bugün

(bkz: gecenin öteki yüzü)
türk edebiyatının prensesidir.1971 de ilk kitabı parasız yatılı sait faik ödülü kazanmıştır.
27. istanbul kitap fuarının onur yazarıdır.
Kadını, göçmenliği, ruh asaletini en güzel anlatan yazarlardan biridir. Kendisiyle aynı ülkeden olduğum için bile mutluluk duyarım.
Benim Sinemalarım, Gecenin Öteki Yüzü gibi öyküleri sinemaya uyarlandı.
Berlin'in Nar Çiçeği ve Balkan Yolculuğu da "işte yazar" dedirtecek kalitede kitaplardır.
Ayla Kutlu, Sevgi Soysal ile birlikten en sevdiğim kadın yazarlardandır.
Kısacası iyi ki var be kardeşim!
cemal süreya'nın "yahu sen artık öykü yazsana" cümlesi üzerine "ölmüş bir kadının evrak-ı metrukesi" ni yazıp şaire okutmuş onun da desteğiyle "yeni dergi" de ilk öyküleri yayınlanmıştır. parasız yatılı adlı eseriyle 1972'de sait faik hikaye armağanını kazanmıştır. "benim sinemalarım" adlı öyküsünün sinema uyarlamasıyla kamera arkasına geçmiş ve ilk yönetmenlik deneyimini edinmiştir. "ah güzel istanbul" ve "gecenin öteki yüzü" sinemaya uyarlanan diğer hikayeleridir.
hayatın içinde kaybolmuş ya da göçmen ruhlu herkese öykülerinin kapısı ardına kadar açıktır. tavsiye olunur.
edebiyatımızın modernist sanatçılarındandır. ele aldığı kişilerin dünyasını, toplumsal konumlarından soyutlamadan gözlemden yola çıkıp ayrıntıları işleyerek yansıtmıştır. öykü, roman, gezi, oyun, çocuk kitabı, şiir türlerinde yapıtları vardır.

romanları :

- kırk yedililer
- berlin' in nar çiçeği

öyküleri :

- parasız yatılı
- kuşatma
- benim sinemalarım
- gecenin öteki yüzü

oyun :

- redife' ye güzelleme

şiir :

- lodoslar kenti
47'liler
benim sinemalarım
kuşatma
benim güzel sinemalarım
redife'ye güzelleme
sevda dolu bir yaz
parasız yatılı
kitaplarından bazıları olmakla beraber, 47'liler romanıyla Türk Edebiyatı'nın tam orta yerinde durup, avazı çıktığı kadar bağırmaktadır.
kırk yedi liler diye çok güzel bir roman yazmış, kadın karakter betimlerinde cidden aşmış değişik bi kadın.
benim sinemalarım en bilinen eseridir. onu da okumak gerektir, ki filmi de vardır.
demet akbağ ın eyvah eyvah filminde canlandırdığı karakter.
sevdiğim kızın adının redife olmasından dolayı yazarın redife'ye güzelleme adlı oyun kitabını aldım.

sevda dolu bir yaz oyunu ankara devlet tiyatrosu nda 200 kez sahnelenmiş yazar.
parasız yatılı öyküsünün son satırları, şu şekildedir;

(bkz: hayata dair iç burkan detaylar)

+ bu okulu kazanacakların hepsi de benim gibi yoksul çocuklarımı anne, onu da öğrendin mi?
öyle ya yoksul çocukları ki parasız yatılı için imtihan oluyorlar.
öyleyse ben burayı kazanırım üzülme, sınavı pekiyiyle bitiririm.
artık burada da arkadaşlarım olur, haftada iki gün sen hastahaneden ben okuldan çıkıp eve döneriz.
sana da konuk günlerinde bakkal bisküvisi alırım.

sınavların yapıldığı okul karşı yöne düşüyordu, yeniden geçtiler caddeyi ürke ürke. ara sokaktan yürüdüler, yüksek bir duvarın yanındaki kapıda durdular. okulun öğrenci giriş kapısıydı bu. içerden uğultular geliyordu, yağmur taş duvarların arasından çıkan aykırı yeşilleri parlatmıştı.

