6. sınıfta okuduğum roman, şaka değil, baya 12 yaşındayken.
o zamanlar ispanya iç savaşı falan çok ağır gelmişti, kitabı işkence çekerek okuduğumu hatırlıyorum, hiçbir şey de anlamamıştım. tek hatırladığım baş karakterin maria adlı sevgilisini tavşanım diye çağırması ve kitabının sonunda* olmuştu.
yeniden okumak için sabırsızlanıyorum, neler hissettireceğini çok merak ediyorum gerçekten.
bir edebiyat hocam kitapların belli yıl aralıklarla okunması gerektiğini, her yaşta farklı bir farkındalık olduğunu söylemişti. benim için bu kitap, for whom the bell tolls, nam-ı diğer çanlar kimin için çalıyor olacak.
-eğer savaştan sonra dinimiz olmazsa, o zaman sanırım herkesin adam öldürme suçundan arınabilmesi için bir uygar günah ödeme biçimi kurulmalı, yoksa gerçek ve insanca bir yaşam temelinden yoksun kalırız. biliyorum, adam öldürmek zorunlu bir şey ama yine de bunu yapmak bir insana yaraşmaz; bence bu iş bittikten, biz savaşı kazandıktan sonra hepimizi suçlarımızdan arıtacak bir kefaret yolu bulunmalı.
imkanım olsa arabalarıyla son ses keko müzikleri dinleyen tipleri birbirine bağlayıp, sabah akşam bu parçayı dinletip akıllarını kaybetmelerini zevkle izlerim dediğim efsane parça
ernest hemingwayin bir eseri, kitabın girişindeki alıntı;
"no man is an iland, intire of it selfe; every man is a peece of the continet, a part of the maine; if a clod be washed away by the sea, europe is the lesse, as well as if a promontorie were, as well as if a mannor of thy friends or of thine owne were; any mans death diminishes me, because i am involved in mankinde; and therefore never send to know for whom the bell tolls; it tolls for thee..."
john donne