bugün

son yıllarda galatasarayımızı en tepeye çıkardıktan sonra büyük bir hızla çöküşe götüren kişilerden oluşan guruhtur. transfer politikaları o kadar yanlış ki kazara iyi oyuncu alınsa bile elde tutumaz bu yönetim. ribery faciası yaşandıktan sonra bugun 900 bi euroya iliç gibi bir oyuncuyu göndermesi bu yönetimin ne kadar akıl ve mantık sahibi olduğunu göstermektedir. kalli gibi bir hocayı bütün heyecanı bitmiş bir hocayı getirmek de yalnız onların aklına gelirdi herhalde.

hadi hepsini geçtim ahde vefadan yoksun bir yönetimdir. büyük kaptan bülent'e yapılan haksızlık ve vefasızlık, ergün'e yapılan vefasızlık, fatih terim'e yapılan saygısızlık, hakan ünsal'a yapılanlar gibi daha da çoğaltabiliriz. galatasaray olarak nereye gidiyoruz belli değil. bu yolun sonu hiç hoş değil.
adnan polat'ın başa geçmesiyle inanılmaz şeyler oluyor, bu benim takımın yönetimi olamaz bir şeyler bu kadar iyi gidemez.

(bkz: şeytan kulağına kurşun)
2002-2008 yılları arasında özhan canaydın'ın başkanı olduğu yönetim.

görevde kaldığı 6 yıllık dönem içinde şahsımı 12 sene yaşlandırmıştır.
süper (!) bir yönetim. bir defa da desen ki; futbolcular hatalıdır, teknik ekip hatalıdır, biz hatalıyız. hep işin kolayına kaçıyorlar. taraftar; oyuncuların ve yönetimin üstüne gitmesin diye, hedef şaşırtma politikası uygulayip duruyorlar.
bülent korkmaz, sabri, hasan şaş, lincoln derken gene araya kaynamış yönetimdir.
her konuda, piyonları değil de şahı eleştirmeyi ne zaman öğrenicez çok merak ediyorum.
saçma sapan işler yapmakta üstlerine kimsenin tanınmadığı yönetimdir.
taraftarını kandıran yönetim.
sezon başında stoperleri pahalı diye sattı ama yerine aldıkları stoperler neredeyse aynı fiyatta. hadi bunu kabul ettik diyelim, tam galatasaray finale diyor denilen dönem de meira'yı satmak ne akla hizmet. ki servet'in sakatlığının ne kadar ciddi olduğu da biliniyor.
stad konusunda olanları hiç saymıyorum bile. yapmayın ya, ayıptır, yazıktır bu taraftara.
teknik direktör konusunda sorulan sorulara "görüşmelerimiz devam ediyor; ama bilmiyoruz belki de bülent korkmaz ile devam ederiz." gibisinden bir cevap veren yönetimdir.

bir beşiktaşlı olarak* bülent korkmaz'a bu yapılanı inanılmaz saygısızca buluyorum. sırf kendi evlatları ve katıksız bir galatasaray'lı olduğu için bülent korkmaz'ı bir piyon gibi kullanıyorlar.

bülent korkmaz gibi artık iyiden iyiye sembolleşmiş, efsaneleşmiş bir kişiye bu şekilde yaklaşılması son derece yanlış.
Bülent Korkmaz, Cassio Lincoln, Adnan Sezgin, Sabri Sarıoğlu, Mehmet Güven, Shabani nonda, Yaser Yıldız, Emre aşık, Volkan yaman, Barış özbek, Ayhan akman gibi isimlerden kurtulması gerekiyorken Ümit karan ve hasan şaş'a tüm sezonun faturasını keserek saçmalamış yönetimi.. Bir kaç adet iyi transfere ve sağlam bir teknik direktöre bu takımın ihtiyacını olduğunu anlaması gereken yönetimdir.
göt kadar stadımızda satışa sunulan bir kaç bin bilet nasıl olsa çabucak bitiyor diyip, fenerbahçe maçı için hayvan gibi bilet fiyatları belirleyen yönetimdir bu. o biletlerin hepsini gerçek taraftar alsa içim yanmayacakta malesef gene karaborsacıların eline geçecek. ne de olsa öğrenci diye genç galatasaray'lılara vermediğiniz galatasaray taraftar kartlarını bütün karaborsacılar aldı bile. götlerinde kıllar ağarmış bu karaborsacılar gene milleti kazıklayacak 2 3 gün sonra.
bana sabah sabah kahkahalar attırmış yönetim. 11 nisan 2010 galatasaray diyarbakırspor maçının bilet fiyatlarını şöyle belirlemişler;

Kale Arkası Kapalı - Rakip Takım: 30,00 TL
Kale Arkası Kapalı: 30,00 TL
Kapalı Alt Grup1: 100,00 TL
Kapalı Alt Grup2: 80,00 TL
Numaralı Grup1: 150,00 TL
Numaralı Grup2: 100,00 TL
VIP 1: 300,00 TL
VIP 2: 250,00 TL
Yeni Açık Alt: 20,00 TL
Yeni Açık Üst: 20,00 TL

