de bugün çoğu arkadaşımızın sigortası bir gün ile bir hafta olmak üzer eksik yatırılmıştır. Bu bize gösterilen bordroda böyledir ama internet üzerinden yaptığımız araştırmada ise halen sigortamız görünmüyor. Bizler yaşadığımız sorunların ne ilk ne de son olacağını biliyoruz.
500 bin baskı yapan istanbul'un ilk ücretsiz gazetesi diye her gün bin ağızdan tekrarlanan, 30-40 iett otobüsünü giydirip reklamı yapılan, 1040 çalışanınızla istanbul sokaklarında olduğunuzu söylüyorsunuz. Peki bu övünmeleriniz belki de gazete için en hayırlı olanı
ama çalışanlarınızın maaşları ve sigortalarıyla nasıl övüneceksiniz.?
Emeği ile yaşayan insanların kaybedeceği hiç bir şey yoktur. Ama siz bu utançla yaşamaya yazgılısınız, sömürü çarkının rantını yiyen hesabını da bir gün mutlaka verecektir. "