nazım hikmet ran ın tüm siirleri gibi güzel olan bir siiridir.
gözlerin gözlerin gözlerin,
ister hapisaneme, ister hastaneme gel,
gözlerin gözlerin gözlerin hep güneşte,
şu mayıs ayı sonlarında öyledir işte
antalya tarafında ekinler seher vakti.
gözlerin gözlerin gözlerin,
kaç defa karşımda ağladılar
çırılçıplak kaldı gözlerin
altı aylık çocuk gözleri gibi kocaman ve çırılçıplak,
fakat bir gün bile güneşsiz kalmadılar.
gözlerin gözlerin gözlerin,
gözlerin bir mahmurlaşmayagörsün
sevinçli bahtiyar
alabildiğine akıllı ve mükemmel
dillere destan bir şeyler olur dünyaya sevdası insanın.
gözlerin gözlerin gözlerin,
sonbaharda öyledir işte kestanelikleri bursa'nın
ve yaz yağmurundan sonra yapraklar
ve her mevsim ve her saat istanbul.
gözlerin gözlerin gözlerin,
gün gelecek gülüm, gün gelecek,
kardeş insanlar birbirine
senin gözlerinle bakacaklar gülüm,
senin gözlerinle bakacaklar...
Ve gözlerin gelir aklıma
Ve sözlerin
Gidişin gitmiyor gözümün önünden
Ve izleri derin
ilk değilsin bu senin de bildiğin
Ve yine biliyorsun
Sen son sevdiğim
Şimdi uzaklardasın
Ben çamlar arasında bir hastane odasında
Ciğerimde bir ince hastalık
içimde kapanmak bilmeyen bir yara
Ve sanki elimde inadına bir sigara
Biliyorum dönmeyeceksin
Hatta arkana bile bakmazsın
Gün gelir belki bir yuva kurarsın
Oğlun olsa benim Adımı koyar mısın
Sonunda da olsa tattım hiç olmazsa
Ben seni değil
Bu sevdayı bir ömür bekledim
Ve ben seni hayatımın bir musalla taşına en yakın yerinde
Sevdim
Gittin.
Dağ gibi sevdamı devirip ardında
Gittin.
Allahaısmarladık bile demedin
Sazlar çalınır çamlıca'nın bahçelerinde
O şarkıyı bir daha hiç söylemedim
Şimdi elimde bir bardak çay
Ve dudağımda buruk bir tebessüm
Kendi kendimi üzmemeye söz verdim
Ve ben seni hayatımın bir musalla taşına en yakın yerinde
Sevdim
Israr etmedin kendine beni sev diye
Beyaz bulutlar gibi sırtını rüzgarlara verip gittin
Bense durdum ve bekledim
Ama üzülmedim
Çünkü ben seni hayatımın bir musalla taşına en yakın
Yerinde sevdim
..
Bir kenti böylece bırakıp gitmek.. içinde bin kaygı, binbir soruyla..
..
Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek.. Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken..
derken..
sandıkta unutulmuş şarkılar.. yapanın, adına yapılanın bile unutulmaya yüz tuttuğu şarkılar, en fazla 2 yılmı sürerdi gerçekten 20.yüzyılda ölüm acısı.. ve mavi gözlü devler minnacık kadınları mı severdi hep..
kavganın, aşkın ve devrimin, şövalye şairleri, bitpazarlarında satılan siyah beyaz fotoğraflara mı dönüşürlerdi hiç olmamışlar gibi..
behiye aksoy'un anısına emi müzik tarafından yayınlanan derleme/seçki albüm.
albümde yeralan şarkılar;
Gözlerin & Ölmeyen Nağmeler
01. At Kadehi Elinden
02. Madem Küstün Dargındın
03. Sevmekten Kim Usanır
04. Kıskanırım Seni Ben
05. Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar
06. Kemancı
07. Gülünce Gözlerinin içi Gülüyor
08. Tadı Yok Sensiz Geçen
09. Pişman Olur Da Bir Gün
10. Aşk Bilmecesi
11. Dinlendi Başım
12. Geçti Sevdalarla Ömrüm
13. Tez Geçsede
14. Elbet Bir Gün Buluşacağız
15. Olmaz ilaç
16. Ruhumda Ölen Nağmede
17. Hangi Rüzgar Attı Seni
18. intizar
19. Bir Garip Yolcu
20. Tövbeler Tövbesi
bitmemiş bir şarkı, dudağında bir yarım ezgi..
sığınmak.. şarkılara sığınmak bir ömür boyu..
kendinden geçer dinlerken insan.. çok fazla değildir böylesi şarkılar, bu da efkarlandırır işte insanı.. yedi karanfil'den de dinlenmelidir kesinlikle..
Bir orman bir gece kar altındayken
Çocuksu, uçarı koşmak seninle
Elini avcumda bulup yitirmek, yitirmek
Sığınmak, ellerine sığınmak bir gece vakti
Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken
Bir kenti böylece bırakıp gitmek
içinde bin kaygı, binbir soruyla
Bitmemiş bir şarkı dudağında bir yarım ezgi
Sığınmak, şarkılara sığınmak bir ömür boyu
Gözlerin bir çığlık bir yaralı haykırış
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken