Bana bir nebze Kevin Costner'i anımsatan amerikalı sinema oyuncusu. 7 Mayıs 1901 yılında Helana(Montana) doğumlu frank James, okulu bitirdikten sonra reklam grafikeri olmayı tasarlıyordu. Ama Arkadaşı Harvey Markham ile birlikte geçirdiği bir araba kazası yaşamını değiştirdi. Harvey Markham, üç yaşında felç olmasına rağmen, babasının özel olarak yaptırdığı bir arabayla her sabah Frank James'i alıp Wesley Agricolture College'e götürüyordu. Bir sabah araba kontrolünden çıkıp duvara çarptı. Harvey kazayı küçük sıyrıklarla atlatırken Frank kalçasını kırdı. Doktorlar iyileşmesi için binicilik dersi almasını önerdiler. Kalçasındaki araz tam olarak hiç geçmedi belki ama Frank bu sayede harika ata binmesini öğrendi ve binicilik konusundaki ustalığı ona Hollywood kapılarını açtı.
Frank'in hakim olan babası Charles ile annesi Alice saf kan ingiliz'diler. Alice, iki oğlunun centilmen olarak yetişmesi için 1912'de ingiltere'ye gitti. Ama 1. dünya savaşı patlak verince Montana'ya geri dönmek zorunda kaldı. Ağabeyi Arthur askere gidince Frank çiftlikte babasına yardım etmeye başladı. Bir yandan da elinde çizimleri reklam ajansları dolaşıp duruyordu. Sunset Bulvarı'nda dolaştığı bir gün iki okul arkadaşına rastladı. Western filmlerinde figüranlık yapan arkadaşları onu da setlerde şansını denemeye ikna ettiler. Ve frank, sırf çok iyi ata bindiği için ilk başvurusunda hemen işe alındı.
Sonra yoluna çıkan bir yıldız ajanı adını Gary olarak değiştirdi. Ama salt isim değişikliği iyi bir aktör olmak için yeterli değildi. Frank, bir yerlere gelebilmek için bir film finanse etmesi gerektiğini düşünüp, bir teklifle Paramount'un kapısını çaldı. Şirket önerisini reddetti ama Frank "Barbara Worth'un intikamı" filminin kastında kendini buldu.
1927 yılında beş filmde rol aldı. At sırtında gerçekten ustaydı ama kadın partnerlerinin yanında aynı rahatlığı gösteremiyordu. Bir filmde, uzun süre kızılderililerle savaştıktan sonra sevdiği kadına kavuşan bir nişancıyı oynayacaktı. Thelma Todd sevgilisi rolündeki oyuncuydu. Cooper tüm uyarılara rağmen bir türlü tutkuyla bakamıyordu Todd'a. Yönetmen çareyi onu uzun süre aç bırakmakta buldu. Sonunda önüne bir tabak dolusu salam geldiğinde Frank'in gözleri istediği gibi parlamıştı.
O yıl Clara Bow ile tanıştı. Birlikte 3 film çevirdiler ve büyük bir aşk yaşadılar. Frank, kadınlar konusundaki çekingenliğini üzerinden atmıştı artık ve basında çıkan haberlere göre, sonradan hemen her partneri sevgilisi de oldu.
1929'da ilk büyük filmi The Virginian, 1939' da Marlene Dietrich ile birlikte "Morocco" yu çevirdi. 1931'de, doktorların kansızlıkla karışık sarılık teşhisi koymasından sonra dinlenmek amacıyla Avrupa'ya gitti. Roma'da New York'lu zengin bir kadın Dorothy Gary ile tanıştı. italyan kont di Fracasso ile evli olan Dorothy ona giyinmek, toplum içinde hareket etmek gibi pek çok şey öğretti. Ama Dorothy'nin yanında uzayan tatil Paramount Şirketi'nin canını sıkmaya başlamıştı. "Elimizde Archibald Leach" adında yetenekli bit genç var. Ona Cary Grant adını verdik." diye mesaj çektiler. Gary Cooper bu mesajın anlamını kavramakta gecikmedi ve apat topar Hollywood'a dönüş yaptı.
1932'de "A farewell to arms - Silahlara Veda" yı çevirdi. 15 Aralık 1933'te de Veronica Belfe ile evlendi. 1935'de Frank CApra'nın yönettiği "Mr. Deed Goes to Town" da rol aldı. Bu filmden çok umutluydu. Film Capra'ya en iyi erkek oyuncu ödülü o yıl Paul Muni'nin oldu.
