sosyoloji alanında en sıradışı akımlardan biri. sosyoloji öğrenciliğim sırasında bütün düşüncemi altüst eden okul. 1930'larda almanya'da nazizimin nasıl güç kazandığını açıklamaya çalışmışlardır. o dönemde kendileri de almanya'da yaşayamamışlar amerika'da yaşamak zorunda kalmışlardır. t. w. adorno, m. horkheimer, h. marcuse, w. benjamin en önemli kurucuları arasındadır. bu çekirdek kadronun yanında j. habermas ve e. fromm gibi düşünürlerin de frankfurt okuluyla ilişkileri olmuştur.
frankfurt okulu, bildiğimiz konulara çok farklı açılardan yaklaşırlar. akıl, özgürlük, modernleşme, ilerleme konularını eleştirel açıdan incelerler. bu nedenle marx'ın diyalektiğinden farklı olarak olumsuzlayıcı diyalektik diye bir yaklaşımı benimsemişlerdir. genel olarak kapitalist sistemin insanı ezen bir sistem olduğunu ileri sürmüşler daha özel olarak da yahudilere yönelik dışlayıcı tutumları eleştirmişlerdir.
sosyoloji bölümüne gir anlarsın denebilecek sosyolojinin temel kitaplarının arasında yer alan. markist düşüncenin modern sosyal yapıyla harmanlanmış halini savunan düşünce okulu. Marx, Freud dedin mi olay tamamına erip önünüze sunulur!
neomarksizmin hakim olduğu, buradan da anlaşılabileceği gibi temel karakteri eleştirel felsefe olan düşünürler topluluğunun oluşturduğu bir akım.
özellikle kapitalizm eleştirisi ve ortodoks marksizmin eleştirisi, eleştirel toplum teorisinin temel niteliğidir. üyelerin farklılığı ve konu çeşitliliği itibariyle bu eleştirel teori homojen bir şey değildir. ancak eleştirel tavır hepsinin ortak niteliği olarak gözümüze çarpıyor. marks'ın felsefesi bu eleştirel tavrın perspektifini oluşturmaktadır. bu sayede hem ortodoks marksizmine hem de pozitivizme eşit mesafede dururlar.
marksizm ideolojiden arındırılarak temel kaynaklarına dönmeli. hegel'e, marks'a ve özellikle bu kaynak diye bahsettiğim -yani felsefeye bir dönüş vardır. marks'a dönüş felsefeye geri dönmek anlamı taşıyor olacak ki izlerini her yerde görebiliyoruz. neyse. burada şu bilgiyi de vermek gerektiğini düşünüyorum: ortodoks marksizmi, bilimi ve devrimci pragsisi merkeze alır.
kant'tan itibaren başlayan rasyonel soyutlamalara kuşkuyla yaklaşıyorlar. felsefi anlamda temel amaçları, marksçı söylemlere bağlı kalarak marks'ın teorisinde ön göremediği yeni fenomenleri marksçı açıdan ele almaktır. tekelci kapitalizm olgusu, işçi sınıfının devrim yapmaktaki yetersizliği okulun konuları arasında. asıl çalışma alanı, toplumsal fenomenlerin işleyişini ortaya çıkarmak ve onları açıklamaktır.
eleştirel yöntemde kullanılan marksizmin eleştiriciliği değildir. özellikle "das kapital"deki analiz değerlendirme metodu okul için örnek teşkil ediyor. buna göre bir kapitalizm eleştirisinde bulunurlar. klasik ekonomi kapitalizmi doğal bir süreç olarak kabul eder. oysa bu yaklaşım burjuva sınıfının lehinedir. kapitalizm, batı toplumunun rastlantıyla bulduğu bir sistemden öteye gitmemektedir.
