yüzyılların reytingi düşmez konusu islamda evlilik ve kadın mevzularında bilirkişilikleri kimlerce bilinir olduğu bilinmeyen kişileri programlarına davet ederek ulusumuzun zihnini helezonlandıran kişidir. bence üç korner bir penaltı mıdır sualini de irdelemelidir.
yazısında yanaşma medyadan birinin rezilliklerini ortaya dökmüş yazardır. bu tarz şeyler bilenlerin, kendilerine sataşılmasını beklemeksizin bildiklerini kamuoyuyla paylaşmaları gerekir. belki o zaman birileri kimin ne olduğunu anlayacaktır.
hiçbir şeyden anlamayan ama her konu hakkında yorum yapan. ne deniyordu böylelerine? tam karşılığını bulamadım bak şimdi. şimdilik şununla idare edelim:
kendisine vakt-i zamanında "hasan karakaya" okkalı bir cevap vermişti de akıllanmamış hala, beyaz türklük yapmaya devam ediyor. ev sahibi olduğu bir progamda ölçüyü kaçırıp adice bir tavırla mehmet metiner'i neredeyse kürtlüğünden ötürü aşşağılıyor, "seni çağıranda kabahat" diyor. ee yarası olan gocunur, "basın ahlakı" ve "ilkeli gazetecilik"ten söz etmeye fırsat vermeden, mehmet metiner'i kovuyor. senin ciğerini biliyor bu milet yahu! neyin peşindesin. kara saplı gözlük dibini ağzına almaya devam et sen. dinçer'ler, doğan'lar az geldi şimdi de ciner... hadi bakalım!
son programında metiner denen şahıs belden aşağı vurmaya başlayınca anında onun dönekliğini ifşa edip kapağı yapıştıran kişidir.
hiç acıması yok, o yüzden seviyorum bu adamı.**
deniz baykal olayı'na karşı yayınladıkları ahlaksız karikatür ve manşetten geçtikleri haberle meseleye dair kuşkularımız artmıştır. işin içinde "kara saplı gözlük fetişi" f.altaylı olunca normaldir böyle düşünmemiz.
Türkiye normal bir ülkede olsa Altay'lı ve Bardakçı ancak meyhanede yapardı bu muhabbeti. Birde yanlarında bir uyuz daha var. O güzelim kızı ağlatıp duruyolar.
yüzlerce hatta binlerce basın emekçisi işsizlikten kırılıp asgari ücrete bile razıyken bugün bir gazetenin genel yayın yönetmenliğini yapabilmekte olan dünyanın en yetersiz, dedikoduya önem veren, çapsız ve kültürsüz sözde gazetecilerindendir. yalakalıkta ve döneklikte sınır tanımayan bir kişiliğe sahip olan bu zatın ne tür bir gazeteci olduğunu ve haberi hangi kriterlere göre değerlendirdiğini görmek için: http://www.gazeteciler.co...agas-cikti-news17296.html
dönekliğinin düzeyini ibreti alem olsun diye herkese göstereceğim yazardır. bugün itibarı ile kendisinin ve yönettiği basılı kağıdın akp ve recep bey'i nasıl yıkayıp yağladığını biliyorsunuz o yüzden bu dönemin yazılarından alıntı yapmaya gerek yok. şimdi kısa bir flashback yapıp 2002 yılına gidiyoruz ve müthiş (!) bir siyasi analiz okuyoruz. allah her topluma, her ülkeye böyle tutarlı (!), yalakalık nedir bilmeyen (!), fikirlerini üzerinden yıllar geçse de savunan (!), vatanını ve milletini herşeyden çok düşünen gazeteciler nasip etsin diyoruz ve sizi bu adamcığın yazıları ile başbaşa bırakıyoruz:
hürriyet/26 nisan 2002
fatih altayli
akp olur tayyip erdoğan olmaz
son kasedi ile top 10un zirvesine yerleşen tayyip erdoğan bir yandan genelkurmay başkanı'na çatarken, bir yandan da müjdeyi veriyor: daha çoook kaset çıkarırlar.
çünkü kendini biliyor.
kim bilir daha neler var derinlerde çıkmayı bekleyen...
bir de onlar eski diyor.
adam öldürmüş, yakalanmış, yahu onu ben eskiden öldürdüm. şimdi kimseyi öldürmüyorum ki diyen suçludan ne farkı var anlamıyorum.
neyse cezasını çekecek elbet.
bu arada genelkurmay başkanı'na demokrasi dersi veriyor sıkılmadan. hangi demokratik ülkede bir partinin ilk başkanı çıkıp orduya küfredip, cellat demiş onun hesabını yapmadan.
tabii tayyip erdoğan'ın faturasını akp'ye kesmek de doğru değil. doğru düzgün politikacı, akp'li ertuğrul yalçınbayır da öyle diyor zaten:
suç varsa bireyseldir.
