fakir insanlar, 'bugün ne giyeyim' in derdinde değil, 'bugün ne yiyebilirim' in, 'nerden ekmek bulabilirim' in derdindedir. dolayısıyla kötü görünümleri onların umrunda bile değildir, tek düşündükleri 'bir lokma ekmek' bulabilmektir.
hayatında hiç fakirlik çekmemiş, hiç yoksulluk görmemiş insanın sanrısıdır. fakirliğinde zenginliğinde en dibine vurmuş biri olarak söylüyorum ki gerçekten kötü bir durumdur. almak istersin yapmak, giyinmek, kuşanmak istersin ama olmaz yoktur lan işte amına koyim yok. daha sonra parayı bulursun fakat yine alamazsın kıyamazsın o paraları o kadar dandik şeylere vermeye sırf üzerinde diesel yazıyo diye bir gömleğe 170 ytl vermek zoruna gider o parayla bir ailenin kaç gün geçinebileceği aklına gelir vazgeçersin böyle bir durumdur işte.
not: bu entry ne kimseye ayar vermek ne de kimseye cevap vermek için girilmiştir.
okuduğum anda nirvanaya ulaşmamı sağlayan, üçüncü gözümü açan ve bana sıfırdan yeni bir hayat veren başlık, tanım, tespit. çok haklı, çok yerinde, çok gerekli bir olay, kurum, kuruluş. sittir ordan.
ulan daha 2 gün önce kötüydü bugün çok kötü oldu. bende fakirim mesela evimde yok bilgisayar, internet cafeden giriyorum. zaten fakir olduğum için boktan bi yazarım. hatta beni yazar olarak nası kabul ettiler bazen ona bile şaşıyorum doğrusu. fakirlik kötü şey bence. allah kimseyi fakir etmesin. hattım kapanmadan kontör yüklediğim de görülmemiştir mesela. ama çöplükten yeni toplanmış 5 günlük ekmeğin dadından yenmediğini de siz* zenginlere söylemek isterim ayrıca. bi denesinler, tavsiyemdir.
fakir insanin parasi olmadigi icin sikir sikir fikir fikir giyinememesi durumudur, sasirilacak birsey yoktur. kotu giyinmek goreceli bir kavramdir ayrica, cogu kisiye gore yirtik, pacavra degildir; esofman-tisort de kotu giyinmektir onlar icin. belki kotu giyinen insan "eeh zikmisim kiyafetini lan, kicimi ortuyo mu ortuyo iste, ne konusuyosun" dusuncesinde olabilir.
ucuz ve kaliteli mal ureten fabrika olmamasindandir. kaliteli kiyafete talep olur, fiyati artar. hic bir patronda bu duruma engel olmaz. sonra fakirlere bok atmayin diyenler kapitalizm asigi olup, hayatlarinin ironisini yaparlar.
aynı ayakkabıyla bir yıl geçirmek
kokmak
marka giymemek bunlar fasafiso. ben bi ayakkabıyı dört beş sene giyen ortadirek de zengin de biliyorum.
aynı fiyata alınabilecek bi sürü farklı renkte gömlek varken gidip de yeşille morun bir arada olduğunu alandan bahsetmek istiyorum. gidip "ne lan bu renk ipne misin" desem "para mı vardı da bilmem nerden almadık" diyecek. "ulan skik ben seni görmedim mi o gömleği seçerken" desem lafı kulağımdaki küpeye getirip bana "ne konuşuyon asıl sensin ipne" diyecek. demek ki az parayla kötü giyinmek değil asıl problem. problem kıro olmak.
kısıtlı maddi olanaklar sebebiyle ortaya çıkan durum. yargılanmamalı, zira kendi de farkındadır durumunun, eleştirmek gibi bir hakka sahip olmadıgımızı düşünüyorum bu noktada.
allah bilir kendisi de pianist şantör gibi giyinen bir yazar tespiti. zamane gençleri herşeyin en son modelini, en gösterişlisini en pahalısını giydiği için fakirlerin giydikleri göze çarpar haliyle. kusura bakma herkes senin gibi converse* giymez, giyemez. senin ayakkabıya verdiğin parayla çocukların karnını doyurmak zorunda olanlar var. sen o ayakkabıyı giyince adam olmuyosun ama çocuğunun karnını doyuran ana baba dünyanın en iyi adamı oluyor. hoş bu fakir insanların elinde ayakkabı alacak parası olduğunda da converse alır mı bilemem. zevk meselesi.
hem zevkin hem de paranın kıyafette etkili olduğunun farkında olmayan zeki olmasına ihtimal vermediğim birinin yaptığı tespit.biz de bilirdik vakkodan 130 milyona bi gömlek almasını ama birilerinin verdiği maaş sadece pazar tezgahından mal almaya yetti.böyle bir başlığın varlığına inanamıyorum. (bkz: yok artık lebron james)
üstü başı kirli ve yırtık, ayakkabısı çamur içinde gezmenin bu şekilde gezen tarafından fakirliğe bağlanması durumudur, temiz olan her kıyafet renk uyumu vs gözetmeden de iyi durabilir. bir insanın fakir olması üzerindekileri yıkamamayı, yırtıkları dikmemeyi ve ayakkabısını bir bezle silebilmemeyi yada bir çeşmede çamurlarını yıkamamış olmasını hatta banyo yapmamasını gerektirmez, bu düpe düz üşengeçliğine kılıf uydurmaktır.
parasal durum olarak fakirlikleri karşısında süse püse önem vermemeyi seçmişlerdir, belki de ellerindeki para sadece karınlarını doyurmaya yetiyordur. ki süse püse önem verebilecek durumda olsalardı fakir olmazlardı.
bir de zengin insanların kötü giyinmesi vardır. onlar da mevlana'nın oğluna verdiği öğüdü doğrultusunda hareket etmektedir:
Dışını süsleme.
Zira dışın süsü, için kalbin ruhun harab olduğunu gösterir.