güven adıgüzel

    5.
  1. Sınavda Çıkmayacak Sorular

    Teşekkür ediyorlar, çok yaşıyorlar, işe geç kalmıyorlar

    Çeyrek altını önemsiyorlar, küresel ısınmayı ve beş çaylarını

    Ortadoğuyu ihtiyaç halinde seviyorlar, gökdelenleri her haliyle

    Eve geç gelmeyi borsaya bağlıyorlar, geriye kalanları astrolojiye

    Konuşan tartılardan korkmuyorlar bir de,

    -Ben bazen korkuyorum-

    Artis diyorlar erken ölenlere bir akşamüstü her yer kalabalık

    Her yer kalabalık, üzgünüz yeteri kadar ve Rimbaud mahkemelerde sanık

    Sırayla ölüyor kumbarası kırılmış çocuklar, tez konusu bile değiller

    içinde Ortadoğu geçmeyinde şiir de olmuyor, bir şeyler kahrolsun!

    -işgal edilmiştir inandığımız tüm çiçekler!-

    Stratejik bir aşk yaşıyorum devlet görmesin, keşişleri hemen sobeleyin

    Bu saklambaç bizden uzak, kavimler göçü konumuz değil, seni seviyorum!

    ideolojiler söylüyorum dünya kurtarmak isteyenlere ve çok rüya görüyorum

    insanı anlamakla meşgulüz, üstelik görünürde hiç ipucu da yok

    Ben bazen korkuyorum, annem duruyor hemen kalbime

    Beni hep yanlış öldürüyorlar anne diyesim geliyor

    Sonra cihad geliyor aklıma, cihadı çok seviyorum

    -Ama bunları coğrafi keşiflerle açıklayamam-

    Çocuğu okula yazdırıyorlar, merkez sağı ve dedikoduyu çok seviyorlar

    Üniter yapı diyorlar, uluslararası toplum, en az iki yabancı dil

    Minareler gölge ediyor, başka ihsan da istiyorlar

    Akşam ezanında eve giriyoruz, üzgünüz yani gereği kadar

    Demokraside ısrar ediyorlar bir de, ben rahatça ölsek diyorum.

    Yemeklerde sonra pişman oluyorlar, kravat takıyorlar, az seviyorlar

    Aşık olamıyorlar, çok şişmanlıyorlar ve hiç gülmüyorlar

    -Manavlar da şiire inansın diye kırmızıydı belki elmalar-

    Elmalar deyince aklıma annem geliyor ve taksitli sancılar

    Bir yanağın elma oluşunu,

    Devrik cümlelerle düşünüyorum

    -Sigortalı bir işe girmeden aşık olunmuyor-

    Güven ADIGÜZEL

    -itibar dergisi temmuz 2012 sayısında iktibas edilmiştir.-
    8 ...
  2. 8.
  3. 'holosko artı bir miktar yara'

    Rejisörler senden yana
    Mevsimler ve uçan halılar
    Son sahne sarhoşuyuz belki de hala
    O filmin sonunda ağlayacaktık galiba
    Gözümüze dünya kaçtı
    beyazıt'ta
    Ne meydandı ama
    Elektrik kokuyor her yanımız
    insan hakları mı diyorduk
    Beş heceli başka bir şey mi yoksa
    Anne bir on iki eylül yarasıdır
    Merkez sağ bahsini çokça söylemiştik
    Gözlerinden geçiyoruz
    Guantanamo'nun kapısı açık kalmış yine
    Emperyalizm de kahrolmadı
    Bir sigaran var mı?
    Çünkü bir sigara serbestledikçe beş vakit piyasa
    Holosko artı bir miktar para
    Dünya değiştirilebilir biraz sıkı tutunca
    Mezar geceleri, dört kollular
    iyi bilecek olanlar asla

