ben zaten evlendiysem kesin sevmişimdir o yüzden boşanmak gibi bir mevzu olmaz ancak üzülürüm. bu benim bir çocuk sahibi olmam mevzusu değil ondan olması mevzusu.yoksa illa çocuk olsun diye yoldan birini çevirip hadi karımla olmadı senle olsun diyecek halimiz yok herhalde. ancak ikimizden nasıl bir şey çıkacak diye merak ederim. düşün yani bir canlı oluyor yarısı senden yarısı ondan. annesi gibi yeyip babası gibi sıçan bir canlı yahu resmen.
çocuk yüzünden eşinden ayrılan kişi o insanı sevmemiştir. hayatında onu amaç değil başka şeylere ulaşmak için araç olarak görmüştür. bunun için eşten ayrılınmaz. siz o eşle beraber bir yola çıktınız. ölene kadar da o yolda ne kadar dikkatli olursanız olun kaçınılmaz bir şekilde çeşitli kazalar yapacaksınız. önemli olan o kazaları beraber sabırla atlatabilmek, birbirinize destek olmak. unutmayın ki bunun için evlendiniz! bu kader, kimsenin bir suçu yok. sıkıntı yaşanacaksa da yaşanacak, acı çekilecekse de çekilecek. hayatın zaten kendisi bu. hiç bir şey toz pembe değil.
Zorlu bir sürecin başlangıcıdır.
Tabi evlenmek için evlenmediyseniz.
Eğer arada biraz olsun aşk varsa infertilite problemi ile karşı karşıya kalan eş diğerine yük olduğunu hissedecektir. Kim sevdiğinden çocuk sahibi olmak istemez ki? Bundan dolayı mecburiyeten ayrılık olabilir. Kendini eşine karşı suçlu hissedebilir çünkü.
Yahut Allah'tan ümit kesilmez deyip her çareyi denerler. Koca yürekli aşıklar umarım üçüzünüz olur.
Ama her iki durumda da bir duyarlılık söz konusudur. Canınız sağ olsun sizin ve sizin gibilerin.
Yakın çevremde böyle bir çift tanıyorum. Kadının bazı problemlerinden kaynaklanan sıkıntılar. Tüp bebek denemesi bile yapılamıyor, o derece. O yaşlarda bir akrabasının 6-7 yaşlarında bir kızı var ve şuan ikiz bebek haberi aldılar. "Nasıl bakacağız. Öldük, bittik." Diye kıvranıyorlar.
Birine dünyanın en kıymetli hazinesi olabilen haber diğerine kahır olabiliyor. Tuhaf
Çok güzel espiriler döner ama ne yeri ne zamanı, susun. Önemsemeyen aileler için sorun yok ama önemseyen aileler için faciadır. Boşanma ne ki intahara kadar gider bazen.
bir tanıdığımdan duyduğum olayı aynen aktarıyorum..
birbirini seven karı kocanın çocuğu olmamaktadır. doktor doktor dolaşırlar fakat bu duruma bir çare bulunmaz. ve son gittikleri doktor kadının kısır olduğunu söyler. adam kısmet değilmiş bizim çocuk sahibi olmamız der ve bu meseleyi kapatır ancak adamın çocukları çok sevdiğini bildiği için kocasını bir gün karşısına alır ve olaylar gelişir:
servet: s
hasibe: h *
h: çocuğumuz olmayacak biliyorsun.
s: evet biliyorum.
h: ben uzun uzun düşündüm ve bir karara vardım..
s: neymiş o ?
h: başka bir kadınla evlenmene izin veriyorum.
s: ??
h: başka bir kadınla evlen..
s: ama nasıl olur bu ben sana bunu nasıl yaparım..
h: çocukları çok sevmiyor musun ?
s: evet ama bu çok başka bir şey..
h: tamam sen başka bir kadınla evleneceksin. çocukları o doğuracak ama ben de doğan çocuklara kendi çocuğummuş gibi bakacağım. onlar bizzat ben büyüteceğim ve onlara asla üvey anne gözüyle bakmayacağım onlar benim çocuklarım olacak.
ve adama bizzat karısı tarafından ikinci bir eş bulunur ve adam kadınla evlenir. ikinci eşinden tam 9 tane çocuğu olur. doğan 9 çocuğun 9'u da biyolojik annelerine anne değil abla, üvey annelerine ise anne derler*. çünkü kadın çocukların her şeyiyle ilgilenmiş ve çocukların annesi olmamasına rağmen çocuğu doğurmanın aslında pek önemli olmadığını asıl meselenin çocuğu büyütmek, yetiştirmek olduğunu bizlere göstermiştir*..
eger es bu durumunu evlenmeden once biliyordu da karsi tarafla paylasmadiysa uzuntuden cok kizginlik yaratacak olan durumdur. iste o zaman o es ister o kisiyi bas taci etmeye devam eder isterse bosar. haklidir.
büyük üzüntü duyulacak durumdur. fakat onu olduğu gibi sahiplenmek, bundan dolayı eksik olduğunu hissettirmemek ve çok özlem duyulursa çocuk esirgeme kurumundan bir bebek almak, tüm yaraları iyileştirecektir.