faiz basitçe açıklamak gerekirse paranın belirli zamanlar karşısında belirli oranlarla para kazanmasıdır ki aslında ekonomilere en büyük zararı verirler. basit bir mantıkla paranıza bankaya koyarsınız 3 ay sonra %10 fazlasını alırsınız bu arada üretim yoktur yani bir katma değer üretilmemiştir sonuçta piyasadaki aynı miktarda mal olmasına karşın daha fazla para vardır ve marjinal faydanız psikoljik etkisi hariç 0 a yakın bir değerdir. yani aynı miktarda mal daha fazla paraya alınır şunu da belirtmek isterim ki bankacılık piyasası hiçbir zaman üretimi arttırmaya yardımcı olan bir piyasa değil mali politika araçlarıdır. topluma bu kadar zararlı olan bir şeyin haram olması islamın güzelliğindendir
faziden kastın tefecilik tipi faiz olduğunu ve bu tarz faiz alanların zulüm yaptığını anlayamayan bazı arkadaşların kabülüdür.
benim kabülüm değildir.
ben üç kuruşa kıçımı yırtıcam, eşşek gibi çalışıcam ve uzun uğraşlar sonucu paramı yastık altında saklayacam ondan sonra bu ekonomi düzeninde param pula dönecek ondan sonra faiz haram...nah haram.
değildir haram maram. haram olan bitik duruma düşmüş ve hayatı berbat olmuş birine yardım etmek yerine verdiğiniz parayı kol gibi faizle geri istemektir. al sana haram.
3 dininde ortak olarak söylediği olaydır. lakin 3 büyük dinin zamanında bugünkü bankalar yoktu. o zamanın faizle borç verenlerini bugünün tefecileri olarak tanımlamak daha mümkündür. yani o zaman enflasyon, seri üretim, global ekonomi gibi kavramlar olmadığı için faiz çok darda olan bir insanın yalvar yakar tefeciden borç para istemesi tefecinin 100 lira veririm ama karşılığında 120 lira alırım demesi olayından başka birşey değildi.
günümüz dünyasında ise sistem çok değişmiştir. artık suidi arabistandan tutunda vatikana kadar herhangi bir bankadan para çekecek olursanız bunun faizini ödersiniz. bundan daha doğal birşey de olamaz. çünkü 3 dinin indiği zamanda el emeği göz nuru ile yapılan mesela bir gemiyi 100 liraya alıyorsanız, ertesi senede aynı paraya alırsanız, ondan sonraki senede, 20 sene sonrada aynı paraya alırdınız. bu olay ekmek, ev eşyası, un hepsi için aynı şekilde geçerli idi.
e doğal olarak o şartlarda birisinden 100 lira borç aldığınız zaman buna karşılık 120 lira öderseniz bu basbaya tefecilik olur. ancak günümüz dünyası bu şekilde yürümemektedir. seri üretim, global rekabetçi market gibi unsurlardan ötürü aynı sistem geçerli değildir. kısaca bugün cebinizdeki 100 lira ile bir gemi alabiliyorsunuz diyelim. ancak günümüz şartlarında aynı gemiyi 3 sene sonra aynı gemiyi 100 liraya alamazsınız aynı gemiyi almak için 120 liraya ihtiyacınız vardır.
daha açık anlatmak gerekirse siz bugün 100 liraya almak istediğiniz gemiyi almadınız ama acil paraya ihtiyacı olan bir kişiye 3 sene sonra size geri vereceği sözü üzerine ona borç olarak verdiniz. 3 sene sonra bu kişi size 100 liranızı faizsiz olarak verirse siz 3 sene sonra artık almak istediğiniz gemiyi alamazsınız. çünkü sizin 3 seneki önceki 100 liranızın alım gücü ile bugünkü 100 liranızın alım gücü aynı değildir. anca borç verdiğiniz kişi size 20 lira da faiz ekleyip 120 lira verirse o zaman 3 sene önce 100 liraya alabileceğiniz gemiyi alabilecek paranız olur. yani eskiden 100 lira veren kişi 3 sene sonra da 100 lira alırsa herhangi bir kaybı olmuyordu çünkü 100 lirası ile 3 sene önce ne alabiliyorsa aynısını alabiliyordu. şimdi ise 100 lirasını veren kişi 3 sene sonra 100 lirasını faizsiz alır ise 100 lirası ile 3 sene önce alabildiği şeyleri alamaz kısaca faizsiz borç para veren kişi zarara uğratılmış olurdu. aynı kişi bir 3 sene için daha 100 lirasını faizsiz olarak bir başka paraya ihtiyacı olan kişiye verse toplamda 6 sene önce gemi alabileceği 100 lirasına 6 sene sonra kayık bile alamaz hale gelir. bu da olayın mantıksızlığının kanıtıdır.
