-senin acının başkalarını eğlendirdiği bir yer ya da bir zaman hayal et. cehennem orasıdır. ben hep orada oldum, sonra bir kez, evet, hayatımda bir kez zar attım. kendi benliğime, içime bir çift cıvalı zar attım çocuğum. peki sen başkalarının acısına ağlamayı biliyor musun? bil, öğren. başkaları için ağlayabilenler cennetin suretleridir.
-ne için teselli edeceksin şeyda? teselli etmek, yoluna devam et demektir. benim yolum kalmadı ki.
-biz uzaklığı hasretle ölçeriz. içinde aşk yoksa, uzak diye bir şey de yoktur.
necip fazıl kısakürek’in tasarlamış olduğu büyük doğu ideolojisi içerisinde “islam devleti”nin tesisi gayesi doğrultusunda faaliyet gösteren islami büyük doğu akıncıları’nın fiili ve fikri alandaki “kumandanları” salih mirzabeyoğlu riyasetinde, ilk sayılarını Kasım 1976’da yayımlamışlardır.
derginin on dördüncü ve son sayısı haziran 1978’de çıkarılmıştır. akıncılar arasında ayrışma yaşanması sonucunda salih mirzabeyoğlu’nun ayrılarak kendi teşkilatı akıncı güç’ü (1979) kurmasıyla beraber derginin faaliyetleri son bulmuştur ve devamında akıncı güç dergisi yayımlanmaya başlanmıştır.
11 sayı çıktıktan sonra ocak 1977'de yayın hayatına ara veren dergi nisan-temmuz 1978 arasında "yeni gölge" ismiyle üç sayı daha yayınlanmıştır.
Bir zamanlar, kalbimde yer etmiş bir gölge vardı. Gözlerim, onunla dolu hayallerin izinde sabahın ilk ışıklarına uyanırdı. Her sabahın şafağında, onun varlığıyla aydınlanan bir dünyaya adım atardım. Güneş doğarken ışıklar onun gülüşünü taşırdı bana, ve ben her ışık huzmesinde onun sıcaklığını hissederdim.
Gece çöktüğünde, yıldızlar onunla fısıldaşırdı sanki. Ayın solgun yüzünde onun silueti belirirdi, ve ben gözlerimi gökyüzüne diktiğimde, onu arar dururdum. Her yıldız, onun gözlerinde parıldayan umutlar gibiydi. Gecenin karanlığında bile, onun hatırası bana rehberlik ederdi.
Zaman, akıp giderken bizden bir şeyler götürdü. Fakat kalbimin derinliklerinde, onun izleri silinmez bir şekilde kaldı. O günlerin tatlı hatıraları, ruhumun bir köşesinde hep saklı durur. Her anı zihnimin bir köşesinde canlılığını korur.
Rüzgar, onun adını fısıldar gibi estiğinde, içimde bir yerler sızlar. Her esinti, onun varlığını hatırlatır bana. Onunla geçirilen zamanların anısı, rüzgarın hafif dokunuşunda yeniden canlanır. Her şey, onunla ilgili bir anıyı taşır gibi gelir bana. Her adımda, onunla yürüdüğümüz yolları hatırlarım. Her çiçek, onun gülüşünün rengini taşır gibi açar.
Belki artık o günlere geri dönmek mümkün değil. Belki zaman, bizi farklı yollara sürükledi. Ama onunla yaşanan her an, kalbimin bir köşesinde ölümsüzleşti. O anılar, bana hem bir huzur hem de bir hüzün getirir. Çünkü onun varlığı, hayatımda bir dönüm noktasıydı. Onunla paylaşılan her an, bana hayatın ne kadar değerli olduğunu hatırlatır.
Şimdi, her gün doğarken ve her gece çökerken, onun anısıyla yaşarım. Kalbimde saklı kalan bu gölge, bana sevginin gücünü ve zamanın ne kadar değerli olduğunu hatırlatır. Her sabah, onun anısıyla uyanır ve her gece onun hatırasıyla uykuya dalarım. Çünkü onunla geçirilen zamanlar, benim için hayatın en değerli anılarıdır.