Türkiye'nin nadir yetiştirebildiği değerlerden. Onu da harcamaktan çekinmedik.
Daha da komik olaylar var tabi. Fazıl Say'in Ömer Hayyam şiiri paylaşımını 'dini değerleri aşağıladığı' gerekçesiyle şikayet ederek dava açılmasını sağlayan Ali Emre Bukagili, Adnan Oktar'a kadın temininden tutuklandı... Muhatap olduğumuz güruh...Akla, bilime, sanata düşman, mesleği değişken, pezevenklik standart.
14 Ağustos da hiç bir açıklama yapılmadan konseri iptal edilen büyük üstad çok güzel bir açıklama yapmış
“Sevgili dostlar.
Üzgünüm, yazacaklarımı okuyun…
Harbiye Açıkhava Cemil Topuzlu sahnesindeki 14 Ağustos konserimin iptalinin sebepleri ile ilgili.
Konser kaldırılması bir sanatçıyı elbetteki üzer.
Hayatım boyunca bana verilmiş yeteneğin, meziyetlerin insanlığa ve memleketime olan borcunu ödemek için çok çalıştım ve emek verdim, hala da veriyorum, hep de böyle devam edecek, klasik müzik dünyasının tüm ülkelere ve Türkiye'nin de her yerine yayılan konserlerimle, bestelerim ve kayıtlarımla en çok ilgi gören sanatçılarından biriyim belki, bununla övünmedim, beni yaptıklarım değil önümdeki hedefler daha çok ilgileniyor, ama şu kadarını söyleyeyim, Türkiye Fazıl Say'ın bu konumundan gerçekten çok faydalanabilir, yarar sağlayabilir, köprülerin müzik ve sanat ile atılmasında, insanlığın dost olmasında, bu ülkenin batı ile ilişkilerinin düzelmesi gerekliliğinde herkes hemfikirdir, gerçekten bu dostluğa çok büyük emek verdim.
Kitabımda da çok yazdım, yıllardır tekrarladım, bu halk barışmalıdır, ötekileşmeler olmamalıdır, kültürler kaynaşmalıdır, doğu ve batı kültürleri buluşmalıdır, buna emek verilmelidir, bu konuları özellikle son yıllarda çok yazdım, yüzlerce makale, açsınlar kitabımı, bazı yazılarımı okusunlar.
Bir insanı anlamadan, ön yargılarla hüküm verilmesine karşıyım. Yılda 120 konser veren bir insan emin olun “1” konseri olamıyor diye üzülmez, 119 konser olunca ne değişiyor ki, tam tersi sevinirim, ama sebebinin içeriği, bu olunca, haliyle üzülüyorum, memleketim adına üzülüyorum. 14 Ağustos Harbiye Açıkhava Fazıl Say konserini programdan kaldırmak zorunda kalan yapımcı Erdal bey (Atlantis Yapım) herhalde yıllar sonra bu olayı çocuklarına torunlarına gurur duyarak anlatmayacaktır.
Hayatımın çok zor bir döneminde, annem yoğun bakımda ben de sağlık dertleri içindeyken, beni bu tatsız durumun içine itenler, dürüst bir şekilde düşünmelidirler, doğru mu yaptıkları?
Bakın; güç müziktedir, hiç bir suçum yokken bu tarz yaralar açmalarına da izin veremem. ben müziğimi yapıyorum, her fırsatta dostluk istiyorum.#Fazılsay”
bazı kimselerin tipinin çirkin olduğundan dem vurduğu fakat bana çirkin gelmeyen insan.
sanırım sadece doğuştan yarık dudak sorunu var.
müziksel maharetini zaten tartışmaya gerek yok.
siyasi olarak ise cumhuriyetin değerlerine bağlılıkla cihangir solculuğu arasında gidip gelmekte.
Aşık Veysel'in "Kara Toprak" eserini batı formunda dünyaya tanıtmış kişidir.
Sözleriyle ve duruşu ile iktidarı rahatsız eden bir müzisyendir.
Kızı Kumru' ya yazdığı eserini çalarken kendinden geçen muhteşem kalpli bir virtüözdür. 8 yaşında Trt'de kendi bestesini çalarken de kendinden emin hali Türkiyeyi dünyaya tanıtacağının göstergesiymiş meğer.
