franz kafka

entry876 galeri65 ses1
    176.
  1. "dönüşüm mü, değişim mi?" paradoksunun babası. çeviri yapan abla ve abilerimize selam ederim.
    1 ...
  2. 175.
  3. "Doğru yol yerden bir karış yüksekte bulunan gergin bir ip gibidir. Fakat bu ip, üstünde yürümek için değil de insanın ayağının takılıp tökezlenmesi için vardır ancak...'' ( düşüncelerini özetleyen ünlü sözü )

    Koji Yamamura'nın A Country Doctor (Kafka - Inaka isha ) kısa animasyon filmini öneririm kafkanın aynı isimli hikayesinden uyarlanan ödüllü bir yapım. (bkz: A Country Doctor)
    1 ...
  4. 174.
  5. duyarlı bir kalp, baba otoritesi altında ezilmiş ama kendini teslim etmemiş bir benlik, ermiş bir ruh, özgür bir hayal gücü ve kendisinden sonraki nesilleri etkileyebilecek edebi yetenek sahibidir. modern insanın çıkmazını daha doğrusu hayatındaki özgünlük eksikliğinin neden olduğu derin mutsuzluğu ve buna baş kaldıran özgür ruhlara toplum tarafından ödettirilmek istene bedelleri çok etkili anlatmıştır, eserleri aslında toplumun ikiyüzlülüğünü deşifre eden, özgür bireyin başkaldırı haykırışıdır. kolay okunur ama derin anlamlıdır tün metinleri. kendisi de özgür olmak isteyen baskı altındaki bireyin acısını en derinden hissetmiş, bir sigorta şirketinde çalışmak zorunda kalmıştır. jeremy irons'ın kafka'yı canlandırdığı filmdeki sahneyi kafka'nın bizzat yaşadığı aşikardır; hiç sevmediği,yaratıcılıkla ve kişiliği ile alakası olmayan bir iş ve o masa başındaki ter içinde kaldığı sıkıntı nöbetleri.

    arkadaşı ile 'dönüşüm' kitabından sonra yaptığı aşağıdaki konuşma onun derin gözlemciliğinin yanında filozof yönünü de göstermektedir, tespit etkileyici, gerçek ve ürkütücüdür. çünkü gerçekleri kabul etmek çoğu zaman zordur.

    garnett'in 'dönüşüm'ün yöntemini kopye ettiğini söyleyen gustav janouch'A ŞÖYLE Cevap verir kafka:

    'hayır! yöntemi benden almadı. bu yöntemin kaynağı içinde yaşadığımız zaman. ikimiz de zamandan kopye ettik. hayvan bize insandan daha yakın. parmaklık burada. hayvanla yakınlık kurmak, insanlarla kurmaktan daha kolay.'

    'herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın arkasında yaşıyor. şimdi hayvanlarla ilgili bunca şey yazılmasının nedeni bu. özgür ve doğal yaşama duyulan özlemin ifadesi. oysa insanlar için doğal yaşam, insanca yaşamdır. ama bunu anlamıyorlar. anlamak istemiyorlar. insan gibi yaşamak çok güç, o nedenle hiç olmazsa kurgusal düzeyde bundan kurtulma isteği var.'

