1941 yılında izmir'de doğan, tango müzisyenlerini bir kenara bırakırsanız türkiye'nin belki de ilk piyanist şantörlerindendi.
70'li yılların sonlarında yazın çeşme'de veya bodrum'da fuar sezonunda kültürpark'ta sahne alırdı özbeğen de diğer sanatçılar gibi. o dönemler takılırdık bunlara. bunlara derken, o yıllar ümit besen , arif susam bir de rıza silahlıpoda vardı hatırladığım ünlüler. çıktıkları gazino ya da tavernalarda hatırlı müşterileri mikrofonla tek tek anons ederlerdi.
- oooo! ahmet beyler de teşrif etmişler, hoş gelmişler.
ya da
- gaffur bey, bakıyorum çok şıksınız bugün. eşiniz de her zamanki gibi pek zarif, pek alımlı.
şeklinde. maksat müşterisini anons edip gönlünü yapacak ki masası daim olsun. müşteri, koca gazinoda kendi isminin anons edildiğini duyunca ego tavan yapıyor haliyle. sonra da götü kalkmış bir halde, ankara zeybeği oynar gibi ayaklarının ucuna basa basa masasına ilerliyor. gelmez mi hiç! toplayıp eşi-ahbabı-dostu dolduruyor gazinoya. gazino para kazanıyor, görmemişin oğlu sonradan zengin olma gaffur bey havasını basıyor. yani, herkes mutlu. kazan-kazan... kaybeden yok!
izmir'in hızlı komünistleriyiz o dönemler. gazinolara-tavernalara burjuva eğlencesi olarak bakıyoruz. ferdi özbeğen gibileri ise nezdimizde, bu kentli burjuvanın sofrasına meze olan zavallılar.
şimdi dönüp bakıyorum da ardıma, diyorumki kendi kendime;
"ne büyük haksızlık etmişiz o insanlara karşı;
onlar da olmasaymış o devirlerde, sağ-sol-islamcı olarak üçe bölünmüş ve birbirlerine kurşun sıkan, can alan insanların arasında, filizlenmeye bile fırsat bulamayan gençlik aşklarımızı, cılız sevgilerimizi hangi nağmelerle ifade edebilirmişiz acaba."
- koyalım şarkıyı çalara ve yad edelim o eski günleri; hey! ferdi abim hey! farzet ki öptüm ellerinden. ruhun şad olsun, nurlar içerisinde yatasın.
anacığımın gençlik aşkı. istanbulda otel kapılarında nasıl beklediğini, bir kez dans etme şansı elde ettiğini övünerek anlatırdı hep. gözyaşları içinde öğrendi acı sonu.
allah rahmet eylesin bence büyük usta ve gerçek bir beyefendi idi. mekanı cennet olsun.
çok değil, 2 gün sonra insanlar kendilerini yine murat boz ve hadise'ye kaptıracak. ve ferdi özbeğen'den sonra geriye kalan değerlerde ancak ferdi özbeğen gibi hayatlarını kaybettiklerinde 2 satır ve 4 dakikalık videoya sıkıştırılacak.
böyle mi esecekti son günümde bu rüzgar şarkısını dinleyerek kendisini uğurladığım sanatçı. mekanı cennet olsun. bir dönem daha kaydı gitti kendisiyle beraber.
öncelikle, allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
sonrasında, yine '' adamı öldükten sonra hatırladınız '' cılardan bahsetmek istiyorum. arkadaşım, herkes her insanın her dakika ne yaptığını, ne düşündüğünü bilemez. yani, internet bile bu yükü kaldırmakta zorlanır. durup dururken de '' acaba ferdi özbeğen şimdi ne yapıyor ? '' diye düşündüğünü sanmıyorum kimsenin. her dakika herkesin ne durumda olduğunu, ne yaptığını bilemeyiz. imkanı yok.
bir insan ölünce de kendisini saygıyla anmak - seri katil ve terörist olmadığı sürece - gerekliliktir. insanlar bu görevlerini yerine getirmek ister, buna saygı gösterilmelidir.
kısacası, dün gece aramızdan ayrılmış, bunu yeni öğrendiğimiz ve ruhununun huzur bulmasını dilediğimiz değerli müzisyenimizdir. allah rahmet eylesin.
beyaz kuyruklu bir piyanoyla kaset kapağını hatırladım "yaktı geçti". 80'ler. baze trt programlarında canlı piyano çalar söylerdi. her ne kadar taverna kulvarında bilinse de aslında farklı, seçkin bir çizgisi olan bir sanatçıydı. son olarak birkaç yıl önce bir müzik programında seyrettiğimde gördüğüm kadarıyla kalender, üzerinde gece hayatının yorgunluğunu taşıyan olgun bir adamdı. en sevdiğim şarkısı.
KANDiL
Gün ışığında yola koyuldum
Elimde kandl gözümde mendil
Vefa arıyorum, dost arıyorum
Şefkat arıyorum, aşk aşk arıyorum
Vefa arıyorum, dost arıyorum
Şefkat arıyorum, aşk arıyorum
Vefa, uzaklarda kalan bir his
Dost, eski şarkılardan bir iz
Şefkatse bardaki sarışın kız
Dizlerimde derman kandilimde yağ bitti
Bulamadım gitti. http://www.youtube.com/watch?v=Kkm5WO9Ah1w
Sevgilim nerede ben neredeyim. Saka maka kendini yeni yila girerken trt'nin gosterdigi nostalji goruntulerde tanidim. Kor gibi piyano caliyor ve bu klasik sarkiyi soyluyordu.
büyük ustaydı. allah rahmet eylesin. efendi bir adam olduğu için efendi efendi sessiz sedasız vefat etti gibi bir algı oluştu medyada. ya da ne bileyim bana öyle geldi.
kendisini hiç takip etmesem de, belki ayda yılda bir dinlesem de içimi burkmuştur çekip gidişi.
annem hep 80 leri 90 ları anlatırken ilk önce bu adamla başlardı. babam her defasında "çok kalite adamdı ama.." diye beğenisini kendince sunardı.
belki 90 ların başında doğdum, hiç tanımadım, anılarımda hiç şarkıları yer almadı ama böyle eksik bir tat bıraktı bende.
gerçekten de kalite adammış demek ki..
bundan sonra bir yaşamı varsa eğer kendi gibi güzel geçsin...
13.01.2013 tarihine kadar hakkında 35 entry girilmiş olan, sonrasında 28.01.2013 tarihinde 2006'dan 2013'e kadar geçen sürede yazıldığı kadar entry yazılan ve bazı insanları ölmeden hatırlamadığımızı gösteren güzel şarkılar sahibi, güler yüzlü insan. allah taksiratını affetsin. allah nur içinde yatırsın.
tavernanın t harfini bile sevmeyen bir insan olarak kendisine olan sempatime anlam veremiyorum ama eskiden şarkıcılarımız, sanatçılarımız her şeyimiz bir başka imiş be.
(bkz: sensiz yaşamaya alışacağım) ile hayatımda önemli bir yer tutmuş üstad. Kendisine allah'tan rahmet diliyorum. ne cenabet 2013'müş. girdiğimize, gireceğimize pişman etti.
