klasik olmaya yüz tutmuş bir çok kitabın nobel sahibi yazarı. yüzyıllık yalnızlık kitabında üslubuyla harikalar yaratmıştır ve kitabın adını romanın her sayfasına işlemiştir resmen. anlatımındaki sadelik, bu sadelikte barındırdığı derin anlamlar ve kişinin aklına hiç gelmemiş deyişlerin sahibi müthiş bir yazar.
yüzyıllık yalnızlık'tan bir cümle: *" dünya öyle çiçeği burnundaydı ki, birçok şeylerin adı yoktu daha: "nah şu!" diye parmağınla göstermek zorundaydın meram ettiğin şeyi..." bir şeyin eskiliği daha güzel ifade edilebilir miydi acaba??
harika üslubuyla tek bir sayfada bile sıkmayan, tüm kitapları soluk soluğa okunan, nobel ödüllü kolombiyalı yazar. gençliğinde gazetecilik yapmış, kırklı yaşlarının ortalarına kadar yazarlıktan pek de para kazanamamıştır. bu dönemi öz yaşam öyküsünü anlattığı "anlatmak için yaşamak" ta şöyle anlatıyor: "öykülerimden ve romanlarımdan kazandığım teliflerle yaşamaya başlamam, inanılmayacak kadar az kazançlarla dört kitap yayınladıktan sonra kırklı yaşlarımın ortalarını bulmuştur. bundan önce yaşamım beni bir yazardan başka her şeye dönüştürmeyi deneyen sayısız yemle mücadele ederek galip gelmeye çalışan, iç içe geçmiş bir tuzaklar, hileler ve hayaller karmaşasıydı." öykülerinin ve romanlarının büyük çoğunluğunun esin kaynağı, küçükken büyükannesinin kendisine anlattığı fantastik hikayeler ve kendi hayatında yaşadığı olaylardır.
dünya edebiyatında yaşayan en büyük yazar ünvanını elinde bulunduran kolombiyalı yazar.
1982 yılında nobel edebiyat ödülü kazanmıştır. benim hüzünlü orospularım son romanı, anlatmak için yaşamak da hayatını özeltle kaleme aldığı son anı kitabıdır.
1. Seni sen olduğun icin değil, seninle birlikte olduğumda ben olduğum için seviyorum.
2. Hiç kimse gözyaşlarını hak etmez, onlara layık olan kişi ise seni
ağlatmaz.
3. Sen istediğinde sana aşık olmaması, sana aşık olmadığı anlamına gelmez.
4. Gerçek arkadaş, elini tutan, kalbine dokunandır.
5. Birisine yabancılaşmanın en kötü biçimi yanında oturuyor olup ona hiç bir zaman ulaşamayacağını bilmektir.
6. Hiç bir zaman gülümsemekten vazgeçme, üzgün olduğunda bile! Gülümsemene kimin, ne zaman aşık olacağını bilemezsin.
7. Tüm dünya için sadece bir kişi olabilirsin fakat bazıları için sen bir dünyasın.
8. Zamanı onu seninle birlikte geçirmeye hazır olmayan biriyle geçirme.
9. Belki de Tanrı uygun kişiyi tanımandan önce yanlış kişilerle tanışmanı, onu tanıdığında minnettar olman için istedi.
10. "Bitti" diye üzülme, "yaşandı" diye sevin.
11. Her zaman seni üzecek birileri olacaktır, yapman gereken insanlara güvenmeye devam etmek, kime iki defa güveneceğine daha fazla dikkat etmektir.
12. Birini daha iyi tanımadan ve bu kişinin senin kim olduğunu bilmesinden önce kendini daha iyi bir kişiye dönüştür ve kim olduğunu bilerek kendine güven.
13. Kendini çok zorlama, en güzel şeyler onları en az beklediğinde olur.
"yüzyıllık yalnızlık"la tanıdığım ve bir insan nasıl bu kadar akıcı bir üsluba sahip olabilir diye hayretler içinde kaldığım, bir dilin neredeyse tüm sözcüklerinin kullanılarak -elbette çevirinin güzelliği de es geçilmemeli burada- yazılmış olduğu hissini veren bu muhteşem kitabı bitirdiğimde kalemi kağıdı alıp da eşe dosta mektup yazmaktan bile hicap eder bir hale geldiğim; hemen ardından ele aldığım "başkan babamızın sonbaharı"nda -belki de çeviri nedeniyle üslup çok akıcı olmasa da- insanın iliklerine kadar ulaşan bunaltılı havadan içime dolan kutsal daralmayla sarhoş olduğum ve son olarak da çaresizliğin senfonisi olarak adlandırılabilecek "kırmızı pazartesi" kitabının ardından yazarlığına tümüyle teslim olduğum, nobel ödüllü, ünlü kolombiyalı yazar. yaşayan en büyük yazarlardan biri...
6 mart 1928, kolombiya.
roman ve öykü yazarı. latin amerika edebiyatında "büyüsel gerçekçilik" olarak anılan akımın önde gelen isimlerindendir. 1982'de nobel edebiyat ödülü'nü kazanmıştır.