Merdiven altı hüznün ikamet ettiği ay. Mevsimsel geçişin depresif yankısıdır. Ekim boyunca sürer havası. Kasım bitse de rahat etsek diyeceğim, ardı Zemheri ve boran. iki mevsim yeterdi aslında.
Mutsuzlukdan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzluğundan insansoyunun
Sevgim acıyor
Biz giz dolu bir şey yaşadık
Onlarda orada yaşadılar
Bir dağın çarpıklığını
bir sevinç sanarak
En başta mutsuzluk elbet
Kasaba meyhanesi gibi
Kahkahası gün ışığına vurup da
öteden beri yansımayan
Yani birinin solgun bir gülden kaptığı frengi
Öbürünün bir kadından aldığı verem
Bütün işhanlarının tarihçesi
sevgim acıyor
Yazık sevgime diyor birisi
Güzel gözlü bir çocuğun bile
O kadar korunmuş bir yazı yoktu
Ne denmelidir bilemiyorum
sevgim acıyor
Gemiler gene gelip gidiyor
Dağlar kararıp aydınlanacaklar
Ve o kadar
Tavrım bir çok şeyi bulup coşmaktır
Sonbahar geldi hüzün
ilkbahar geldi kara hüzün
Ey en akıllı kişisi dünyanın
Bazen yaz ortasında gündüzün
sevgim acıyor
Kimi sevsem
Kim beni sevse
Eylül toparlandı gitti işte
Ekim filanda gider bu gidişle
Tarihe gömülen koca koca atlar
Tarihe gömülür o kadar
Rüzgar kepçe kulaklarımı yalayıp geçiyordu. Büyük şehirlerin yolları griden sarıya, kahverengiye dönüyordu. Beni hep bu havalar aşık etmişti. Koşa koşa yanıma gelmişti. O gelirken bir yaprak daha dalından kopmaktan vazgeçmiş ve yeniden yeşermişti. Sonbahardan utanmasalar ağaçlar yeniden çiçek açacaktı.
Mehmet Rauf tarafından yazılan,Türk edebiyatındaki ilk psikolojik romandır. Süreyya,Suat ve Necip Bey arasındaki aşk üçgenini konu alan bu roman Türk edebiyatı açısından oldukça önemlidir.
Bu ay sanilanin aksine firtinali yagmurlu bir sonbahardan cok serin yaz aksamlari gibi gecer. Dagcilik doga yuruyusu gibi yazin gunesin ananizi aglatacagi sporlar icin bu ay epey idealdir. Yaz askinizla gecireceginiz son haftalardir. Hüzünlü bir aydır bu aydan sonra gunesli gunler gidecek uzun sure gelmeyecektir.