- okul kapitalizmi negatif algılıyor
bilimselci bakışın mutlaklaştırılması da nasibini almış. burada en sert eleştiri doğa bilimlerinin yasalarının sosyal bilimlere aktarılmaya çalışılmasına gelmiştir. bu tarz bir tutum insan için olumsuz sonuçlar doğuracaktır. -ki doğurdu.(pozitivizm geçtiğimiz yüzyıla 2 tane dünya savaşı sığdırdı) doğa bilimleri insanı açıklamakta yetersiz kalacaktır. yani burada insanın işte karaciğerinden filan bahsetmiyoruz tabi; yaratıcı doğa.
marksçı felsefenin pozitivizmle ilişkisi marks'tan sonraki marksistlere aittir. marks'ın böyle bir düşüncesi de yoktu zahir. neyse. determinist bilim anlayışına bağlı kalarak tarihin yasalarını keşfetme iddiası aynı zamanda onu yıkabilme iddiasına dönüşmüştür. burada ruslara giydiriyorlar kısacası. sovyet marksizmi bu yönde gelişti ne yazık ki. toplumu bilimsel öngörülere göre dönüştürme iddiası parti merkeziyetçiliğini geliştirdi. insanlar yabancılaştı. parti, her şeyin üstünde oldu. ortodoks marksizminin bu denli determinist olma isteği, insanın özgürlüğüne duyarsız kalmıştır.
1923'te felix weil tarafından frankfurt'ta kurulmuştur. araştırma alanı kültür endüstrileridir. marksist ideolojiyle bağlantılı olarak kuramlar geliştiren okul, son dönemlerde marksist fikirlerden kopmaya başlamıştır. önde gelen isimleri max horkheimer,theador adorno, walter benjamin, herbert marcus'tur. son dönem temsilcisi ise jurgen habermas'tır.
okul kuruluşundan bu güne 4 döneme ayrılır;
1923-1933: almanya'da faşist eğilimlerin artması ve hitler'in iktidara gelmesi.
1933-1950: amerika'ya kaçış dönemi. faşizm almanya'sı okula tehlike oluşturmaktadır.
1950-1970:frankfurt'a dönüş dönemidir. ancak herbert marcus amerika'da kalmıştır. okul adorno'nun katılımıyla psikanalize yönelmiştir.
1970 ve sonrası:jurgen habermas'ın öne çıktığı ve halen devam eden dönemdir. marksizm'le ilgili bağların koptuğu dönemdir.
aydınlanmanın diyalektiği (2 cilt), akıl tutulması, otoriter kişilik, minima moralia, tek boyutlu insan gibi türkçede temel eserleri olan okul. okul hegel ve freud'dan yararlansa da özde marksisttir. işçi sınıfının niçin bilinçlenmediğinin açıklamasını yapmıştır.
almanya'da faşitlerin yönetime gelmesiyle birlikte amerika'ya kaçmışlar, eserlerini orada yazmaya devam etmişlerdir. bu okula göre faşizmin almanya'da çıkması tesadüf değildir. liberal kapitalist toplum insanları başkalarına hükmedecek birtakım kişilik özelliklerine sürüklemektedir. o nedenle sadece almanya'da değil diğer modern toplumlarda da benzer eğilimler vardır. o nedenle en önemli ilgileri, modern toplumların ayrılmaz bir parçası olan hükmedici aklı araştırmak ve eleştirmek olmuştur.
okulun eserlerinin çoğu türkçeye çevrilmişse de fikirlerinin hakkı verilerek değerlendirilmemiştir. bunun nedeni okulun düşüncelerini benimseyen değil de başka görüşleri benimseyip de okulu araçsallaştıranlardır. okulun yaptığı engin analiz, türkiye'de baskın olan entelektüel ve ideolojik oluşumların ilgi alanlarının çok da merkezine oturmamaktadır.
habermas son dönemde frankfurt okulunun görüşlerinden neredeyse tamamen ayrılmaya başlamıştır. postmodernist olan okula karşın habermas özellikle son yıllarda modernizme dönüşün gerekliliği üzerine konuşmaktadır.
Doğubatı yayınlarından çıkan kitapta frankfurt okulunun kurucu teorisyenlerinin ve sonradan dahil olan kuramcıların eleştirel yaklaşımlarını siyasetten müziğe bulabilirsiniz. ayrıca frankfurt okulu kuramcıları hakkında daha çok bilgiye petucha com adresli site de Ozan örmeci adlı yazarın yazılarında da bulabilirsiniz, sıkı çalışmalardır, bakmadan altına imza atılır.
-yeni-marksist grubu olarak adlandırılır.
-marx'ın fikirlerinden ve destekçilerinden oluşur.
-anti-pozitivist sosyolojiyi, psikoanalizmi, varoluş felsefesini kullanır.
-amacı marksizm ilkelerini geliştirmektir.