kısaca artık günümüzde faizsiz olarak kimse kimseye kredi açmaz, para vermez. ve günümüzde de 3-5 kişi bir araya gelip ev eşyası üretmediği, dev makineleri ile dev mobilya fabrikaları kurulduğu için o makineleri, o tesisi kurmak için illaki kredi çekilmesi lazımdır. çok net olarak günümüzde kredi almadan nakit para ile kurulan hiç bir fabrika yoktur. istediği kadar güçlü olsun ne koç, sabancı, ne ihlas holding ne de microsoft bir tesis kurarken illaki kredi çeker. o yüzden bankaların işletmelere verdiği uzun vadeli krediler olmasa hiç bir şekilde üretim olamaz. o yüzdendirki dünyadaki bütün ülkeler birbirleri ile para alışverişinde faiz uygularlar, bütün işletmelerde kurulumları aşamasında kredi kullanırlar. buna ihlas holding ve hatta kabe manzaralı zemzem towers da dahildir.
kısaca * faiz haramdır desturu o zamanın ekonomik şartları için geçerli olan ancak günümüz global ekonomisinde işlevini kaybetmiş bir söylemdir. nasılki o zamanlarda bütün işler fiziki güç istediği ve bu sebepten bir kadının çalışıp kendi geçimini sağlama imkanı olmadığı için savaşta ölen erkeklerin kadınların bakımını sağlamak maksadıyla 4 kadınla evlenebiliniyordu ama günümüzde kadınlarda klavye tuşlarına en az erkekler kadar basabildiği ve çalışarak kendi geçimini sağlayabildiği için 4 kadınla evlenme desturu işin mantığı gereği ortadan kalktı ise faiz haramdır desturu da ortadan kalkmıştır.
hatta benim de dilim var, ben de bilmiyorum ama konuşabilirim. islam, faizin her türlüsünü haram kılmıştır, sadece tefecilerle ilgili olanları değil.
bankalardan alınan faiz de buna dahildir. çünkü o kazanç için hiçbir emek harcanmamış, hiçbir çaba gösterilmemiştir.
faiz geliri ile geçinmeye alışan kişiler zamanla üretimden, üretici olmaktan vazgeçerler. islam dini ise çalışmayı bir nevi ibadet olarak gören bir dindir.
çalışmaya, üretmeye bu kadar önem veren bir dinin faizi meşru gördüğünü savunmak en iyi ihtimalle keseri kendine göre yontmaktır. kendini kandırmaktadır.
konuyla ilgili ayet:
faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların 'alım satım tıpkı faiz gibidir' demeleri yüzündendir. Halbuki allah, alım-satımı helal, faizi haram kılmıştır. bundan sonra kime rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgecerse, gecmişte olan kendisinindir ve artık onun işi allah'a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar. (bakara 275) ***
Günümüz dünyasında kimsenin günah yada sevap kavramları ile ilgileniğini sanmıyorum. Bir şeylerin yalnış olduğunu belirtmek için illa günahtır bu şeklinde korkutmaya gerek varmı ? Aklı olan düşünen insan faizin zaten yalnış bir uygulama olduğunu anlıyordur. Haksız yere elde edilmiş bir para var ortada. Bugün başkasına yapılmış haksızlık yarın sizede yapılabilir garantisi yok. Ben zenginim diye gezen tiplerinde yarın paraya sıkışmayacağını kim bilebilir. Avrupa ülkelerinde faizlerin düşük olması insanların alım gücünü arttıran bir unsurdur. Şimdi türkiye ile avrupayı kıyaslama diyen tayfada gelir bana müsade.