Ara ara izlediğim bir dizi. Genel olarak türün hayranı olduğum söylenemez, yerli yabancı pek bu tarz diziler izlemem ama spordan sonra ve yatmadan önce nedense iyi gidiyor. Ben de arada göz gezdiriyorum.
Öncelikle dizinin senaryosu tıkanık. ilk başladığından beri tıkanık, belli bir düzende ilerliyor ve bundan ötürü bir noktadan sonra seyirciyi sıkıyor. Seyirciyi sıkmaması için ise sürekli yeni bir şeylerin olması lazım, bu da nereye kadar? Edhonun başarısındaki en büyük sır rekabetsizliği.
Mesela KV'yi bir düşünelim. Ana karakterimiz Polat Alemdar, yavaş yavaş önce mafyaya sızar, ardından mafya lideri olur, Karahanlı'nın yanına kadar sızar, en sonunda Karahanlı'nın mevkisine oturur ve zamanla ondan dahi güçlü olur. Bu bir karakter gelişimidir. Bu sırada karakterimiz yeni şeyler öğrenir, dostlarını kaybeder, yükselir, gelişir, üzülür vesaire. Biz de onunla yaşarız bunları. Kvp'nin ilk bölümlerinde dahi vardır bu, Polat Alemdar mafyaya sızdığı gibi iş dünyasına da sızmaya çalışmaktadır ama sonra gelen geçenin vurulduğu bir dizi haline gelmiş ve rekabetsizliğin sonucu olarak epey izlenmiştir. Ama bugün insanlar dönüp KV'yi tekrar tekrar izlerken KVP'yi dönüp izleyecek pek adam yoktur. Belki Memati için izleyen olabilir.
Bu karakter gelişimi hikayesi önemli, izleyiciyle yapımı birleştiren bir etken. Ayrıca senaryonun akıcılığını da sağlıyor. Öteki türlü insanlar neden 70 bölüm aynı şeyi izlesinler ki, gerçi izliyoruz lan??
Neyse, Edhoda bu karakter gelişimi olayı çok tıkanık. Hızır, zaten gelişmiş bir karakter ve ilk bölümden bu bölüme aynı Hızır'ı görüyoruz. Diğer karakterler de hakeza. Bundan ötürü dizide sürekli in çık aksiyon olayları yaşanıyor.
Çok daha keyifli bir dizi olabilecekken Hızır reis bizi taşır, herkes izler, zaten rekabet de yok babında ilerliyor dizi. Eh, arada ben de göz gezdiriyorum, ne yapayım?
salı günleri severek izlediğim tek dizi oktay kaynarca kalitesi belli oluyor kaliteli bir kadrodan oluşuyor yeni çıkan çukurmuş ramoymuş dandik tiplerden değil.
yılan hikayesindeki kürşat (tunca aydoğan) bir kaç bölüm oynayınca izleyeyim demiştim. fragmanlarında gördüğüm yüzeysellik bile dizi için fazla derinmiş! genel olarak şöyle işliyor: konsey suretinde bir masa var ama kahvede okey dörtlüsü etmeyecek çapta adamlardan oluşuyor bu masa. bir düşman belirince düşmanla didişiyorlar çocukça laf sokmalar falan filan. sonra düşmana toplu halde baskın yapıp düşmanı öldürüyorlar sonra yeni düşman çıkıyor onunla didişiyorlar çocukça laf sokmalar falan filan. youtube videolarında bilmem kim bilmem kime racon kesiyor, filanca falancaya posta koyuyor, oradaki buradakini infaz ediyor gibi üç dört çeşitten oluşan 200-300 videoları var... o değil de kürşat ne karakterdi be!
alparslan denen karakteri polat alemdar yapma gayretlerinin eğreti durduğu dizi. adam yakışıklı bir kere yakışmıyor bu diplomatik mafya rolleri alın bu adamı kot pantolon gömlek giydirin sahilde sevgilisiyle çay içip martılara simit atsın işden eve, evinden işine gitsin.
