Bu Fransızlar da yeryüzünde hiç bir millete benzemiyor yahu dedirten, bilhassa Türk erkekleri için gereğinden fazla duyarlı, naif ve ziyadesiyle sıkıcı, tüm bunlara karşın sırf Emmanuel Beart, Daniel Auteuil gibi isimleri dünya sinema seyircisine armağan etmesiyle bile takdir edilesi filmler grubu.Her ne kadar bazılarının dokunak dozajı fazla kaçmış olsa da, sinefillerin asla ve asla izlemeyi ihmal etmemesi gerekli filmlerdir zannımca...
genellikle sanatsal filmlerdir. örneğin; en son izlediğim Fransız filmi, Çikolataydı o da Johnny Depp in üstün yakışıklılığından dolayıdır tahammül etmiştim fakat güzeldi. sabrettiğime değen bir filmdi. diğerlerini atın çöpe..
iyi olan filmleri çok iyi, sıradan filmlerinde ise klişe sahneler olan filmlerdir. imdb top 250'de de yer alan ve pek çok kişinin bildiği amelie, kelebek ve dalgıç, amour gibi ünlül filmlerin yanı sıra son yıllarda çıkan rouille et d'os, un prophet gibi filmleri de çok kalitelidir.
fabrika filmleri değildir. yani hollywoodda hadi beyler korku filmi çekiyoruz, gözlüklü şişko nerde yada gençlik filmi diye collage girls etiketli porno filmlerinden hallice bir film çekilmez.
iki şey önemlidir.
1 sanatsallıktır. fakat bu yine hollywoodvari bir sanatsallık değildir. içinde doğallığın bulunduğu bir sanatsallıktır.
2 eleştireldir. yani bu sinema hadi bundan para kazanalım diye film çekilmez. çekilse de onlarda hollywoodun tahakkümü altında kalmıştır. toplum eleştirisini net bir şekilde görebilirsiniz.
aynı fransız kadınları gibidir. asil, havalı, zarif ama memeleri olmayan kadınlar. he bi de sevişirken kemikleri batıyor bunların. koyayım öyle karının kenarına.
müzikal tarzda çekilen, adam gibi bir konuya sahip olmayan, nefret edilesi karakterleri iyi gibi gösteren, oyunculara şarkı söyleten, müzik aleti çaldıran sonra da seviştiren tuhaf filmlerdir. bayan oyuncular güzel olur ama genelde.
izleyemedigim filmlerdir.dile hic asina olmadigim icin ne kadar guzel olurlarsa olsunlar sarmiyor bunlar beni. Bon bon bakiyorum alt yazi mi okuyayim filmimi izleyeyim sasiriyorum.
