kızın yüzünü bile daha doğru düzgün göremeden aşık oldum, nasıl oldu ben de anlamadım.
sonraları da konuşurken heyecandan yüzüne odaklanamadım zaten, 1 ay filan öyle bi durum yaşadım, daha sonraları yüzünün her ayrıntısını ezberledim tabii.
kalbine, duygularına aşık olursunuz. o an anlarsınız, gerçek aşkı. yalnızca tene dokunmakla yaşanmayacağını öğrenirsiniz aşkın. önemli olanın kalbe dokunmak olduğunu kavrarsınız. zordur velhasıl. ama bulunduğu zaman tanımı zor güzel duygular yaşatır.
çok konuşuyoruz be, çok kelime tüketiyoruz yok yere. aslolan konuşmadan bile anlaşılmak sanırım.
acaba gözleri ne renk? sanmak değil bu; sevgi sanılır, başka başka bedenlerde can bulur, bunu çok kereler anlattım zaten. ben çok kereler sevdim de zaten. ama işte mesele anlatmadan anlaşılmak...
üç noktalara sığdıramayacak güzellikte şeyler yaşıyoruz çok kereler. çok kereler zikrediyoruz aynı isimleri, kelimeleri... 700 küsür kilometrenin varlığından bile bahsediyoruz... ama inanç denen hadise, sizin sandığınızdan çok başka anlamlar barındırıyor bünyesinde.
insan 700 kilometre uzağında birine güvenebilir mi? elbet güvenir. çünkü bedenden önce gönül okşanmıştır. hiç olmayacak dediklerimiz gelip konaklanmışken bedenlerimize; o, ruhumuzu feth etme peşindidir. etsindir, tüm yollarımız ona doğrudur...
hevesin allah olduğu bir medeniyette ömür törpülerken, aslında tek istenen ruhun, gönlün hoş tutulmasıdır. bir 'melek' kelimesine istanbul'u 2. ye işgal gücü bulabilmektir. güçlüyüm, kimilerinizin isyan edeceği 'neden?' diyeceği kadar güçlü.
bir kahve çekirdeğince boşluklar biriktirdik biz birbirimize. sen hep anlatmadın ama ben anladım. ve ben hiç anlatmadan sen anladın... mesafe uzadıkça gurur yanıyor. ağzının kenarına sabitlenen gülücük bile daha bi sağlamlaştırıyor yerini. ama artık sıkıştık biz. imkansız gerçek oldu ve biz sıkıştık...
nice boşluklar belledik bedenlerde ve o bedenleri kitledik biz. bir daha, belki de hiç kimsenin olmamacası pahasına kitledik. tek çözümümüz suni becayişler oldu ve biz beklemedeyiz...
bedenimde karıncalar volta atıyor, beynimde doğru kelimeleri seçemiyor olmanın telaşı. ama olsun, ben yine anlatamayayım ama sen anla...
Daha önce görmediğin, varlığından emin olmadığın birine karşı hisler beslemek.
Mümkündür.
En büyük aşkımı bu şekilde yaşadım.
Yıllarca sadece sesini duyarak hayatıma devam ettim. Varlığından adından vs emindim ama.
Aslında asıl olan odur bence. Bir insana dış görünüşüne bakmadan aşık olmak. Sesine, düşüncelerine, sana olan davranışlarına. Normal gibi görünmese de bence normal. Hani şu içi güzel olsun muhabbeti gibi.