açık tribünler fenerbahçeye yenilmemizden önce 35 liraydı, fenere yenildikten sonra 20 lira oldu. kale arkası kapalı 45 liraydı 30 a düşmüş oda. diğer biletleri pahalı olan tribünlerde de en az 50 liralık indirimler olmuş. her fener yenilgisinden sonra böyle oluyor niyeyse. *
büyük düşünüyoruz deyip küçük düşürenlerdir. bu takımı bu hale getirdiler ya, iki yakaları bir araya gelmez inşallah.
ilk olarak şunu söylemem gerek: Türkiye'de herkes futbolla yatıp kalktığı için hep günlük kararlar verilir. Profesyonellik adına hiç bir işaret bulamazsınız. yapılan vitrin transferler ligin kalitesini yükseltse de mantelite değişmediği için takımlarımız zarara girmektedir.Yurt dışında bir kulübü iyi yönetmek ilk olarak o takımın para olarak değerinin sürekli olarak artmasını sağlamaktır çünkü bu yapıldığı zaman sportif başarı da arkasından gelir. ancak ülkemizde sabır denen bir meziyet olmadığı için her şey karman çorman olmuştur. galatasaray büyük bir takımdır. yönetenlerde en az takımımızın adı kadar büyüktür. unutmamalıyız ki türkiyede en zor üye olunası yer galatasaraydır. artık yönetimi siz düşünün. nasıl karar verdiklerini. bu adamlar işlerini biliyor. evet eleştirilmesi gereken yerler var. transfer konusunda aceleci davranmalılardı çünkü sezonu erken açıcaktık ve ilk 5 hafta çok bunaltıcı geçicekti. tek problem bu şuanda. takımlarımız başarılar elde ettiğinde ne kadar böbürleniyorsak, ne kadar sahipleniyorsak, başarısız olunduğunda takımlarımıza sahip çıkıp arkasında durmalıyız, büyüklük burdan gelir..
başarıyla ters orantılı düşünen kafası karışıklar cemiyeti.
bence, hepsi fenerbahçeli.
sizin ben ekonomik atılımlarınızın, 2012 kriterleriniz yaptığınız yada yada yapamadığınız diyyim transferin taaa...
lan ben neyse lan bişey demiyorum
cesaretli, elini taşın altına koyan ve hemen bu gece kendini feshetmesi gerektiğinin bilincinde bir yönetimimizin olmasını dilerdim. maç kaybetmek sorun değil, daha doğrusu elbette ki sorun ancak yönetimsel hatalar daha büyük bir sorun. maç kaybedersin iki tane üç tane kaybedersin ama meselenin çözümünü yönetimde aramak gerek. ben basit bir taraftar parçasıyım. forma al dediniz aldım, maçlara gel dediniz gittim, sabret dediniz sabrettim, dedim ya ben basit bir taraftar parçasıyım, ama siz büyük galatasarayın büyük yönetimisiniz. sizin galatasaraylılığınız tartışılmaz bile!!! eğer öyleyse, gerçekten büyük başkansan, takımını düşünen bir başkansan, iYi GALATASARAYLIYSAN bırak külübü başkan. al ekürini de ver istifanı. galatasaray senden öncede vardı senden sonrada varolacak elbet bunun bilincinde ol bırak başkan.
şu son alınan sonuçlardan sonra da istifa etmezlerse eğer; taraftarlar olarak aramızda para toplayıp, sırp bi sniper kiralık katil tutarak tek tek temizletmeye başlayabileceğimiz yönetimdir.
yıldırım demirören'den bile tur yemiş bitmiş güruh.
pek iç açıcı bi durumda olmayan ciddi sorunlar yaşayan ve artık çözüme kavuşturulması gereken durumda olan yönetim.
(bkz: aradığınız yönetime şu anda ulaşılamıyor)
adnanların hüküm sürdüğü yönetimin son kazığı cevad prekazi'ye atılmıştır. kendisinin arayıp tarayıp bulduğu oyuncuyla birlikte yönetim önce türkiye'ye çağırmıştır. daha sonra gerçekleşen transferler nedeniyle görüşmeye bile alınmamıştır. el insaf yahu insan bari bir görüşme ayarlar denilirki gerekli trasferler yapıldı yine de teşekür ederiz buralara kadar geldiğiniz için denir. bu olayla insanlıklarının kaç para olduklarını açıkça göstermişlerdir lakin unutmasınlar ki prekazi'ye yapılan yamuk bizlerede yapılmış demektir.
galatasaray spor klübünü güya daha güzele, daha iyiye götürmesi gereken bireylerin içinde bulunduğu kuruldur.

allah sizin belanızı versin dedirttiren yönetimdir. sportif anlamda takıma yaptıkları elbet çok kötü ve rezalet. sırf bu sebepten bile bir an evvel defolup gitmeleri gerekmektedir. ancak bu son yaptıkları ne spor ahlakına uyar ne de genel ahlaka. yazık değil mi lan o topçuya! adamcağız bonservisini almak için alacaklarından vazgeçip ayrılmış takımdan. hiç utanmadınız mı yahu, nasıl heriflersiniz siz. ha bir de bu olayda kazık attığınız bir diğer adam prekazi, cevad prekazi. ne şu son uefa rezilliği, ne tromsö, ne de altı kasım muhabbeti; ilk defa kendi takımımdan utandırttınız beni.
artık söyleyecek söz bırakmayan yönetimdir. herhalde son 1 ay'da dünyanın küfrünü yemiştir. az bile yemiştir. değil mismovic messiyi getirse bu taraftarın kendilerine olan öfkesi dinmeyecektir. transfer başarızlığı sebebiyle değil tabii ki. prekaziye yapılan the oc.'lik sebiyle.

(bkz: yazıklar olsun)
özhan canaydın döneminde temeli atan stadın kaymağını yiyecek, kendilerine yapılan bütün eleştirilere koskoca stadı bitirdik şeklinde cevap vermeye başlayacak olan yönetimdir.