repliklerinin efsanedir, edward norton'ın oyunculuğu hayran bırakır. sahip olduklarımızın sonunda bize sahip olacağı fikrinden yola çıkan ve anarşi ortamına kadar giden gaza getirici bir filmdir kendisi. öyle ki yaşınız da müsaitse 'bir gün bir film izledim hayatım değişti' ye kadar gidebilir filmden sonra hissettikleriniz. kitabı da yine aynı güzelliktedir.
Beyler, Dövüş Kulübü’ne hoş geldiniz. Dövüş Kulübü’nün ilk kuralı, Dövüş Kulübü hakkında konuşmamaktır. Dövüş Kulübü’nün ikinci kuralı, Dövüş Kulübü hakkında KONUŞMAMAKTIR! Dövüş kulübünün üçüncü kuralı biri “pes” diye bağırır, sakatlanır ya da bayılırsa dövüş sona erer. Dördüncü kural, bir dövüşte yalnızca iki kişi dövüşür. Beşinci kural her seferde tek bir dövüş gerçekleşir. Altıncı kural t-shirt ve ayakkabı yok. Yedinci kural, dövüş ne kadar sürmesi gerekiyorsa o kadar sürer. Sekizinci ve son kural, eğer bu Dövüş Kulübü’nde ilk gecenizse, dövüşmek zorundasınız.
izlediğim en anlamlı filmlerden di. acaba bunun tadını verebilecek başka filmler varmı?
yeraltı edebiyatının önemli simalarından biri olan Chuck Palahniuk'ın yazdığı kitap,david fincher'ın yönetmenliğini yaptığı Brad Pitt,Edward Norton ve Helena Bonham Carter'ın üstün performans gösterdiği bir filmi çekilmiştir,ana karakter kendini yalnız ve topluma uzak hisseden ve uyuyamama hastalığı olan biridir.
Filmde beğendiğim sahnelerinden biri tyler'ın otomobil direksiyonunu bırakmak isteyip, edward'ın panikleyip ve tyler'ın buna karşılık "her şeyi kontrol etmeye çalışmaktan vazgeç" dediği yer. güzeldi.
bi ara bana izledin mi diye söyleyen sen diceklerim şu ki; ''you met me at a very strange time in my life.''
geçen gün yıllar sonra tekrar izledim. bu seferde marla ya olan aşkı dikkatimi çekti. bütün şehir uçmak üzere bu hala marla yı kurtarma peşinde. büyük ihtimalle de marla yı yanına kendisi (tyler ın emirleri yani) getirtti.
marla ya kendi açılamazdı bu nedenle ilk hamle tyler dan geldi(telefon sahnesi).