zaten tayyip erdoğan da huzur arayan türk siyasetine uymuyor. yakışmıyor. sadece kirli geçmişiyle değil, yetersizlikleriyle de yakışmıyor. görülüyor ki, yeni dönemde artık tayyip'lere yer yok.
ben akp'nin tayyip ısrarını da anlamıyorum.
bilgisi zayıf, deneyimi eksik, eğitimi yetersiz, yabancı dil bilmez bir adam. polemikçilik, demagogluk lider olmaya yetiyorsa amenna. 21. yüzyılın dünyasında dünya siyasetinde var olmak isteyen bir türkiye'nin önderi olacak adam değil çok belli.
bırakın onu türkiye'yi yönetecek çapta dahi değil.
oysa akp'de bir abdullah gül'ü silkeleseniz 20 tayyip erdoğan döker. ertuğrul yalçınbayır sesiz sakin ama bilgili haliyle bir o kadar tayyip erdoğan'ı cebinden çıkarır.
akp türkiye siyasetinde yer almak istiyorsa alabilir. ama başında tayyip erdoğan'la değil.
bu çok net.
biraz objektif bakan herkes de bunu görüyor zaten.
18 nisan 2002 fatih altayli hurriyet
radikal islamcı radikal dönek
show tv haber e verilen bant kıyameti koparttı. tayyip erdoğan bir kez daha yakalandı.
bantta bir yenilik yok.
bildik tayyip erdoğan. laik cumhuriyete söven, kendinden olmayan herkesi karalayan, nifak sokucu, bozguncu, ordu aleyhtarı...
bu bantlardan binlercesi var.
böyle bir konuşmadan dolayı daha önce zaten tayyip bey de, ‘içeriyi görmüştü.
bant bir hatırlatma olarak önem taşıyor sadece, bilinmeyen bir şeyi gündeme koymuyor.
tayyip erdoğan ise dün yine yanıt verdi.
o bantlar eski. ben eskiden öyleydim.
işte bu inanılmaz.
ben komünistken liberal olan gördüm.
liberalken sosyalist olan gördüm.
sosyalistken, oportünist olan gördüm.
hepsiyken makyavelist olan gördüm.
ama tayyip erdoğan gibisini görmedim.
ne oldu, iki kere abd ye gitti, iktidarın kokusunu aldı dinsiz mi oldu?
referansı artık islam değil mi?
artık dünyada hak düzeni istemiyor mu?
ve tabii eğer bütün bunlardan ‘döndüyse’...
bu kadar radikal bir döneke, bu milllet nasıl güvenecek?
bir daha ne zaman ve nereye döneceğini kim bilecek?
kendisinin mite çalıştığı söylenmektedir, öyle hiç bir şeyi sallamıyormuş gibi gözüksede, kimseden lafını esirgemesede esasında bu özgüveni arkasındaki güce bağlıdır, bu adamların arkalarındaki gücü alın sudan çıkmış balığa dönerler, bir zamanlar kafayı arabalara sarmış; araba programıda yapmış olması politika konusunu aslında çokta tınmadığının ifadesidir, yaptığı araba programında renonun megane sportunu yere göğe sığdıramaması yanlış yorumlanmaya neden olabilecek adamdır. (bkz: ergenekon)
ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum. an itibariyle israil'in avukatlığını yapıyor. verdiği örneğe bittim; nasıl ki dünyadan birçok milletten insan bir araya gelip pkk'ya yardım gemisi hazırlayıp pkk'ya yardım etmek için uğraşırsa türkiye buna tepki gösterecek olucaksa israil'in bu yardım için yaptığı da aynı şeymişmiş. israilliler için götürülen inşaat malzemeleri de silah sayılırmışmış. israil askerele vurun emri vermemişmiş, kargaşa ortamında silahlar patlamışmışmış. ne diyosun sen be adam! alın şu televizyon kutusundan şu siyonisti.
savaş açalım. sikelim israili diyecek hali yok ya. adam gayet güzel bir dille diplomasinin nasıl işlemesi gerektiğini anlatıyor. ne bekliyor insanlar anlamadım. hükümet israile savaş mı açacak sanıyorlar. sadece kınanacak bir daha olmasın çok ayıp oldu denecek. sonra da anayasa mahkemesinde yine bir olay olacak her şey unutulacak.
bugün bir türkiye-israil savaşı çıkmasının dünya savaşının fitilini ateşleyeceğinin bilincinde olarak davranan gazetecidir.
ha kendisini hiç sevmem ama bu durumda savaş çığırtkanlığı yapmak çok yanlış olur. bu adamın zaten kendisini ifade etme sorunu var, yanlış anlaşılmaya misait konuşuyor.