aşk ve ızdırap şairidir. şiirlerinde beşeri aşktan ziyade tasavvufi aşk ön plandadır. beşeri aşk tasavvufi aşka ulaşmak için bir basamak konumundadır.
dil konusunda çok hassastır. hiç bir kelimenin beyitte ki yeri tesadüfi değildir. kendisi bu durumu "şiir bir duvar inşa etmekse, sözcükler de yapımda kullanılan tuğlalardır. duvarın sağlam olması için, söz kuvvetli olmalıdır" şeklinde açıklar. ses meselesini önemser. öyle ki "su kasidesi" olarak anılan naatı, dikkatlice okunduğunda -s , -ş ve -u seslerinin sık tekrarlanmasıyla su sesinin yaratabileceği fonotiği yaratır. klasik edebiyatın piridir. leyla ve mecnun kasidesi önemlidir.
" hasılım yok ser-i kuyında beladan gayrı
garazim yok reh-i aşkında fenadan gayrı"
Fuzûli'yi de zamanının meşhur mütefekkirleri arasında saymak mümkündür. Fakat Fuzûli'nin şiirleri zamanının sanat seviyesinin üstünde olmasına rağmen, fikir yönünden zamanındakiler ile arasında fazla bir fark yoktur.
Çünkü Fuzûli, şiirlerinde sanat unsurunu birinci planda tutarak faydadan çok mükemmelliğe yer vermiştir. Fikirlerinde ise, her mütefekkir gibi o da insanlara faydalı olup onların hayatına yön vermeye çalışmıştır.
Fuzuli ve Ruhi yolda yürürken bir köpek görürler, ruhi; "şu köpeğe bak nekadar fuzuli" Fuzuli; "Vur k*çına çıksın ruhi" bu konuşmalarından nekadar esnek bir zekaya sahip olduklarını anlayabiliyoruz.
16. yyda kerbelâda yaşamış türbedarlık yapmış, azeri türkçesiyle yazan, en büyük lirik şairlerimizden birisi.dönemin en iyisi olmasına rağmen saraya yakın olmadığı için, saraya daha yakın olan bakî daha ön planda tutulmuştur.ayrıca kasidelerinden başka astronomi vb. alanlarda da ileri derecede kendini gelişmiştir.birde su kasidesi vardır ki... o hayal gücünün içine hapseder okuyan adamı.
fuzuli; gereksiz anlamına geldiği gibi bilgili, bilgin gibi bir anlamı da vardır zaten fuzuli mahlasını bu yüzden seçmiştir şairdır. iskender pala' nın "babil de ölüm istanbul da aşk" kitabında hayatıyla ilgili onlarca rivayetten biri olan "hillelili fuzuli" olarak anlatılır. esasında en güzel leyla ile mecnun mesnevisi olarak kabul edilen kitabının hikayesidir.
Fuzuli'nin Kanuni Sultan Süleyman tarafından bağlanan günlük 9 akçe aylığı alamaması üzerine nişancı Celalzade Çelebi' ye yazdığı mektuptur.
Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar. Hüküm gösterdim, faydasızdır diye iltifat etmediler. Gerçi görünürde itaat eder gibi davrandılar ama bütün sorduklarıma hal diliyle karşılık verdiler.
Dedim: - Ey arkadaşlar, bu ne yanlış iştir, bu ne yüz asıklığıdır?
Dediler: - Bizim adetimiz böyledir.
Dedim: - Benim riayetimi gerekli görmüşler ve bana tekaüt beratı vermişler ki ondan her zaman pay alam ve padişaha gönül rahatlığı ile dua kılam.
Dediler: - Ey zavallı! Sana zulüm etmişler ve gidip gelme sermayesi vermişler ki, daima faydasız mücadele edesin ve uğursuz yüzler görüp sert sözler işitesin.
Dedim: - Vakıf malın dilediği gibi kullanmak vebaldir.
Dediler: - Akçamız ile satın almışız, bize helaldir.
Dedim: - Hesaba alsalar bu tuttuğunuz yolun fesadı bulunur.
Dediler: - Bu hesap, kıyamette sorulur.
Dedim: - Dünyada dahi hesap olur, haberin işitmişiz.
Dediler: - Ondan dahi korkumuz yoktur, katipleri razı etmişiz.
Gördüm ki sualime cevaptan başka nesne vermezler ve bu berat ile hacetim kılmağın reva görmezler, çaresiz mücadeleyi terk ettim ve mey'us ü mahrum guşe-i uzletime çekildim.
Dostlarım eğer sevgilinin elini öpmeden,bu arzuyla ölürsem,
toprağımdan testi yapıp onunla Sevgiliye su verin
fuzuli.
edebiyat sınavında çıkan açıklanması gereken güzel sorulardan bi tanesi.
Aşiyan-i mürg-i dil zülf-i perişanındadır
Kanda olsam ey peri gönlüm senin yanındadır
Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabib
Kılma derman kim helakim zehri dermanındadır
demiş olayı bitirmiş şiir defterini kapatmış şair..üstad...