Aslında olağan olan ama bizim nedensellikten bağışık olarak işleyemeyen zihnimiz yüzünden anlam verilemeyen şeyler için kullanılan, "üç nokta" doğasına içkin olan bir kelimedir.
Sözlük, birisi var. Çok sıradan. Sizin konuşmak istediğiniz, söyleşmek istediğiniz, fikirlerini emmek istediğiniz biri. Ama imkansız bunu yapmanız. Garip kısım şu;sıradan ve belki de çok kötü, pislik ve değer bilmeyen insanlar bu kişiyle konuşma fırsatı bulabiliyor, onunla banka kuyruğunda kavga edebiliyor, onun yanında oturabiliyor, onun kahvesini servis ederken yüzünü buruşturup bakma cüretinde bulunabiliyor, onun komşusu olabiliyor, onunla aynı mahallede yaşayabiliyor, onunla metrobüste sıkış tepiş halde yolculuk edebiliyor,onunla aynı caddede yan yana yürüyebiliyor. Hem de farkında bile olmadan! Doğallıkla! Siz bir kere bile göremiyorsunuz, tesadüfen bile kolunuz çarpmıyor. Aynı şehirde bile olamıyorsunuz. Nasıl iş?
en sevdiğim kemal sunal filmi. şuan star tv'de gösteriliyor. ama öyle kelimeler kesiliyor ki ayar oldum. günümüzde o kadar ahlaksızlık varken kemal sunal'ın kelimeleri neden kesilir ki.
en sevdiğim kemal sunal filmlerindendir. fatoş hasta olup, kemal abi ona muz ve pirzola aldığı sahnede ve bakkala girdikleri zabıta sahnesinde hep acıkırım. güzel filmdir. hem komik hem duygusal.
bir kemal sunal filmi . ama öyle bir film ki son yıllarda o kadar gelişmişlik ve teknolojiye rağmen doğru düzgün film yapamayan * türk sinemasına örnek olması gereken bir film . duygular bu kadar mı gerçek yansıtılır arkadaşım ? bu kadar mı doğal oynanır bir film . oynadığı her türlü filme de köküne kadar hakkını veren kemal sunal ı da anıyorum burdan...
kemal sunal'ın komiklik sıralamasında en gerilerde yer alan filmi.her ne kadar fazla güldürü amacıyla çekilmeyen bir film olsa da kemal sunal ismi geçince insan birşeyler bekliyor.yine de kendini izleten bir filmdir.kemal sunal "çocuğu ne çekiştirip duruyosun mahmutpaşa fanilası gibi" repliğiyle kısa süreliğine de olsa güldürür.
türk sinemasındaki en içten ve doğal filmlerden biridir. her defasında hiç sıkılmadan izlemişimdir. insanı ağlatma derecesine getirecek kadar duygusaldır. bunun yanında gayet gülebilirsinizde. çünkü film sadece duygu üzerine de yüklü değildir. kemal sunal'ı tekrar saygıyla anıyorum. gerçekten harika oynamış... böyle filmleri eski türk filmi diyip bir kenara atmayıp tam tersine tekrar tekrar izlemek gerek.
Memduh Ün imzalı eser, Charlie Chaplin’in ilk uzun metrajlı filminin gerçek anlamda kültürel bir yeniden çevrimidir. Kemal Sunal ile Nilgün Saraylı’nın ‘baba-oğul’ ilişkisinden oluşan duygu dolu ve eğlenceli anlar ise dikkat çekicidir.