    Eksik pansumanlara razıdır ikna odalarında
    Son kez yüksek sesle batının ilmini mutlaka
    Sigarayı yakınca otobüsün gelmesi
    Ontolojik bir sorun değildir ayrıca
    Holosko artı bir miktar yara
    Statükoya armağan olacaktır varlığım
    Bakışları kapital, iyi halden Marksist
    Kerbela görüce zülfikarı susan gönüllere deva
    Her şeyi devletten beklemek uzunca bir kış gibi
    Yakacak içimizi tevhid-i tedrisatın ateşi
    Söz, kıymetli bir mayındır
    Meclisten içeridedir
    Şubatlar çok sert geçer
    Senetler ve de aşklar
    Merhem olunuyorsa
    ve salyangoza sürekli zam yapılıyorsa
    Mahallemiz işgal altındaysa
    Burada yabancıları sevmezler
    Evet evet tam olarak burada
    Ceo olmak istemiyorum diye uyanılan kabuslarda
    Hangi sosyolojik yaraya varılır bilmem
    Uçan halılarda yerimiz yok, anladık
    Ve babaannesi baş örtülü adamlar
    Memleket meselesidir hala
    Tab edilmemiş yaslardan geçiyoruz kaç zamandır
    Adettir çünkü yazıldığı gibi ölünür burada
    Işık şiirden yükselirse
    Yanık kokuları yusufiye'dir
    Doğudan gelenlerin hepsi bize hatıra
    Bir ölünün ardından bakakalmak gibiyiz
    Bazı ikindiler hep böyledir, sen bize aldırma
    Adımızı tahtaya yazıyorlar, pek konuşmuyoruz oysa
    Yine de çok yakışıyoruz tahtaya
    Bazı ikindiler hep böyledir
    Yazıldığı gibi ölünür, sen bize bakma
    Gösterdiğin yolda hiç durmadan yürüyeceğime
    Holosko artı bir miktar para
    Yaralı serçeleri manşete taşımıyor dünya
    Dünya bunu hep yapıyor
    Çirkin kurbağalar öpmekten yorgunuz sanma
    Misafirliğin zekatı ayakta beklemek
    Dünyaya tabiyiz her gün
    Bekleme odaları kadar gergin
    Karateciler nedense hep yeşil kuşak
    Seksen sonrasıyız dedik ya en fazla nakarata eşlik ederiz
    Burada konuyu değiştirmek isterdim aslında
    Yağmurda bazen mecaz da ıslanır
    iyi ki bir metin yüksel'iniz var lan diyenlerden geçtim
    Geçtim dünya üzerinden
    Lapa pilava da risotto diyorlar ısrarla
    Tamam lan siz haklısınız, şiir rönesanstan büyüktür
    Şiir ve Rönesans aynı cümlelerde hep biraz eksik
    Son teklifimdir dünyaya
    Uslu çocuklar çarmıha
    Holosko artı bir miktar yara
    Çirkin kurbağalar öpmekten yorgunuz sanma
    Romancılara bayılan baş örtülü kızların
    Hayır hayır bu şarkı bizim değildir
    Bu kemancılar ve bu beşinci sınıf artistlik acılar
    Nükleer silahlarla şiir de yazılmaz
    Tek kişilik acılarla kaplıdır çünkü uçurtmalarımız
    Jilet bağlanmıştır telaşımıza henüz erkenden
    Çocukluk denmez ya buna, olsa olsa kundaklama
    Şimdi ölebiliriz aslında bir proleter gibi
    dikeriz gözlerimizi belki hayata
    Uhud'un okçularından rol çalıyor nasılsa dünya
    O filmin sonunda ağlayacaktık galiba
    3 ...
  4. 1.
  5. içten mi içten mısraların sahibi, post humanist çiçeği burnunda edebiyatçılardan kendileri. Son istasyon ve çete dergilerinin editörlüğünü yapan "şampiyon olamayan takımları, iktidar olamayan partileri, gözlerine bakamadığımız kızları sevmedik mi hep zaten..." sözünün sahibi adı gibi güzel insan.
    2 ...
  6. 17.
  7. "holosko artı bir miktar para
    yaralı serçeleri manşete taşımıyor dünya
    dünya bunu hep yapıyor"

    dizelerinin sahibi güzel insan.
    2 ...
  8. 6.
  9. Çay üç özelliğinden olayı kutsal bir sıvıdır