şu şarkıda döktürmemiş mi ya?
bak serenad hanım şarkıyı söylerken arada ince bi kaç vuruşla kalın vuruşlar yapıyor. (keşke teknik terimleri bilseydim )
çok güzel olmuyor mu?
girişle bitiş zaten efsane.
Aldığı bütün övgüleri hak ediyor bence.
kendisini canlı olarak ilk defa haziran ayında Viyana Oda Orkestrası ile dinleme şerefine nail olduğum müzisyen...
muazzam bir gösteriydi!
ama ben Fazıl'ı hep bundan yıllar yıllar önce sarf edip olay yarattığı sözlerle hatırlıyorum. durup dururken bir gün bir laf edip, tüm türkiye karıştırmıştı...
Orhan pamuk gibi sıçıp sessiz sedasız tüymeyi de bilemedi garibim, ortalığı baya velveleye vermişti.
Eh, herkes bir gün bir kitap okuyup hayatını değiştirecek değil ya, kimisi de gündemi değiştirirdi...
Fazıl Say "böyle giderse ileride Türkiye'den ayrılmayı düşündüğünü" söylemişti, basın da üzerine mal bulmuş Mağrıbi gibi atlamıştı tabii. Bu arada birçok kişinin de görüşüne başvurulmuştu.
"Kendini bir bok sanıyor" diyen de vardı, "giderse çok da üzülmem" diyen de, onaylayan da, kızan da, endişelenen de, kınayan da...
Fakat genel eğilim, "gitme kal, mücadele et, Atatürk de öyle yapmıştı" şeklindeydi. hele türk basınında; "Gidersen notaların bende kalmaz, seni alkışlamış ellerimde bir tuhaf sızı kalır" şeklinde edebiyat döktüren bile vardı.
Fazıl'ın babası Ahmet Bey de "mücadele et" demişti. bu kadarını şimdi ha deyince hatırladım ama o ara hande Ataizi denen magazin kaşarını mı kucağında hoplatıyordu yoksa bir başkasını mı emin değilim.
iyi hoştu ama kimse de bir çözüm yolu sunmuyordu mücadele et demekten başka! Fazıl nasıl mücadele etsindi?
Atatürk'ün "vatanını en çok seven işini en iyi yapandır" özdeyişi doğrultusunda, besteler yapmayı mı sürdürsündü? Yoksa, Kenan Doğulu tarzı, eski marşların disko versiyonları ha, sözgelimi "müjdeler cıs taka tak tak var yurdumun cıs taka tak tak toprağına cıs tak taşına cıs cıs tak tak"... Ya da, "dağ başını oh yeah duman almış come on baby yürüyelim arkadaşlar shubi shubi shubi luba"...
aslında doğrusunu, yani; "keman konçertosu bestelemek de bir mücadeledir" demişti ama Türk milletindeki muhaliflerin müzik zevki Sezen Aksu'dan pek öte gitmediği için bunu değerlendirememişlerdi.
elbette o günden bu yana köprünün altından çok sular aktı ama fazıl, hep olmadık zamanda, olmadık şeyler söyleyerek hep başını boka sokmaya devam etti...
küçüklüğünde yarık damaklı olduğu için insan içine çıkmaktan kaçınmış, daha sonra ailesinin onu bu durumdan uzaklaştırma isteği üzerine evinde piyano dersleri almaya başlamıştır. bu durum, onun müzikte nasıl bir deha olduğunun ortaya çıkmasına yardımcı olmuştur ve bu güzel serüven başlamıştır.
hayatında belki de dönüm noktası niteliği taşıyan bir yarışmaya girerken ünlü bir eser yerine büyük bir riske girerek, ülkesini tanıtmak adına kendi bestelediği “nasrettin hocanın dansları” isimli çalışmasını kullanmıştır.
şimdinin ise güzide türk klasik batı müziği piyanisti ve bestekârıdır.
güz şarkıları isimli bir albüm çıkaracak olan şanatçı kişilik.
kendisinin ilk şarkılar ve yeni şarkılar albümlerini hatmetmiş biri olarak ziyadesiyle heyecanlıyım. nefis bir albüm olacağına eminim. çabucak çıksa keşke.