biz çalışanlar; gerek dışarıdan aldığımız işler* karşılığında, gerek işsizlik ve kriz bahanesiyle patronların istismari bir şekilde kırıp kırıp önümüze sunduğu normalden düşük ücretleri tepkisizce kabul edersek, işçi işçiyi desteklemez, birlik olup ses çıkartmak yerine bireysel geçimini düşünürse; uygulanması gün geçtikçe zorlaşacak olan ve istismarı gün geçtikçe patronlar tarafından daha fazla sırtımıza binerek gerçekleştirilecek olan kural.
yalnız unutmayalım; sıkıntısızca parasını alabilen, piyasa değerinin altında ücretle çalıştırılmak zorunda bırakılmayan işçiler, siz de iyi bilirsiniz ki sistem kazıkçıdır. bugün ses çıkartmadığınız, önemsemediğiniz; ama işçi üst başlığı altında hepimizi kapsayan bu öncelikler, bir gün bizim de canımızı yakabilir.
aynı işi yapan, masaları yanyana olan iki memurun maaşları arasındaki farkın neredeyse yarı yarıya olduğunu gördüğümüzde koca bir yalan olduğunu anladığımız hede. aynı kadroya sahip iki kişiden birisi merkez binada birisi de başka birimde çalışıyorsa aralarındaki maaş farkı 2000 TL'yi buluyor bu ne iştir anlamadık. merkezde çalışmak daha bir külfetli herhalde.
kadrolu ve sözleşmeli personellerin yanında en ücretsiz çalışan olmasına karşın 'ücretli personel' statüsüne dahil olan kişinin, yalana sabır gösteremiyor olmasından mütevellit, küfre yakın isyan sebebi olan hadise.
işverenin haklı bir neden olmadıkça Aynı veya eşit değerde bir iş için, işçiler arasında para ve parayla ölçülen haklarda ayrım yapamayacağını gösteren hukuki ilke.
bunun gibi Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet (yada din, dil, ırk vs.) nedeniyle de daha düşük ücret kararlaştırılamaz.