son dönemde dudaktan kalbe , aşk-i memnu , yaprak dökümü gibi ne yazık ki dizileri çıkana kadar pek adı duyulmayan kitapları günümüz türkiyesine uyarlayarak dizileştiren ay yapım tarafından yapımcılıgı üstlenilmiştir. Daha önce doktorlar , kerem ile aslı , adını unuttugum baskaları ve son olarak kahramanlar gibi kopyala yapıstır yabancı dizi uyarlamalarının en fazla yayınlandıgı show tv'de yayınlanmıstır.
yerli senaristlerin lost sayılarına varana kadar , selam cakma niyetiyle yabancı film ve baska yabancı dizilerden sekansları yerli dizilerde zaman zaman kullandıgını görmek istemeyen veya bunu fark etse bile anlasılmaz sekilde bunu hakaret kabul edebilen bazı izleyicileri vardır. bu sefer uyarlama için yerli bir roman yerine yabancı bir roman seçmiş olmalarını hala sadece "gunumuzde turkiyede geciyor, isimler türk ismi, bana ne bana ne duymuyorum ki lalalala " gibi açıklayabildiği bir benzerlik sanan izleyicileride olabilen dizidir.
bu kadar çirkin, ifadesiz bir surata ve "deh dül dül" kıvamında ağız ve diş yapısına sahip bir hatun olsun, dahası oyunculuğa hiç yeteneği olmadığı halde hep önemli rollerde gözüksün ama sonuçta da bu kadar hayranı, seveni olsun... pehhh...
dizide, ezel, şepnem gibi taştan yaratılmış bir bünyeyi yanında yardımcı diye taşıyor ama vay eyşan, hay eyşan diye intikam peşinde koşuyor , bir de geçmişi hatırlayıp, üzülüyor, duygulanıyor. ben böyle durgun algıyı sikeyim afedersin. şebnem formunda bir hatun varken kim veliefendi hipodromunun bir daimi üyesine yazabilir. öyle bir insan evladı var mı, varsa o insan evladı sayılır mı?
cengiz sanki herşeyin farkındaymış gibi sanki oyun içinde oyun oynar gibi oynuyor. ezel ile olan her repliğinden sonra ezel'in gözlerine öyle bir bakıyor ki hani neredeyse '' ulan hala anlamadın mı ömer olduğunu bildiğimi '' diyor bağıra bağıra. zaten ne zaman kafayı bulsa ömeeer diye çığırıp duruyor. hem bu gece kulübü olayında çok da sarhoş değildi sanki. resmen ömer'i çağırdı adam, ezel'i değil.
bi de serdar mevzuu var. eyşan'ın babası yani. bu karakter bence hala tam olarak çözülmedi.
ayrıca dayı'ya dikkat edin; kendisi soyulan kumarhanenin sahibi, onu anladık da, iyi mi yoksa kötü mü hikayenin sonunda öğreneceğiz. (rengarenk dünyada bir adam gezer / ne zengin ne fakir ne mümin ne zındık.)
şu ana kadar çıkmış her türlü diziyle-filmle bağlantısı olan dizi.
öncelikle: #6521056
bok atmalar kesildi, dizi buradan çakma, şuradan çalıntı muhabbetleri artık yeni trendimiz.
ya kardeşim, sana kocaman bir "öeehhh" çekmek istiyorum gerçekten. hadi ezel'i, konu olarak bilmemkaç yüzyıl geriden gelen monte kristo kontu'na benzettin diyelim, diğer yabancı dizilere nasıl benzetiyorsun allah aşkına? lan adam ömer hayyam konuşuyor oğlum, ömer hayyam!
hayır yani kusura bakma ama, adam dizide s.kini kaşısa, "ahah ben biliyorum burayı, az sonra denizin buz gibi soğuk sularından gelen y.rrak... istiyor musun la amuğagodumm diyecek, bak görürsün olm." diyeceksin.
en iyisi sana, ali tarzında karşılık vereyim.