    'bugün büyük fransız devrimi'nden önceki akım gibi sadece 'doğaya dönelim' denilmiyor, yapılıyor da. hayvana geri dönülüyor. böylesi insanca yaşamaktan çok daha kolay. herkes sürüye katıldığından ötürü güvenlik içerisinde, kentlerin yollarından geçip işe, yemliklerin başına ve eğlenceye gidiyor. tıpkı büroda olduğu gibi, sınırları iyice çizilmiş bir yaşam. böylesi bir yaşamda mucizeler değil, yalnızca kullanma talimatları, doldurulacak başvuru formları ve kurallar var. özgürlükten ve sorumluluktan korkuluyor. o nedenle insanlar, kendi yaptıkları parmaklıkların ardında boğulmayı yeğliyor.'
    4 ...
  6. 173.
  7. "milena en çok seni seviyorum diyorum ama belki de gerçek sevgi bu değil. sen bir bıçaksın ve ben durmadan içimi deşiyorum o bıçakla dersem gerçek sevgiyi daha iyi anlatmış olurum belki."
    1 ...
  8. 172.
  9. "milena, milena, milena... adından başka birşey yazamıyorum. yazmalıyım ama. bugün şaşkınım, yorgunum, sensizim milena. nasıl bitik olmayayım?"
    3 ...
  10. 171.
  11. #10914231 gibi yazar parçalarına ait o kapalı beyinlerin, anlayamayıp da b.k attığı usta yazar.
    3 ...
  12. 170.
  13. dünyanın en süper karakterlerinden birine (bkz: gregor samsa) can veren çok büyük bir yazardır kendisi.
    (bkz: dönüşüm)
    3 ...
  14. 169.
  15. kafka karıştıran bir üslubu var ama yine de tırt denmez, ayıptır lan, kafkada söylenmez amk.
    6 ...
  16. 168.
  17. daha önce de söylendiği üzere, anlayabilmek için çok iyi almanca bilmek gerekiyor.çeviriler ne kadar güzel olursa olsun, özellikle babama mektup, ottlaya mektuplar, taşrada düğün hazırlıkları, bir savaşın tasviri ve günlükleri anlamak çok ama çok zor.

    ama yine de anlaşılabilir olan dönüşüm/değişim, şato ve dava, eğer sıkılmazsanız, muhteşem kitaplar.
    1 ...
  18. 167.
  19. anlamak için hem almanca aslından okumak hem de arızaya bağlamak gerekiyor.
    4 ...
  20. 166.
  21. "kargalar, bir tek karganın göğü yok edebilecegini ileri sürer. ona kuşku yok; ama göklerin kulağı duymaz böyle bir savı, çünkü gökler kargaların yokluğu demektir. "

    franz kafka

    derin çukurların dibinde bulandırdığı beynimi, büyük kayaların tepesinden hatta yüksek falezlerden aşağıya döküyorum. kimsin sen?
    5 ...
  22. 165.
  23. avrupada ki en büyükgenelev'inkurucusu olduğu da söylenmektedir.
    (bkz: genelev'in yazımı)
    1 ...
  24. 164.
  25. kafka'yı kitap bittikten sonra seversiniz...
    okurken değil...

    hatta nefret-aşk ilişkisi kadar keskin olabilir bu dönüşüm.
    3 ...
  26. 163.
  27. 162.
  28. dışavurumcu yazar. gelmiş geçmiş en iyi yazarlardan kabul edilir.
    yapıtlarını roman okur gibi okursanız hiçbir şey anlamazsınız ve okuduğunuz sayfa sayısı bir elin parmaklarını geçmez. sıkılır, saçma bulur kapatırsınız.

    okuyabilen için kafka, en iyilerdendir.

    (bkz: ekspresyonizm)
    1 ...
  29. 161.
  30. "kafkanın yapıtları hem modern dünyaya olağanüstü bilinçli bir bakış hem de zincirlerinden bütünüyle kurtulmuş bir imgelemdir. kafka her şeyden önce estetik bir devrimdir. bir mucizedir"

    ....

    "kafka dinsel alegoriler yazmadı ama kafkaesk (gerçeklikte ve kurmacada),tanrıbilimsel boyutundan(daha doğrusu düzmece-tanrıbilimsel boyutundan) ayrılmaz"

    ....

    "kafkaesk dünyada komik,shakespare'de olduğu gibi trajiğin bir kontrapuntosu değildir; komiğin orada bulunuş nedeni,yoğunluğu azaltarak trajik olanı daha duygulu kılmak değildir; trajik olana eşlik etmez; trajik olanı daha doğmadan yokeder ve kurbanları umabilecekleri tek avuntudan, tragedyanın yüceliğinden (gerçek ya da sözde) kaynaklanan avuntudan yoksun kılar.mühendis anayurdunu yitirir ve herkes güler"

    milan kundera
    (bkz: roman sanatı)
    1 ...
  31. 160.
  32. Her gencin en azından bir kere okuması gerektiği, zannımca dünyanın en önemli yazarlarından birisidir.
    1 ...
  33. 159.
  34. insanların birlikteliği şuna dayanır: insan, kendi varlığının gücüyle aslında kendi içlerinde yadsınamaz olan başkalarını yadsıyormuş gibi görünür; bu da o insanlar için tatlı ve rahatlatıcı, ama gerçeklikten ve dolayısıyla süreklilikten hep yoksun.
    *
    4 ...
  35. 158.
  36. Akademi için Bir Rapor

    Sayın Akademi Üyeleri!
    Geçmişteki maymun yaşamıma ilişkin bir raporu akademiye sunmaya çağırmakla bana şeref veriyorsunuz.
    Maymun yaşamım neredeyse beş yıl geride kalmış bulunuyor. Belki takvime göre kısa ama benim gibi söz konusu zamanı dolu dizgin geride bırakan biri için alabildiğine uzun bir süre. Gerçi yer yer eşsiz insanların, değme örgütlerin, alkışların ve orkestra müziğinin eşliğinde geçti.
    Bu süre, ama gerçekte yalnızdım. Aslıma ve çocukluk anılarıma bağlı kalacağım diye diretseydim, böyle bir başarıya ulaşamazdım. Özellikle her türlü inattan vazgeçmeyi, kendimi uymakla yükümlü kıldığım en yüce buyruk edindim; ben özgür maymun (insanlaşmak yolunda S. T.) bu boyunduruk altına girmeye razı oldum.
    Ama bu da, anılarımın bana kapılarını giderek daha çok kapamalarına yol açtı. ilkin, insanlar istese, bütün yerle göğün oluşturduğu o koca kapıdan çıkıp
    geldiğim yere geri dönebilecekken, ilgili kapı, kırbaçlı gelişimim ilerledikçe alçalıp daraldı, insanların dünyasında kendimi daha rahat ve zamanla daha tutuklu hissetmeye başladım; geçmiş yaşamamımdan doğru esip gelen fırtına yatıştı.
    Gerçi akademi için önemli yenilik getirmeyecek sözlerim, benden beklenenlerin ve ne kadar istesemde size söylemeyeceklerimin hayli uzağında kalacak, ama olsun eski bir maymunun hangi yoldan geçerek insanlar dünyasına ayak atıp orada kök saldığını ortaya koyabilir.
    Yurdum Altın Sahili'dir. Nasıl yakalandığım konusunda başkalarının anlattıklarından gayrı bir kaynak yok elimde.

    Hagenberg firmasına bağlı bir avcı grubu - sırası gelmişken şunu da söyleyeyim ki, o zamandan beri söz konusu grubun başkanıyla az kırmızı şarap şişesi boşaltmadık - sahildeki ağaçlıkta pusuya yatmış beklerken, akşam üzeri soydaşlarınan bir sürünün arasına katılarak su içmek için sahile indim. Derken ateş edildi, içimizden vurula vurula bir ben vuruldum; iki kurşun yemiştim.

    Biri yanağımdan; bunun açtığı yara hafifti, ama geride kocaman ve cascavlak kırmızı bir iz bıraktı, düpedüz bir maymunun uydurduğu hiç de yerinde olmayan o iğrenç ( kırmızı Peter ) Rot Peter adını kazandırdı bana.
    ikinci kurşun, kalçamın altına bir yere isabet etmişti, açtığı yara ağırdı, şimdi bile biraz topallamam bu yüzdendir.
    Kurşunları yedikten sonra, yine söylüyorum: insanlara öykünmenin benim için çekici yanı yoktu; bir çıkış yolu aradığım için öykünmüştüm, başka nedenlerden değil.
    Ayrıca, söz konusu zafer, bana pek de fazla bir şey kazandırmamıştı.
    Hamburg'ta ilk hayvan terbiyecisinin eline teslim edilmemden pek az sonra, önümde iki seçeneğin var olduğunu anlamıştım. Hayvanat bahçesi ya da varyete.
    Ve işte o zaman öğrenmeye başladım baylar! Oh, insan zora gelince öğreniyor, bir çıkış yoluna kavuşmak istedi mi öğreniyor, hiçbir şeye aldırış etmeden öğreniyor.
    Kamçıyla denetliyor kendisini, öz varlığında en ufak bir direnişle karşılaşmaya görsün, etini kıymık kıymık ediyor. Zamanla maymun doğam apar topar çıkıp gitmişti içimden; öyle ki bunu gören öğretmenim, adeta maymunlaşıp çok geçmeden dersi bıraktı, bir akıl ve ruh hastalıkları kliniğine yatması gerekti .

    Şimdiye kadar eşi görülmemiş bir çaba harcayıp, bir Avrupalı'nın ortalama kültürünü edindim. Bu, gerçekte hiç bir şey değildi belki; ama kafesten çıkmama yararının dokunması ve bana bu özel çıkış yolunu, bu insansı çıkış yolunu saplaması bakımından yine de değer taşıyordu. Almanca'da bir söz vardır: Ortadan söz almak. Ben de bunu yaptım, toz oldum ortadan. Özgürlüğü seçemeyek oluşum karşısında başka çıkar yol göremedim.

    Kuşkusuz erişmek istediğim şeye genel olarak eriştim.Zahmete deymezdi denilmesin.Hem hiçkimseden bu konuda bir yargı beklemiyorum; amacım, yalnzıca bildirmekti bazı şeyleri.Size de Sayın Akademi Üyeleri, size de yanlızca bir bidiride bulundum.

    "...
    Pek sessizleştiniz, neden acaba? Daha demin kent üzerine şaşılacak kadar doğru yargılarda bulundunuz, şimdi ise pek sessizleştiniz.
    Sessizleştim mi?
    Rahatsız mısınız yoksa?...Hayır hayır! Hem geçti zaten. Ne olduğunuda söyleyebilirim size.Bazen içimi insanlara karşı öylesine bir tiksinti dolduruyor ki,kusmamak için kendimi zor tutuyorum.Elbette tek kişilerle, örneğin sizi buradaki sevimli varlığınızla ilgili bişe değil bu; bütün insanlara karşı yönelik bir davranış. Tuhaf bir yanı da yok; hani maymunlarla sürekli bir arada yaşasaydınız, kendinizi tutmak için istediğiniz kadar çaba harcayın, siz de kuşkunuz buna benzer nöbetlere kapılırdınız. Sonra ben de böyle tiksinti uyandıran, gerçekte insan hemcinslerimin kokusu da değil; benim sonradan edindiğim insan kokusu bu, eski yurdumun kokusuyla karışan insan kokusu..."

    franz kafka
    1 ...
  37. 157.
  38. eserleri ki hepsinin yakılmasını istemiştir, ölümünün ardından ailesi tarafından vasiyetine aykırı olarak yayınlatılmıştır.

    oğuz atay'a başlıca esin kaynağı olan yazar. bu bile kafka'yı sevmek için yeterli bir sebep.
    3 ...
  39. 156.
  40. kendisinin " öyle durun siz, hayat kendini size sunacaktır, çabaya gerek yok " tarzında aforizmamsılarına bir cevabım var. 20 senedir bilfiil malak gibi yatıyorum bir bok olmuyor kafka. dünya öyle bir yer değil.
    4 ...
  41. 155.
  42. milena' nın kendisine yolladığı mektupları, kıskançlığından, başkası okumasın diye yaktığı söylenen yazar.
    1 ...
  43. 154.
  44. insan ancak birazcık olsun neşesini bulduğunda gevezelik eder.
    2 ...
  45. 153.
  46. 'sevgili bayan milena, size prag'tan sonra meran'dan yazmıştım. karşılık vermediniz. gönderdiğim o pusulacıklara karşılık beklemem yersiz, biliyorum. yazmadığınıza bakılırsa iyi olmalısınız. bizler çoğunlukla iyi olduğumuz zaman susarız.'
    franz kafka.
    3 ...
  47. 152.
  48. bankada tutulan kasaları açılmış olan, tarzıyla kendini bir anda değil, yavaş yavaş, alıştıra alıştıra sevdiren yazar ötesi insan.

    http://www.cafrande.org/?p=20189
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük