Feminizmin gerçek ve asıl temel fikrini öğrenme zahmetinde bulunmayıp, kulaktan dolma, angut ürk dizilerinden, sığ zihniyetli kimi eril güruhtan, mahallenin müzeyyen teyzesinden öğrendiği kadarıyla, erkek düşmanlığı diye tarif eden tayfanın hoşlanmayacağı tespittir.
Okumayan, araştırmayan, düşünme ve anlama zahmetine girişmeden fikri olan insanlara, " cahil" diyoruz.
Feminizm düşmanı isen, elbette ki cahil sayılabilirsin!
Lakin feminizme değil, kendi beyninin ve algının ürettiği bir akımla cebelleşiyorsun! Kendini yoruyorsun boş yere, yazık ediyorsun!
Erkek ve kadının aynı fıtrat üzere yaratılmamış olması sebebiyle farklı olmaları gayet doğaldır. Farklı olanların farklı hudutları da olur. Çok yakın tarihte kadını insan yerine bile koymayan batının aksine öz medeniyetlerimiz hem erkeği hem de kadını layık olduğu yere islam dinini kaynak alarak koymayı başarmıştır. Şimdi ben islam deyince saçma sapan meal alıntıları ile hurra edecek ateistler olacaktır onlar baksın çorbasına. Feminizm herkes tarafından farklı algılanmakla birlikte bir ideoloji haline gelmiştir. Saçma sapan eylemlere dahil olan uç örnekleri yok değildir.
Ben feminizmin oluş sebeplerini idrak edebiliyorum. Özellikle batı medeniyetlerinde hayvanca muamele gören kadın modern dünyada ezilmiş, ötelenmiş hüviyetini sistemleştirmiştir. Benim teklifim şudur ki insanlık cinsiyet ayırt etmeksizin idealini kurduğu cemiyet ve ferd nizamını ideolojilerde aramamalıdır. Bugün sosyalizm/komünizm,liberalizm/kapitalizm feminizm vb. her sistem eksiktir. Eksik olmaya muhtaçtır. Her biri bir diğerinin eksiğini kapatır. Inanlar için inandıkları dinin ideal cemiyet teklifini benimsemelerini ve bu teklifin ne kadar evrensel olduğunu idrak etmelerini tavsiye ediyorum. Inanmayanlar da kendi ütopyalarını oluşturmalı ve bu ütopyanın ahlak telakkisini illa belirlemelidir ki aksi halde bütün nizam cortlar.
Feminizm düşmanlığı cehalet değildir ayrıca. Her fikrin cahili ve cahilce eleştiri yapanı bulunmakla birlikte aksi de mümkündür.
insanı sevin hemşerim yeter bu kadar kutuplaşma ve düşmanlık.
Tam olarak ne oldugunu bilmedigi icin düşmansa cahildir ama bildigi halde düşmansa buyuk ihtimal art niyetlidir. Ama yine de saygi gosterilmelidir.
Neticede konuşarak, ögreterek insan kazanilir.
türkiyedeki feministlerin vizyonsuzluğundan ve kendisinin de araştirma özürlülügü bulundugundan, dogru denilebilecek önerme. iki tarafinda eksikleri vardir ögrenme veyahut tanitma konusunda.
okumamaktan, fikir edememekten ve dolayısı ile esas feminizmden bihaber olmaktan geçer. ancak buna karşın, sırtını feminizme dayayan çoğu kişinin, bu öğrenim sürecinden sonra artık feminizme karşı aidiyet hissetmemesi mukadderdir. feminizm, sanıldığının aksine sefih kadının sığınağı değildir. ve yine sanıldığının aksine, türkiye'de henüz feminizm, taraflarınca dahi anlaşılamamıştır.
(bkz: suffragette)
(bkz: Mary Richardson)
feminizmin içinde yığınla akım var ve bunların bazıları erkek düşmanıdır. mesela radikal feministler, ayrılıkçı feministler ve lezbiyen feministler denen kısım erkeği düşman olarak görüyor.
neden? çünkü bunlar olaya biyolojik yaklaşıyor ve erkek kadın sorununu bizzat biyolojik aldığından erkeğin biyolojisini sorun yapıyor. yani erkekse hepsi kadına zulmedecek, kadını hor görecek, ona tecavüz edecek gibi.
hal böyle olunca erkeği tamamen ortadan kaldırmaya çalışıyor.
çünkü bakış açıları tıpkı hitler gibi.
onun dışında olaya kültürel, hiyerarşi, sermayesel, burjuvazi bakan da var.
mesela komünist feminisler( ki bu ikinci dalgadır) sorunu burjuva kaynaklı görür ve sömüren sömürülen ilişkisi içinde açıklar.
liberaller de kültürel bakar, ona göre ataerkillik erkeğin biyolojik yapısından değil toplumun kültürel anlayışından kaynaklanır. bu yüzden ataerkiliği yıkmak isterler ama erkeklerle eşit yaşamak isterler.
bide anarşistler var ki ona girmeye gerek yok çünkü onların sorunu ele alışı tamamen hiyerarşi üzerine.
daha benim sayamadığım yığınla alt dalı olan bir fikre ne katı düşmanlıkla ne de hayalperest dostlukla bakılabilir.
feminizm erkek düşmanlığıdır diyemeyiz ama erkek dostudur da diyemeyiz.
neye düşman olduğumuzu veya neyi dost kabul ettiğimizi bilmek bu açıdan fikrin alt dalına bağlıdır. bir tarafta erkekler ölsün diyen varken, bir tarafta erkekle kadın eşit yaşasın diye mücadele edeni aynı kategoriye sokamayız.