Bir keresinde bana korkuyla, mile , max yazacakdım , milena yazdım ,
sonra üzerini çizdim , bana bunun için beddua etme , gerçekten inanılmaz üzgünüm .
Seninle çıktığım kısa bir yürüyüşten sonra : (yazması nekadar kolay: seninle kısa bir yürüyüş.
Bu kadar kolay olduğu için insan utanıp yazzmayı bırakmalı.)
Mektubu bir kez daha zarfından çıkarıyorum ,
işte burada yer var : Ne olur bana bir kez daha -
herzaman değil , zaten bunu istemem-
bir kez olsun ''SEN'' de ..
(bkz: milenaya mektuplar)
iki mektup birden geldi öğleyin ;
okunmak için değil , insanın önüne serilmek için ,
insan yüzünü onlara gömsün ve aklını kaçırsın diye ...
(bkz: milenaya mektuplar)
Yardım edin bana Milena! Söylediğimden fazlasını anlayın!
istemiyorum; istemiyorum (bu bir kekeleme değil),
Çünkü bu zorluğa ruhen dayanamam.
Ben ruhen hastayım ..
Ne dersiniz , pazara kadar sizden bir mektup alırmıyım ?
Olabilir aslında. Fakat bu çok çılgınca, mektuplara olan bu heves ...
Tek bir tanesi ,tek bir bilgi yetmiyormu ?
Elbette yeter, ama yineden insan şöyle bir arkasına yaslanıp mektupları kana kana içmek istiyor -
ve içmeye devam etmekten başka bir şey düşünmüyor.
Açıklayın bunu bakalım Milena, öğretmen hanım !