    Birincisi; sınıfsız bir içecektir, ayakkabı boyacıları ile ceo’ların ortak içeceğidir. Sınıfsal kaynaşma sağlar. Her statüden insanın tükettiği bir sıvı olup, içecekte eşitlenmenin sembolüdür aynı zamanda. ikinci olarak zamansızdır; sabah kahvaltısında, öğlen yemeği sonrasında, akşam üzeri, yatmadan önce yani günün her saati içilebilen tek içecektir. Üçüncüsü; Muhabbetin demini aldırır. Çay olmadan yapılan sohbetlerin hiçbir tadının olmadığı malumunuzdur.

    Çay; yoksulların, şairlerin ve yalnızların resmi içeceğidir. Ona öyle alelade bir içecek muamelesi yapamayız. Ona sıradan bir içecek gibi davranamayız. Yok ben çay sevmem, çayla aram iyi değildir gibi hezeyanlar delikanlı bireylere yakışmaz. Çay içmeyen adamı anlamak zordur. Eğer bir rahatsızlığı yoksa, ki çay sıhhat verir. O kişinin niye çay sevmediği bizim için ciddi bir sorun olarak masada duracak ve dostluğumuzu sorgulatacaktır. Zamansız mekansız sınıfsız bir içecek olarak çaya karşı yapılan bu haksızlık ve sevgisizlik bizi yaralar. Çay içmeyen adam şüphelidir. Ona güvenemeyiz. Çünkü ince belli bardakta tüten nefis dumanıyla, karanfil kokulu sıcak ve demli bir çayı yudumlamamış insan, Anadolu’yu, bozkırları ve kırılgan yağmurlarımızı tatmamış demektir, kırkikindilerle yıkanmamış, gökyüzünü tanımamış demektir. Çay içmemenin hiçbir mantıklı izahı olamaz. Çay içmeyen adama güvenemeyiz çünkü buralardan ve bu toprakların kadim içecek kültüründen fersah fersah uzaklaşmış bir adam bizi tedirgin eder.'

    Çay; yoksulların, şairlerin ve yalnızların resmi içeceğidir. Ona öyle alelade bir içecek muamelesi yapamayız. Ona sıradan bir içecek gibi davranamayız.

    yazısıyla kalbimi fethetmiş ,dostlarla bir kahve içelimi bir çay içelime dönüştürme sebebimdir.

    üzerine ''dünyayı kurtarmak istedi ve sigortalı bir işe girdi''tweetiyle beni bana hatırlatmiştir.
    var ol be abi

    özet geçiyorum ya sev ya terket !
    2 ...
  10. 4.
  11. ''küresel sermayenin kibirli kalesi starbaks'ı işgal edip mevzuyu menemen-çay'a bağlayan damar sahibi tüm boğaziçi'li öğrencilere diyecek tek bir sözüm var; helal olsun size... ayrıca dükkana gelip ama benim kahve içme özgürlüğümü engelliyorsunuz diye geveleyenler varmış, hayır gözüm senin sömürülme özgürlüğüne kısa bir ara vermeni sağlıyorlar sadece.
    top yuvarlaktır, herkes kendi evine.''

    boğaziçililere destek çıkmış abimizdir.
    3 ...
  12. 14.
  13. Güzel adamdır vesselam.

    Kargalara aşıktır, onun gözünde kargalar şehirlerin anarşistidir. Severim kendisini.
    1 ...
  14. 3.
  15. son istasyon çetesinin elemanlarından. raconu iyi kesermiş. biz öyle duyduk.
    1 ...
  16. 2.
  17. 10.
  18. adımızı tahtaya yazıyorlar, pek konuşmuyoruz oysa
    yine de çok yakışıyoruz tahtaya
    bazı ikindiler hep böyledir
    yazıldığı gibi ölünür, sen bize bakma..
    Güven Adıgüzel
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük