Boşa çalışan fakültelerdir. Ülke kaynaklarını tüketen mezun olanların amele, inşaat işçisi olduğu şansı olanların polis olunca mutluluk gözyaşı döktüğü, öğretmen olacaksınız diye verilen 4 senelik eğitimden sonra gözlerini paspas yaparken açan, bazılarının intihar ettiği bazıların beyin bedava deyip kafayı kırdığı fakültedir. Bu fakülteyi hala tercih edenler varsa çevrenizde bir daha uyarın derim anlamazsa dövün hatta, gelecekte hak verecektir size.
Eğitimin hocalar tarafından değil öğrenci tarafından öğrenciye verilmesidir.
Slayt sunum uygulama ödev demektir.
Alan dersinin uygulamasını öğretmeden göstermeden öğrenciden uygulama çalışması beklemektir.
Öğrenci merkezli öğrenimi yanlış anlamaktır.
Edit: aşağıdaki yazar şahsı sana diyorum.
Sen hocaysan olduysan niye oldun madem bir şey öğretmeyeceksin alana dair niye oradasın? Onu geçtim madem anlatmadın göstermedin ne diye uygulama istersin?
Öğrenci kendi anladığını öğrenciye anlatsa ne olur anlatmasa ne olur nasılsa kendi çalıştığımızla sınavları geçiyoruz e o zaman niye okula gidip zaman kaybediyorum?
Hoca olmak bi kenara geçip öğrenciye not verip ego kasmak mıdır?
eğitim fakültesinin kızları bizim yani mühendisliğin kantinine gelip otururlardı. sinsi sinsi sağı solu keserlerdi de yüzlerine bakan olmazdı. siz bizi kek mi sandınız arkadaşım.
2013 senesinden beri bünyelerinde yabancı öğrenci kontenjanı haricinde embesil kontenjanı da bulunmaktadır. 450 puanlık bölüme 380 ile alım yapanlar utansın.
istendik yönde kalıcı davranış değişikliği sağlamak amacı ile kurulan fakülteler. Sözde değişikliği sağlayacak kişilere bir şeyler öğretsin/yol göstersin diye fakültede bulunan hocanın kendi değişik, değişikliği sağlayacak olan vasat, içerik boş. Birkaç kuram ezberle, birkaç sunum hazırla okul bitiyor. Fasulyeden öğretmen mezun eden mekanlar.
Not: öğretmenim.
burada gömülüp durulan fakültedir. bizim insanımızın bilmeden fikir sahibi olma fetişinden nasibini fazlasıyla almıştır bu güzide fakültemiz. yükü fen edebiyat fakültesine devredilsin diyenler olmuş. şimdi kendi okulumu baz alıyorum. yahu fen edebiyat fakültesi her sene 150 kişi mezun ediyor. eğitim fakültesinin senelik mezun sayısı 40 kişi. sizce bu durumda öğretmen adaylarının yolunu açmak için hangisi kapatılmalı? sonra fen edebiyata göre kek gibidir; on sayfa notla ders geçilir yazan olmuş. sen on sayfa notla okul gibi bir okulda sınıf geç de ben göreyim. ha sınıf geçmekten anladığınız dc ile geçeyim, ortalamam 2.00'ın altına düşmediği sürece geçinir giderim ise onu bilemem. o tamamen sizin çapsızlığınız. fen edebiyat fakültesi'nden elli puan farkla öğrenci alımı yaptığı için fen edebiyat fakültesi öğrencilerinin puan yetiremediklerinden kazanamadıkları; kazanamadıkları için de bok attıkları fakültedir eğitim fakültesi. şahsen beş sene eğitim fakültesinde okudum. ilk üç seneki derslerimizin neredeyse hepsi fen edebiyat fakültesi dersleri ile ortaktı. eğitim fakültesine özel derslerimizin sınavlarında da çıkacak iki soru için 200-300'er sayfalık beş altı kaynaktan ders çalıştığımı bilirim. şimdi uzayın.
Bir sınıfa 70-80 kişiyi sokarak Öğretmen yetiştirdiklerini sanıyorlar. Tum Eğitim fakültelerinin ihtiyaca göre kontenjanlar azaltılarak gerekirse 10-20 kişilik sınıflarda adam gibi Eğitim vermesi gereklidir.
fen-edebiyat, çocuk gelişimi gibi öğretmenlikle alakası olmayan, eğitimci yönleri geliştirilmemiş insanlara formasyonla sözde öğretmenlik sıfatı veriyorlar. sonra eğitim sistemi niye çöp halde diye yakınıyorlar.
eğitim fakültesinde okuyan arkadaşlar beni daha iyi anlarlar. eğitim fakültelerinde hocaların size hitap şekli, aldığınız dersler hatta fakülte elemanlarının öğrenciye davranışı bile size 4 yılda eğitimci kimliğini kazandırmaya yardımcı olur. ama gelin görün ki gerçek eğitimcilere çocuklar emanet edilmezken öğretmen olmayanlara emanet ediliyor.