-bizden de erken gelenler olmuş, geç meç kalmış olmayalım?

hademe giyimli bir kadın, onlara doğru yürüdü taşlı yoldan.
bezgin, alışık bakışlarıyla anne kızın üstünden dışarda bir şeye bakıyordu.
anne saygılı sordu;

-geciktik mi acaba, çocukların çoğu gelmiş.

hademe kadın ilgisiz cevap verdi;

- parasız yatılı imtihanların çocukları hep erken gelir, hiç gecikmezler...**
(bkz: foroozan)
47'liler adlı romanı 12 mart dönemini anlatmaktadır. Roman, cumhuriyetçi aydınlanma ile devrimci solcu fikirlerin çatışmasını ele alır. Lakin fazla romantize adilmiş bir romandır. Cumhuriyetçi aydınlanmayı ne kadar ittiyse devrimci solculuğuda o kadar idealize etmiştir. Kitapla ilgili, cemil meriç kitabın bir "kabus" olduğundan kuşaklar arası düşmanlık yaratacak, derken; murat belge ise füruzan'ın insanları tanıdığını fakat politik hayat içinde tanıyamadığı söylemektedir. Füruzan'ın ilk kitabı parasız yatılı ise beğendiğim bir öykü kitabıdır. insanları, gözlemleri "iyi" olduğunu düşündüğüm bir yazar füruzan.
yeryüzü varolduğundan beri devam eden acıyı yazmıştır kendi deyimiyle. en sarsıcı kitabı kuşatmadır. berlinin nar çiçeği adlı romanında ilk aşkın heyecanı ve zaman geçtikçe büründüğü anlamsızlığı mükemmel anlatır.
"gül mevsimidir" adlı uzun öyküsü dört kez "kuşatma"nın içinde basıldıktan sonra can yayınları sahibi erdal öz'ün teklifiyle 1985 yılında ayrı kitap olarak yayımlanmıştır.

öz'ün dediği gibi "bu olağanüstü uzunöyküyü özetlemek güç"tür. katmanlıdır çünkü.

"kişiliğin oluşumunda çevrenin, dönemin, sosyal şartların belirleyiciliği nedir", "kişi başka türlü olabilir mi" sorularını da sordurur.

bir gonca gülün, insani duyarlıklarını, inceliklerini yitirmiş kaknem, sivri bir dikene dönüşmesinin öyküsünü, sosyal tarihin akışı içinde incelikle anlatır füruzan.
demet akbağın hayat verdiği dehşet komik takılanılası karakterdir.
işte bizim rumeli kitabı ile tito sonrası parçalanan yugoslavya coğrafyasını pek güzel anlatan yazar. füruzan hanım eğitimin insan doğasındaki vahşiliği yok etmek için yeterli olmadığını bütün çıplaklığı ile gözler önüne sermiş.
Duyarlılıkla örülmüş yüreğini satırlarında hissettiren yazar. Kırk yedili'ler romanını okumaktayım şu sıralar. Çamaşır yıkayan Nazik kadınla evin ortancası Emine arasındaki o küçük sevgi dolu anı zihnime mıhlamıştır. Emine'nin ilk gerçek sevilme anlarından biridir kanımca. Emine'nin hayata ilk dokunduğu an. Muazzam.
Tüm yapitlarinda gurbet duygusu uzerinde durur.

Öykülerinde ana kız motifini ve mutsuz evlilikleri çokça işlemiştir.

Hikaye: parasız yatılı, kuşatma, gecenin öteki yüzü, benim sinemalarim, gül mevsimidir.

Roman: 47'liler, berlin in nar çiçeği.
91 yaşında hayatını kaybetmiş.

https://www.ntv.com.tr/tu...ir,X4P33O1sX0eCInvNm9_9uw