çok güzel bir müziktir. harikuladedir...iki gitar ve bir şarkıcıyla söylenir. çok yüksek kaliteli müzikal açıdan son derece değişik öğeleri içinde barındıran bir müzik türüdür.
ahhh...bunların hepsinin ana kahramanı da atlantik okyanusudur...portekiz müziğine akdeniz müziği diyenler haritaya bir baksın- portekizin akdenize tek bir kilometre kıyısı yoktur.
Taverna adı verilen karanlık ve sessiz mekanda çok eskilerden gelmiş gibi görünen küf kokulu bir odayı anımsatan yanık bir ses ağlamaklı şarkılarını söylerken ağzınızda kan tadı gibi bir yudum Portekiz şarabı bırakan, başka bir diyardan gelmiş garip ve buruk müziktir. Sanki adına yakıldığı ölen denizciler saygı duruşuna geçer karşınızda bu şarkılar söylenirken.
ilk başta amalia rodrigues in isminin devamı sandığım sonra portekiz halk türküsü oldupunu öğrendiğim kelimedir. insanın ruhuna çok derin izler bırakır tavsiye edilir efenim.
Fado, 19. yüzyıldan günümüze kadar uzanmış bir Portekiz halk müziği türüdür. Fado'nun tam bir çevirisi olmamakla beraber, kelime anlamı kadere veya alın yazısına yakındır.
hastası olduğum portekiz türküleri kuşağı. amalia rodriguez in söylediği bütün şarkılar akşamları balkona vuran ılık bir akdeniz rüzgarı gibi serinletir. arkasından monica molina gelir denizlerden...
Portekiz halkı denizle tanıştıktan sonra ve genç kadınların kocalarının o denizlere açılmaları ile yaşanan uzun ayrılklar neticesinde ortaya çıkmış Portekiz ezgileridir.Denize açılan sevgililerini bekleyen kadınarın onlar için yaktığı ağıtlardır aslında fado.Önce batakhane müziği olarak başlar.Port'nun kenar mahallerinde inceden inceden sesiniz yükseltir ve en nihayetinde Portekiz'in yerel müziği haline gelir.iç burkan bir hüzün vardır içinde.Acı vardır,acıya dayanma gücü vardır.Kadınlar daha çok söyler fadoyu,ve icracılara fadista denir.Hüznün rengi olan fiyaha bürünürler sanhede.Baskın bir ses vardır müzikte ve arkadan klasik gitar ya da Portekiz gitarı eşlik eder.Duru bir ses ve gitar...iki türü vardır..Lizbon ve Coimbra fadosu ve Lizbon fadosu en yaygın olanıdır.Arabesk asla değildir.Hem ezgileri hem de anlattığı hikayaelri ile arabeskten çok uzakta bir yerdedir.Yalnız ama dimdik bekleyen kadınların acısı yakar içinizi dinlerken.Evet hüzündür fado,aşkın hep bekleyen halini anlatır,ancak Fransız şansonlarından ya da Ortadou arabeskinden daha dik bir hüznü vardır.Büyük fadista Amalia Rodrigues kitlelere ulaşmasında etkili olmuştur.Canzone Per Te ile tesadüfen başladığım uzun fado yolculuğumda her bir ezgide ayrı bir renk bulmuumdur bugüne kadar.Mariza,Cristina Branco,Yasmin Levy'de önemli fadistalardandır.Mesela,
cristina branco sesinden ''fado perdicao'' parçasını dinledikten sonra uhrevi olduğunu düşünmeye başladığım müzik türü. güzel bir şarap gibi eşsiz bir tat bırakır. taşıdığı sonbahar hüznünü incecik seriverir üzerinize. tanımadığınız bir dilde tanıdık duyguları eşsiz bir tını ile size anlatır. mutlaka tecrübe edilesidir.
denizlere açılıp uzaklara giden kocaları, sevgilileri anlatır, kavuşamayanları fakat özlemenin buruk tadını da sevenleri...
