bugün

insanların kendi özgür iradeleri ve tercihleri ile, başkalarına zarar vermeden yaptıkları eylemleri kendi dogmalarına aykırı bulma sebebiyle buna araştırmadan hastalık adını veren kişilerin yaptığı.

daha doğalın ne olduğunu sorgulamaktan aciz olup elalemin uçkurunu sorgulamaya atılmamak lazım böyle. heteroseksüellik niye doğal? dedemiz öyle sevişirdi diye mi? afedersiniz ama kuvvetle muhtemel büyük büyük büyük dedeniz filan da gayet adamlarla yatan bir insandı. biraz, gerçekten birazcık bu konu araştırmış olunsaydı bu bilinirdi zaten. mesele çoğalmak için yapıldığı iddia edilen bir şeyin (ki afedersiniz de eğer amaca yönelmekten ibaret olsaydı mevzu, zevk almamıza gerek olmazdı), çoğalmanın mümkün olmadığı şekilde yapılması ise öpüşme, hatta sevişmeden sadece biriyle çıkma da birer hastalıktır. anlatabiliyor muyum mantığınızın zayıflığını? insaf edin ya.

hala hormonal bikbik. nerede bunun bilimi? bilim hormon seviyesi ölçmekten aciz mi? ilk sizin mi aklınıza geldi? yok işte ne anne baba kimliğiyle alakası var, ne hormonal durumla, hatta erkek/kadın rolleriyle bile alakası yok. bunlar üzerine dağ gibi literatür var, isterseniz gidin bakın. "ben, dayım ve yengelerim"den ibaret bir örneklem grubuyla ne kadar geniş sallıyoruz yahu. açın okuyun, elli kere aynı şeyleri yazdı insanlar, elli kere cevap verdik. bari renk getirin, orijinal bir şey sunun.

eşcinsellik bir hastalık değildir. eşcinsellik bir tercih veya insana dna'sı tarafından dayatılınca olunan birşey olmak zorunda da değildir. eşcinsellik birinin hemcinsiyle sevişmesidir. çok karışık değil yani.
siklenmemesi gereken, yeni türkiye nin yüz aklarıdır.
gaylık bir ruh hastalığıdır.
bir sürü kadın varken bir erkeğin erkek sikmesi ne derece mantıklı?
eğer gaylık normal bir durum olsaydı kadınlar niye yaratılırdı erkekler birbirini sikip çoğalırlardı o zaman.
gaylık türkiye den kökü kazınması gereken bir ruh hastalığıdır azalarak bitmeleri dileğiyle vesselam.
Anadolu kültürü, islami görgü ve terbiyeden mahrum kişi hezayanı.
gönlünde biraz allah aşkı yatan iman dediğimiz ulvi hazzı temaşa etmiş her zatta eşcinselliğe ve her türlü sapkınlığa karşı bir muhalefet etme durumu söz konusudur.
bakınız islam felsefesini biraz anlamış kafa yormuş hadis, fıkıh, kelam, tasavvuf gibi islami ilmi konularda yetiye kavrama beceresine sahip her mümin kul bilir ki; şükreden bir dil ancak ve ancak şükreden bir bedenle tam olur namaz dediğimiz islam dininin biricik göz bebeği, başlıca akidesi buna en somut hakikattir aslında bakarsınız .bu minvalde konuyu islami bir süzgecten geçirirsek; böyle bir hormonel bozukluk varsa eğer kişide kaderine razı olacak ve dünyadaki imtihanı bir şekilde alnının akıyla ya verecek ya da veremicek şu bir gerçek ki rabb kullarını her türlü zorluklarla imtihan eder kul kaderine razı olacak bunun bir hastalık olduğunu kabul edecek ve kaderine boyun bükecek. olayın aslı astarı budur. batılı, modernist kodlarla düşünen kişi için konunun mahiyeti elbette farklı birboyutta olabilir lakin Anadolu Müslüman bir türk coğrafyası ve bizler yaşadığımız toplumun bir parcasıyız dolayısıyla yaşadığımız toplumdan ayrı bir parça değiliz tabi bu olayın sosyolojik basit bir özeti fakat böyle bir olgunun kişiyi toplumda ötekileştireceği, yalnızlıştıracağıda ayrıca unutulmamalıdır.
(bkz: ibnelik geni)
Bazı cahillerce ruh hastalığı olduğu götten saptanmıştır. Demek ki doğa da bir sürü ruh hastası hayvan var. Vay anasını. Bunu alın aile bakanlığına işe koyun, yeni türkiyeye yakışır kafa.

https://www.youtube.com/watch?v=3eSIxmau_Is

gerçi bu kafada olan cahil cühela bir amelenin zerre ingilizcesi olduğunu sanmıyorum, o yüzden izlerken "anaaa ibne aslanlara bag laaa auhauhau" nidalarında izleyip salya akıtacağı bir video;

https://www.youtube.com/watch?v=Q8gttC6P3bE
SAÇMADIR ÇÜNKÜSÜ GAYLiK iBNELiKTiR. AHAHA. YiNE ÇOK ZEKiYiM YA.

