görmüş geçirmiştir eylül ayı. bundan öncesini bildiği için bundan sonrasını da bilen insanlar gibidir. hüzünlüdür, ama güler yüzlüdür. ama artık kendi kendini ısıtamayacak kadar yaşlanmıştır, üstüne bir şal almadan balkona çıkmaz. aynen eylülde insanlar gibi.
nedense kimse yazmamış. aslı baltacı *, yasemin uludoğan *, Gülay Tutku Tüzcet * ve kanadalı shivaun corry'den oluşan *, 2 albüm çıkardıktan sonra dağılan grubun adıydı. bu grup, bildiğimiz bazı türküleri gitarla yorumluyorlardı. bu da çıkardıkları 2 albümün kapakları:
yılın 9. ayıdır ama aynı zamanda başlangıcıdır. başlangıç ne birinci gününde ne sonuncusunda gizlidir. herkes, planlarını eylül odaklı yapar, herkes, içten içte yeni yılına hazırlanır. sezondur eylül.
aşk-ı memnu, yaprak dökümü, hanımın çiftliği, dudaktan kalbe gibi türk edebiyatının önde gelen yazarlarının önde gelen eserlerini diziye çevren yapımcılarımızın yakında diziye çevirmelerini beklediğim bir diğer eser. zira kurgusu ve hikayesiyle yukarda adı gecen eserlerimizden hiç bir eksiği yoktur, hatta fazlası da vardır.
eylül hüzün kokar, yağmur kokar, toprak kokar, deniz en güzel halini bu ayda alır, yüzmek en cok eylül ayına yakısır, insana anlamsız bir huzur katar, ayların en güzeli, en asilir... ***
...
Veda türküleri söylenir, aşk istasyonlarında,
Ardı sıra ayrılıklar başlar sıra sıra.
Yarınlar koyu karanlık, kalpler yaralı,
Umutlar keder yüklü, darmadağın.
Damla damla yaşlar süzülür gözlerden,
Çaresizlikler filizlenir, ince ince
Mendiller ıslanır, gözler nemlenir,
Eylül ayı gelince... *
eylül ayları hüzün yüklü dalga katarları gibi vurur gönül sahillerimize ve sahillerimizdeki eski aşkları anlatan çakıllar yuvarlana yuvarlana zamanla ufalanıp yok oluyorlar.