Benim için aklımdakini fotoğrafa dökme aracıdır. Sokak lambasının aydınlattığı eski sokaklar, bir zamanlar hayatın olduğu ama şimdilerde unutulmuş gitmiş yerler ve kullanılmayan eski metro istasyonları. Çektiğim fotoğrafların geneli bunlardır. Çoğu zaman bir fotoğrafla hikaye anlatmaya çalışırım.
işaret parmağının "paslanmasına" engel olunması gereken meslektir.
henri cartier bresson'un Place de l'Europe Gare Saint Lazare daki ünlü fotoğrafını normal 50 mm ile çektiği anımsanarak bu objektifin, kullanıla kullanıla, suyu çıkarılmalıdır.
bundan 8 sene önce bir makina almıştım 800-1000 euro gibi bir şeydi sanırım. araya o kadar çok şey girdi ki hala başlayamadım. aslında fotoğraf işinde de para var. oraya kanalize olabiliriz.
Pahali bir ugras alanidir. Bence dolu doluda bi hayat gerektirir. Hergun evden ise,isten eve giderken yolda gordugun iti kopegi ve bi boka benzemeyen sivasiz boyasiz binalari cek cek nereye kadar. En iyi fotograflari cok gezen kimseler cekme firsati yakaliyor suphesiz.
Fotoğraflarda uzun boylu çıkmak isteyenlere ufak bir tüyo vereyim:
Çeken kişiye, aşağıdan yukarı doğru eğim vererek çekmesini söyleyin. Mümkünse bel hizasından.
Eğer baş hizanızdan çekerse, mevcut boyunuzla aynı görünürsünüz. Eğer baş hizanızdan daha yukarıdan çekerse de mevcut boyunuzdan daha kısa görünürsünüz. işin sırrı aşağıdan çekmektir.