ismini latince kader kelimesinden alan bu müzik türü ağlamaklı fakat dikbaşlıdır. fado söylemek bu yüzden gururlu bir ses gerektirir.*
arabeskin portekiz müziğindeki karşılığı şeklindeki saçma bir görüş nerden çıktı bilemiyorum ama kesinlikle öyle değildir.
fado, çok dinlendirici, hafif hüzünlü bir akdeniz müziğidir. portekiz sahilindeki kadınlar, kocaları deniz seferine gidip dönmediğinde söylerlermiş. bu açıdan belki bizdeki ağıtlara benzetilebilir ama arabeske asla benzetilemez.
portekiz halk türküsü. kader anlamına gelir. önemli temsilcilerini de yazıverek: ana moura, amelia rodriguez, cristina branco, dulce pontes, madredeus, misia, carlos ramos, mariza, herminia silva. bu böyle daha gider...
öyle bir müzik ki burdaki jiletçileri daha iyi anlıyabiliyorum mesela (sanki). derin bir yanık, derin bir acı besliyor her sesinde. öyle sarhoş eder gibi tınısı. özel bi müzik. şarabı da cabası.
Portekiz denildiği zaman müzikte akla gelen ilk olgu "fado" dur doğal olarak. fadonun insanı büyüleyen farklı bir tadı vardır. içinde bol gözyaşı Var tabi ki.
O gözyaşlarını notalarda duyabilir, haykırışları hissedilebilir. insanın kendini ifade edebildiği en önemli anlar haykırışlarımız değil midir zaten. Ve müzikte haykırışı içinde barındırmayan ezgiler sıradandır unutulmaya mahkumdur. Bir an için kişilerde hoş duygular yaratmış sayısız müzikler... Sürekli ihtiyaç duyulan müzikler ve bizim için asla modası geçmeyen müzikleri yaratmak ise çok kolay değildir. Bunlara genel anlamda klasik diyoruz işte. Herkesin kendi dünyasında hangi tarz olursa olsun klasik olarak bir yere koyduğu müzikler vardır. Hep ihtiyaç duyulan, hiç modası geçmeyen...
Fado, geriye gelmeyen sevgililer, oğullar için yakılmış ağıtlardır. Çoğunlukla da haykırışı içinde barındırır.
bu muzıge ozel sadece şarap içilen restaurantları varmıs. ayrıca bir şarkıyı dinleyip restaurantta ağlarsan bir daha içeri alınmayarak kara listeye alınıyormussunuz. *
mariza'nın povo que lavas no rio isimli şarkısını dinlemem ile hayatıma giren müzik türüdür. muhteşem sesi ile beni benden alan ve kendisine aşık eden mariza isimli dilber-ül afet'in ve bir başka güzellik abidesi amalia rodrigues'in * icraa ettiği müzik dalı
geleneksel fado dinleyerek yetiştiğini, müziğindeki yoğun fado etkisi ile belli eden, bugün ise modern new-age olarak isimlendirilen klasik etkili müzik tarzı ile fado'yu harmanlayarak müzik yapan madredeus isimli grup ile türkiye'de biraz daha fazla tanınan grup. grubun solistine, fado'nun nasıl bir müzik olduğu sorulmuştu. böyle havada kalan sorulara verilen cevapları genelde merak etmem, hissiz, ifadesiz, politik olurlar. fakat solistin cevabı ve betimlemesi muhteşemdi. (belli ki türkiye'yi iyi tanıyordu) fado, bizim turnelerde izlediğimiz trt-int isimli kanalınızdaki türkülerinize bir arkadaş ya da bir cevaptır. gerçekten de düşünüldüğünde, fado müziğini bulunduğumuz yerden anlamak için türkülere bakmalıyız. ortaya çıkışları, amaçları, yayılış ve gelenekselleşme süreçlerinin ortaklığından ötürü ikisi de birer halk müziğidir.