-basss git burallardan oğğğlluum! durrrmaa diyyorrrum sanna iki daakkka!
kötüleneceğini bile bile entry girmek diyor ve başlıyorum.
sadece belli aralıklarla zap yaparken görüyorum diziyi. ama yok gün geçtikçe tahammül sınırlarımı zorluyor. yeter kenan çık artık şu tavrından. yeni roller keşfet. sen miroğlu değilsin artık. hayır ne zaman görsem adam bu tavırlarda. belki hiç ilgisi yok inanın izlemiyorum diziyi ama ben zap yaparken kenanı ya özlü sözler sölerken görüyorum, tam bir yusuf miroğlu edasında, ya sinirliyken ya da uzak diyarlara bakarken. cansu dere zaten bakışlarıyla insanın ömürünü çürütmeye yetiyor. yeter allah aşkına ya. ben neden bu kadar taktım onu da bilmiyorum ama öyle işte. içimi döktüm. rahatladım be sözlük.
senaristlerinin monter cristo kontu yanında yabancı dizileri de izlediklerini belli ettikleri dizi.
adının ali oldugunu ogrendigim kişi kendine kurban olarak ezel'i secmis onu bulmaya gitmektedir. yanındaki adama uzun zamandır kendine kurban arayan , kana susamış dexter misali şöyle der:
yiğit özşener'in maçın adamı seçilmesi gereken dizi. herkes başarılı bir kötü olamaz ama o bunu başarıyor. dizilerde kötüyü sevme ekolümden vazgeçmiyeceğim sanırım. ayrıca dizide anlattığı kurbağa-akrep hikayesi de adama "hakkaten lan böyle bu dünyanın düzeni." dedirtiyor.
15-16 yaşlarındaki atakan yağız'ın müthiş oyunculuğuyla -bu akşam- yürek dağlayan dizi. ulak'tan beri takipçisi olduğum bu yetenekli çocuk umarım konuk oyuncu değildir. ana kadroya girmeyi hak edecek kadar sağlam oyunculuk yapıyor ve dizinin konusu gereği de sürekli olarak kalabilecek bir karakter aslında. umarım tek bölümle harcamamışlardır. atakan, cansu dere gibi yeteneksiz birinden daha çok hak ediyor o dizide oynamayı, hatta oyunculuk olarak kıyaslamam bile.
çoğu sahnesinde insanı dumur eden dizi..
kalabalığın içinde yürüyen ezele yaklaşıyor ya kamera odada bulunan erkekler dahi vay beaa demekten alamıyor kendini ama hakketten vay be...
olaylar o kadar hızlı ilerliyorki 3-4 bölüm sonra bitecekmiş gibi duruyor. sırf bunun için bile izlenmeyi hakediyor. umarım sakız gibi uzatılmadan bitirilir de türk televizyonlarında bir efsane olarak anılır.
stipriz kulüp görüntülerini ekrana yansıtan dizi. nerede lan burası. alltta veya dizi sonunda teşekkür kısmında adresi verilmesi gerekiyor mekanın. heyecanlan bekliyoruz.
gencecik çocuğun taş gibi oyunculuğuna bizi şahit eden dizi.(bekçinin yetimhanedeki oğlu) güzel, çekimler falan. senaryosu da öyle, cız ediyor insanın içi sıkça.
ne zaman izlemeye kalksam 10 dk sonra zap yapıyorum. ne zaman izlesem "cemiiiil" diye haykırıyorum. yiğit özşener hayranı olarak hala onu lamiaya aşık sanıyorum. cansu sırıtıyor yanında...
üniversite kantininde salı sabahları öğretim üyelerinin bile dün akşam ezeli izledin mi deyip neler olduğu hakkında yorumlar yaptığı pazartesi akşamlarının vazgeçilmez dizisi. izlerken kağıt kalemle izlemenizi tavsiye ediyorum öyle cümleler geçiyor ki resmen insanın tüyleri diken diken oluyor.
delice izlenen dizidir. ilk önce önyargılı yaklaştım ismi pek güzel gelmemişti ama kenan imirzalıoğlu'nun varlığından dolayı izlemeye başladım ve hala bırakamadım.
Küllerinden doğmuş bi insan nasıl olurda Cansu dere gibi hatuna tüm kızgınlığına, kırgınlığına, aldatılmışlığına rağmen hala o salak kıza aşık olur? Bi de yetmez gibi Cengiz de karısına taparcasına aşıktır.*