1939 yılında hayatının belki de en büyük hatasını yaptı. "Gone with the wind - Rüzgar Gibi Geçti" ona önerilmişti. Ama gary Cooper "Beau Geste" yi tercih edip öneriyi reddetti.
ilk Oscar'ı 1941'de "Sergeant York" la geldi. Howard Hawks'ın yönettiği film, 1. dünya savaşı sırasında Avrupa'da büyük kahramanlıklar gösteren bir askerin gerçek yaşam öyküsünü anlatıyordu. Joan Leslie ile birlikte oynadığı bu film sonrası Cooper artık Amerikan halkının gözünde ülkesi, özgürlüğü ve ailesi adına hiç bir mücadeleden kaçınmayan örnek bir insanı temsil ediyordu.
1942'de yönetmen Sam Wood ile tanıştı. Ertesi yıl onunla birlikte "For whom the bell tolls - Çanlar Kimin için çalıyor" u yaptı. 1947'de Mille'nin yönettiği "Unconquered" ile ise ününe ün kattı. Meslek yaşamında şöhretin doruğundaydı ama özel yaşamında işler yolunda gitmiyordu. evlendiği günden beri karısını rol arkadaşları ile aldatmaktan kaçınmayan Gary, Patricia Neal'e bu kez fena tutulmuştu. Boşanmak istiyordu ama koyu katolik olan karısı ayrılmayı reddediyordu. Patricia ilişkilerine son verince de uzun süre kendini toparlayamadı.
Yıl 1952 ve "High Noon - Kahraman Şerif" gelen ikinci Oscar. Yönetmen Fred Zinnemann bu filmde oyunun kurallarını değiştirmişti. Klasik kahraman şerif tiplemesinin aksine Cooper bu filmde korkak bir şerifi canlandırıyordu. Kariyerinin "şahaseri" olarak tanımlanan bu filmden sonra kaydadeğer pek bir filmi olmadı. Artık yaşlanıyordu ve bunu da kolay kolay kabullenemiyordu. 1958'de iki kez estetik ameliyatı oldu. Ama iç güvensizliği sürdüğünden dış görünümündeki değişikliğin pek bir faydası olmadı. Bu ara kanser hastalığının ilk belirtileri de başlamıştı.
iki western ve "Cordura" adlı bir avantür film daha çevirdi. Hastalığı giderek ilerliyordu. Doktorlar ciğerindeki tümörün ameliyatla alınamayacağını söylemişlerdi. 1961 yılında, meslek yaşamındaki başarılarından ötürü özel Oscar verildiğinde ödülü almaya bile gidemedi. Altın heykelciği James Stewart aldı onun için. Oscar töreninden yaklaşık 3 hafta sonra da, 13 mayıs günü hayata veda etti.
Humphrey Bogart'ın dediği gibi "ölümün bile yok edemediği biriydi."
john wayne'den sonra western filmlerinin en çok aranılan aktörüdür. ilkokul 3. sınıfta öğretmenden dayak yememe sebep olmuştu. tv de yayınlanan dimitri tiomkin'in olağanüstü müziği ile süslediği kahraman şerif filminden o kadar etkilenmiştim ki, teneffüste tahtaya gary cooper yazmıştım. bu ukalalığım öyle bir zamana denk gelmişti ki, bir ders önceki türkçe dersinde 40 küsür öğrenci bir imtihan kelimesini doğru yazamadık diye sınıfça sıra dayağı yemiştik. hiç unutmam öğretmen,"ulan bir imtihan yazamadınız elin gavurunun ismini yazmışsınız; üstelik çift o'yu bile unutmamışsınız. Kim bu dangalak " deyince tüm gözlerin bana çevrilmesiyle, hocanın elindeki nar çubuğunun ellerimi öpmesi kaçınılmaz olmuştu.
(doğum adıyla Frank James Cooper) (d. 7 Mayıs 1901 - ö. 13 Mayıs 1961), ABD'li oyuncu. iki kez Oscar ödülünü kazanan ve yüzden fazla filmde rol alan Cooper, 1920'lerde başladığı oyunculuğu ölümüne dek devam ettirmiş; rahat ve gösterişsiz oyunculuk stiliyle ünlenmiştir. Gelmiş geçmiş en iyi oyunculardan biri olarak sayılmaktadır.[kaynak belirtilmeli]
Cooper en iyi erkek oyuncu dalında beş kez Oscara aday gösterilmiş, Aslan Yürekli Çavuş ve High Noon filmleriyle bu ödülü iki defa kazanmıştır. Aynı zamanda Cooper'a 1961 yılında Akademi Onur Ödülü verilmiştir. Amerikan Film Enstitüsü, 1999 yılında oluşturduğu "100 Yılın En Büyük Aktörleri" listesinde Gary Cooper'ı 11. sırada göstermiştir.
Cooper yakalandığı kanser nedeniyle 1961 yılında yaşamını yitirdi.