Bir film vardı. Bir çocuk okuldan eve dönerken dönüş yolunda uçurumdan düşüyor ve felç kalıyordu. Arkadaşı ona okumak istediği kitabı her gün kütüphaneye gidip defterine yazıyor ve okuması için arkadaşına veriyordu. Bir gün yine kütüphaneye gittiğinde kapalı olduğunu gördü arkadaşına yazamadığını haber vermek için yanına gittiğinde de onun öldüğünü öğrendi. Filmi bulur musunuz bana çıkmıyor aklımdan.
çift monitör pc kullanmanın avantajı olarak ekranın birinde işlerimi hallederken diğerinde eski türk filmlerini izlemekle geçirdiğim zamanın başını çeker.
Geçen gün ''Another Round'' (körkütük) adlı bir film izledim. izlenmesini tavsiye edebileceğim bir filmdi. Bir doğum gününde bir araya gelen 4 öğretmen, kanlarında alkol eksikliği olduğu ve bu eksikliğin gün boyunca kontrollü alkol tüketimiyle kapatılması sonucu, insanın özgüven potansiyeline ulaşacağını ileri süren teoriden hareketle bir deneye girişiyorlar. Hepsi lise öğretmenleri olan dört arkadaş, kanlarında sabit bir alkol seviyesi bulundurarak hayatlarını iyileştireceklerine dair bir teoriyi test ediyor. izlerken keyif alarak izlediğim bir filmdi.
"ince tabaka, zar" anlamına da gelir. ilaç kutularında bu anlamda "Film tablet" ifadesini görürsünüz. Tabletin mide asidine dayanıp, (Mideden geçip) bağırsaklarda emilmesini sağlayan ince bir tabaka ile kaplı olduğunu anlatır. Bu tip tabletler, doktor direktifi olmadan ikiye bölünüp kullanılmamalıdır.
Bir mesajı, bir haberi, bir duyguyu, bir düşünceyi, bir olayı ya da bir anı seyircisine etkili şekilde iletmek için düzenlenmiş görüntüler bütününe "film" denir.
Film denildiğinde akla ağırlıkla "sinema filmi" gelse de Film daha geniş bir kavramdır:
Reklam filmi, tanıtım filmi, haber filmi, Kısa film, Belgesel Film, Dizi film, çizgi film, Müzik Filmi*
*(Klip olarak adlandırılmış. Müzik videosu da deniyor ancak bana kalırsa müzik filmidir. Müzikal film ile karıştırmamak lazım.)
özü itibariyle kurmacadır. neyi nasıl kurduğuğu ve kameranın zumladığına göre izleyicinin potansiyel hislerini kamçılamak için yoğun çaba üzerine kuruludur. bazı filmlerse ortaya soru işaretleri bırakır ve izleyiciyinin hislerini yönlendirmek değil kafa karışıklığına yol açmak isterler. bu ikinci türü basitlik ve derinlik arası bir yerde asılıdır. filmlerde asıl üzerinde durulması gereken şey tıpkı fotoğrafların hızlı akışıyla zihnimizde bütünleme özelliği üzerine kurulu illüzyon gibi filmin köklerine nüfuz edebilecek aktif zihnimizi pasif konuma getirmeden olan bitenin arkasında verilen mesajları etüt etme gereği duymamızdır. böyle bilinçli bir izleyici korku filminde korkmayacaktır. öyle korkularını bastırmak için teselli aramak mahiyetinde senaryo açığı aramak gibi bir şey değildir bu.
insanların durgunluğa sürükleyen ve pasif izleyici haline getiren sinemanın öznesi. insanlar şikayetçi değiller. Fakat "film" ballı zehirdir. Bunu bir gün anlarlar dilerim. Ancak görüyorum ki anlamaları vakit alacak.
Film izlerken bir insan sadece o filme odaklanmalı. Ders çalışırken çalıştığın derse odaklanman gerektiğini söyleyen insanlar neden aynı hassasiyeti iş sanata, özellikle internetten ulaşılabilecek masrafsız sanatlar olunca bu kadar gevşekleşir anlamak mümkün değil. insan eğer izlediği filme gereken hassasiyeti göstermezse ne filmden zevk alabilir ne de o an yaşadığı hayattan. Kendinize saygınız yoksa bile biriyle film izlerken araya girmeyin, konuşmayın. Olabildiğince filme odaklanın.
Ben de hobi olan bir şey.altyazılı indirip sıklıkla izlediğim için tv de ve sinema da arkadaş zoruyla giderim ki gittiğim tüm filmler vasattı.özellikle Fransız komedilerini tercih ederim.illaki kült film olacak diye bir şey yok.senaryosu güzelse daha çok komedi tercihimdir.çünkü psikolojik filmler biraz sabır istiyor.
En son hangi filmi seyrettin
ben varmiydim icinde sevgilim
ben esas kiziydim hikayenin
sen de prensi romantik komedimin
ayrilik kesindi filmin ilk yarisinda ikinci yari gelir diye
ama ben bekledim bu salonda
cebimde hayal kirikliklarimla.
Sen kimin ruyasinda hangi rolde
ben kendi ruyamda ayni filmde.