ŞAKA MAKA HASTALIKTIR OLUM, BU KADAR BASiT.
genetik veya moleküler düzeyde bunun bir kaniti yoktur hastalik olduguna dair, hormonal düzeyde ise veriler istikrarsiz oldugu için bir iliski bulunamamistir hastalik olduguna dair. 1950 lerde bazi homofobik, sapkin 'bilim adamlari' bunun bir hastalik oldugunu ve tedavi edilebilecegini savunmus olsa da bir sonuca ulasamamistir. unutmayalim ki o dönemlerde afrika kökenli insanlar da 'insanat bahçeleri'nde kafeslerde sergileniyorlardi. kisacasi, bu sekilde düsünmek yanlistir. bilimsel düsünce ve yönteme tamamiyle terstir. kimse kalkip da bidi bidi etmesin. bi bok biliyoruz da söylüyoruz. bazi insanlarin bu sekilde düsünüyor olmasi bunu bilimsel olarak geçerli kilmaz. üzerine çalisma, yayin vs olmasi, bilimsel yöntemlerle ispatlanmis olmasi gerekir ki daha öyle bir sey yok ortalikta. hadi simdi pilinizi pirtinizi toplayip gidin, sayın diye hitap edemeyecegim nefret dolu ve kötü homofobik yaratiklar.
Lgbti olmak değil ama homofobik olmak bir hastalıktır.
Hastalık mı tercih mi bilmem ama iyi bi şey olmadığı kesindir. Sadece kınamamak gerekir o kadar.
bütün dünya tıp lteratürlerinde hastalık olmadığı kabul görmişken uludağ sözlükte bunun aksini idda eden ergenlerin olması koskoca uludağ sözlüğe yakıştı mı hiç??

türkiye de dahil olmak üzere dünyada tıp eşcinselliği hastalık olarak kabul eeeeet miiii yoooooorrrrrrr...

bunu o sikinizin ucunda sakladığınız küçük beyninize yazın lütfen.
Dinimize göre haram, milletimize göre rezilliktir. Gerisi yalan.
bundan 70 sene önce tıp biliminde kalp ameliyatı yapmayı bırakın, kalbe dokunulması tıp kitaplarında yasaktı. kural şuydu ne olursa olsun kalbe dokunma. ve adamın biri çıktı (Dr. Vivien Theodore Thomas) mavi bebek hastalarını kalp ameliyatı ile iyileştireceğini söyledi ve dünyada ilk kez kalp ameliyatını yapan kişi oldu. binlerce bebeğin hayatını kurtardı bununla da kalmadı bugün kalp ameliyatları, kalp ile ilgili bütün sağlık sorunlarının çözümü için yapılmış her şeyin arkasında bu isim var. tabi o dönemde bu ameliyatın sonucunda başta hristiyan katolikler olmak üzere bütün dinlerin ulemaları ayağa kalktı ve manevi olarak bunun cehennemlik bir şey olduğunu söyledi, sıf bu yüzden çocuklarını ameliyat ettirmeyen, yada kalp ameliyatı olmayan binlerce insan canlarından oldular.
bugün gelişmiş ve modern tıp bilimi başta psikoloji olmak üzere eş cinselliğin bir hastalık olmadığını, bir kusur olmadığını bunun doğuştan kazanılan bir öz benlik olduğunu söylüyor yetmiyor doğa bilimciler doğada bu seçilimin varlığı ile ilgili yüzlerce delil sunuyorlar. ve fakat ne yazık ki bizim gibi gelişmemiş toplumlar tıpkı kalp ameliyatına ön yargı ile bakanlarla aynı kafadayız. varın kaçıncı on yılda olduğumuzu siz düşünün.
psikologlarin bile yakin zaman once vazgectikleri gorus. bireysel degil kurumsal bazda konusuyorum.
gayler tarafından ısrarla bin senedir iddia edilen ve artık yeterince bayık hale gelen mevzudur. eşcinsellerin hayat tarzları falan beni bağlamaz, lakin zaten yine kendi kafasına az daha uzak kafadaki adamların bulunduğu bu gibi ortamlarda sürekli vır vır vır dile getirilmesi ile gittikçe itici hale helen eşcinsellik muhabbetini biraz da mahalle kahvesinde, salı pazarında dile getirilmesi gerekmektedir ki şu "eşcinsellik hastalık değildir" deme hastalığınızı biraz bizlerden uzaklaştırın. zira zaten eğitimli zümre olan bizler bu gibi şeylere takılmıyoruz, hatta umurumuzda bile değil.
konuya ilişkin gerek psikodinamik gerek nörobiyolojik yönelimli çok fazla sayıda yayın/materyal okumuş birisi olarak, sözlük yazarlarının hastalık ya da değil derken atıfta bulunduğu bilimsel verileri nereden edindiklerini merak ettirmiştir.

ulan daha geçen hafta dsm-v psikoseksüel bozukluklar bölümü yazarı kenneth zucker ile konuya ilişkin bir konuşma yaptık, adam sizin kadar emin değil etiyolojiden.

homoseksüalite hastalık mıdır bilmem ancak, konuya ilişkin hüküm veren sözlük yazarlarının artmış bir grandiyoziteleri olduğu kesin.
Eşcinselliği hastalık olarak görmek büyük bir yanılgı. Çoğunluk heteroseksüel diye (çoğu insana göre) olması gereken ilişkinin hetero ilişki olması aptallık. Eşcinseller yer yüzünde daha çok sayıda olsaydı hetero olmak mı acayip gelicekti acaba bu insanlara.