en büyük işkenceler, farkındalık ve kusursuzluktan mahrum kalmak. öyle elim bir olay ki bunlar, olmaması için yok olsanız da acısını dindiremezsiniz.fakat mükemmellikten ayrı düşüp buraya geri geldiğimde, burasının sahte olduğunu farkettiğimde, rahatlıyorum.bu acımı hafifletse de gözlerimi kapattığımda gerçeği görüp özlüyorum. her gözümü kapattığımda bu bir ağıt oluyor.ben sonsuzum, ve tüm bu acılar bir ilizyon.
bunları farketmiş bir bilincin bu donuk ve kasvetli yanılsamaya tahammül edebilmesi mümkün mü?
vazgeçmişlik, farkındalık."fark" ediyorsun ki sen, kendin, bu büyük drama hiç bir zaman küstahlık ve aptal arzulardan ibaret bir çözümden başka bir şey değildi. hayata o kadar sıkı sıkıya tutunmak gerekmediğini görerek. tüm hayatınız, sevginiz,nefretiniz, hatıralarınız, acılarınız hepsi aynı şeydi. hepsi bir rüya. kilitli bir odada sakladığınız rüya. insan olduğuna dair bir rüya.
eğer farkındalık sahibi ve kötü kalpliyse milletin ağızına sıçar eğer farkındalık sahibi ve iyi kalpliyse ağzına sıçılır.kişi kendine yetemediği için bir insana bağlıysa o kişi can simidi görevi üstlenir aralarındaki bağın sevgiyle alakası yoktur gibi bir farkındalığınız varsa boku yediniz demektir.
empatisizlikten kavrulan bir dünyada insanın başın gelebilecek en büyük lanettir. övündüğümden falan değil, sadece her şeyin farkında olduğumdan diyorum bunu. çevremdeki her şeyi seziyorum, en ufak kızgınlığı, tüm agresif düşünceleri, hüzünler, kederleri, duygusal yaraları, huzursuzlukları, haksızlıkları kimi zaman görmeden de sadece insanların bir mimiğiyle bütün hikayeyi okuyabiliyorum ve insanlık birbirine zarar vermekten başka bir halt yapmadığından oradaki negatif enerjiler adeta ok gibi bana saplanıyor. keşke bu kadar farkında olmasaydım her şeyin. istemiyorum algılamak, karşıdakini hissetmek, onun hislerini kendinmiş gibi kendime vakumlamak istemiyorum, ama elimde değil, ve bu yüzden kalabalıklardan uzak duruyorum çünkü insanlar arttıkça birbirlerine zarar verme ve agresif düşünceler oluşturma oranları da artıyor. kaldıramıyorum, uzak duruyorum.
Yapılan bütün olumsuz diyebileceğimiz davranışların farkında olup, buna ses çıkarmamaktır. incitmeden "selam" der geçersiniz yanlarından. Ama siz nelerin planlandığını, ne kötü senaryoların konuşulduğunu bilirsiniz. Onlar sizi saf görür, arkanızdan gıybet eder durur. Ama siz Allaha inanır, havale edersiniz. Çünkü bir hedefiniz vardır, cennete gitmek gibi mesela. Mevlananın bir sözü aklınızda olur. Ne diyor "bizde biliriz en inceden lafı sokmasını da kıyılıyoruz ama kıyamıyoruz" diye.
Onun için Müslümanım diyen insan uyanık olmak zorunda. Çevresindeki insanlara da öyle bir damardan girmeli ki sözleriyle, ne incitici olsun ne de karşı tarafı pişman etsin.
Zihin temizliğidir farkındalık, eylemlerle tetiklenir çoğu zaman bu spordur, fiziksel aktiviteyle farkındalık arttırabilir. Bilgiye en kısa yoldan ve doğru şekilde ulaşmaktır, araştırmayı öğrenmek ve sorgulamayı bilmektir farkındalık. Yani kişinin kendi beynini kullanmayı öğrenmesidir.