4 yıl oluyor... o hayatıma gireli... gerçi bir vardı bir yoktu. çok küçük zamanlarda tanıdım onu. çok kısa zamanlarda birlikte olduk...
o sonbahar günü...karaağaç... birkaç tur attık birlikte... teomanı çok severdik, biliyorduk, ortaçgiç bile dinlemezdik...
o bir şey dedi, ben bir şey dedim, sonra hiç bitmesini istemedigim bir sürecin içinde buldum kendimi...
yitiktim. yorgundum. yipranmistim. aranmiyordum. oldu işte...
adımı söyledi, dedi ki, neden ilk kez tanistigin biriyle buralara kadar gelip zaman harciyorsun?
demiştim ki "daha azı için daha çoğunu yapmıştım."
teoman'dan fahişe yi dinledik o gün bütün gün, gerçi o fahişe değildi, ama bize o kadar uyumuştu ki şansı...
geçen sene bu zamanlar beni aradı, 3 yıl sonra ilk kez o gün görüştük... ve olaylar bildiginiz gibi....
şimdi 4 yıl oluyor... çocuktum, hala çocugum... ama aşk hissine en yakın hissettigim sendin kadın...
fisildadigin nakarata nokta bile olamadim, olamadik...
Teoman'ın şarkısıdır ve mükemmel bi şarkıdır. dinlemenizi tavsiye ederim..
"herkes sordu merak içinde ölümden sonra hayat var mı diye? boşuna düşünürler sanki hayat varmış gibi ölümden önce".
Roma imparatorluğu zamanında fahişelerin fiyatı sekiz bardak şaraba tekabül ediyormuş O zamanlar, Roma'daki fahişeler köle statüsündeymiş ve çoğunlukla Yunanistan'dan ülkeye getiriliyormuş. Ücretleri ise sekiz bardak şarabın ücretiyle eş değermiş.