evrim teorisine inanmayan zihniyet

entry168 galeri11
    68.
  1. bu zihniyet Allahın varlığına inanmaktadır.evrim teorisini en başından incelersek bu teorinin tanrının olmadığını desteklediğini anlamamız zor olmayacaktır.bundan dolayı aklı fikri yerinde bir zihniyettir.
    1 ...
  2. 67.
  3. yıllar yılı ilk yaratılış hakkında guvenilir dini kaynaklardan aldıklarıyla bilgi sahibi olmuş zihniyettir kendisi. o bildiklerini hiç hesaba katmasa bile, bir balığın şu anda hiçbir canlıda bulunmayan bir çaba sarfederek kendini suyun dışına tam teşekküllü bir halde atmasına mana veremez *ayrıca darwinin bahsettiği o araformlardan hiçbiri bulunamazken tutupta bu teoriye inanmak inkardır. ha herkes istediğine inanmakta özgürmüdür tabiki özgürdür de "inanmıyorsanız salaksınız" diyen kesimin kanter çabası boşa gitmektedir yazıktır günahtır. kaldı ki evrime her inananda kalkıp türlerin kökeni üzerinde derin ihtisaslar yapmış kişiler değildirler * onlarda çoğu inanmayan gibi ordan burdan duyup ideolojisine yakıştırıp ahanda evrimciyim diye geçinen tiplerdir. ne bu kendine hayatı yemiş bitirmiş, okumaktan alim olmuş havaları vermeler, bırakın herkes inandığıyla mutlu olsun.
    1 ...
  4. 66.
  5. 65.
  6. 64.
  7. Çok da ilginç görüşlere sahip olmayan zihniyettir. inanmayabilir inana dabilir zaten adı belli teori yasa değil yani daha üstünde çok tartışılacak konuşulacak demek. Türk halkının evrim teorisini tartıştığı gibi bilim adamları birbirlerinin teorileri hakkında tartışsaydı hala dumanla iletişim kuruyor olurduk. Bilimde ilerleme tartışmayla olur kavgayla değil.
    0 ...
  8. 63.
  9. 62.
  10. (bkz: hayvansın tamam mı) ?
    (bkz: hayvansın riza)
    (bkz: maymun charlie)
    bu ornekler teorıye ınanmanın toplumsal belırtılerınden bır kacı degıl de nedir?
    0 ...
  11. 61.
  12. insan düşünen tek hayvan değildir,
    hayvan olmadığını düşünen tek hayvandır

    (bkz: pascal picq)
    0 ...
  13. 60.
  14. inanmamak bir yana inanan ve savunmaya çalışan insanlardan daha fazla söz sarfeden ve her sarfettiği sözde daha da batıran zihniyettir.
    bazı çapsız ve kapasitesiz insanların "okuduğunu anlayamamak"tan öte okumayı sökmesini dileyebiliyoruz sadece. çünkü daha evrim teorisiyle ilgili bir makale okumaktan aciz, bu bilgisiz cühelanın tek sarfedebileceği söz "maymundan gelmek" ile başlayıp sonu gelmeyen harun saçmalıklarıdır. sonra da bir halttan anlıyormuşçasına karşısındakine dil uzatıp "yok ben öyle demedim dilim sürçtü" gibisinden, muhatabının asla sarf etmeyeceği, kendi meşrepleri ölçüsünde ve kalitesinde sözlerle vurmaya kalkarlar. kendilerine geçmişten bugüne evrim teorisinin çıkış noktası nedir, nasıl gelişmiş ve bugüne gelmiştir anlatmak isteriz ve hatta evrim teorisinde "insan maymundan gelir" gibi bir saçmalığın olmadığını açıklamak, yazmaktan ziyade adete pisledikleri o saçmalıkları onlara göstermek isteriz ama ne zamanımız ve ne de sabrımız var. bunun yerine çok zaman önce kısa bir açıklama yapmak durumunda kalmıştık bu zihniyete, hatırlatalım başlasınlar bir yerlerden:

    (#1065683)
    2 ...
  15. 59.
  16. ahan da tanım olsun diye genelliyorum,teorinin ne olduğunu bilmeyen veya bilmek istemeyen zihniyettir.gözünüzü seveyim bırakın artık şu evrim sadece bir teoridir kanun değildir geyiğini.yau ilerleyin yau*20. yüzyılda çok güvenilen newton kanunlarının bazı durumlarda yanlışlanması ve karl popper gibi düşünürlerin etkisiyle bilimsel yöntem anlayışı değişmiştir,artık bir teorinin doğruluğunun kanıtlanmasından ziyade yanlışlığının kanıtlanamamasına önem verilmektedir.Yani kanun terimi uzun zamandır bilimsel olguları açıklamakta kullanılmamaktadır.Ayrıca kuantum teorisi de,görelilik teorisi de,hücre teorisi de,ve hiç sevilmeyip bir kenara itilmeye çalışılan evrim teorisi de adlarından anlaşılabilecekleri üzere teoridir ama hepsinin de pek çok durumda doğruluğu defalarca kanıtlanmıştır.Elbette, bu kesinlikle doğru oldukları anlamına gelmiyor,fakat elimizdeki verilere çok iyi bir şekilde açıklama getirmişlerdir ve işlerlikleri asla yadsınamaz.

    Bu kavram kargaşalarına sebep olan şeyse yanlış hatırlamıyorsam lise biyoloji kitaplarıydı.biz lisede modern bilimsel yöntemi değil de hipotez,teori,kanun şeklinde ilerleyen klasik bilimsel yöntemi görmüştük.yanlışlanabilirliğeyse hiç değinilmemişti.Şimdi değişmişse bilemiyorum,ama bizim zamanımızda öyleydi.

    sonuç olarak sadece teoridir kanun değildir,bana kanun olmayan şeyi kabul ettiremezsiniz beyanatları gülünç hezeyanlardan öteye gidememektedir.
    1 ...
  17. 58.
  18. evrim teorisini tamamen allah'ı inkar eden bir teori olaraka algılayan ve bu yüzden de inanmayan kişilerin zihniyeti. tabi ki insan her teoriye inanacak diye bir şey yok. okursun darwin'i, beğenmezsin, saçma gelir inanmazsın. ama hiç okumadan da kulaktan dolma bilgilerle evrim teorisine b.k atmak ne akla ne de mantığa uygun bir davranış değildir.

    istek üzerine edit: sanırım bazı yanlış anlamaları önlemek için bu edit gerekiyormuş. burada ben evrim teorisi hakkında herşeyi biliyorum diye bir iddia yok, okuduğum kadarıyla tatmin oldum ve inanıyorum, burada okumadan eleştirenlere lafım ise benim pek bilgi sahibi olmadığım konularda yorum yapmaktan kaçınıyor olmamdır.
    1 ...
  19. 57.
  20. ya çok akıllıdır ve bu teoriyi çürütebilecek buluntulara, sağlam bir dayanağa sahiptir (bu bireylere tek bir şey söylenebilir; (bkz: tebrikler).

    ya da - ve çoğunlukla - bağnaz ve aklı kıt bir bireydir. (bu tiplere tek bir şey söylenebilir; (bkz: yazık).
    2 ...
  21. 56.
  22. hakkında bu kadar bıdı bıdı edilince , birilerinin bi tarafına batmış zihniyet olduğu açıkca anlaşılmaktadır. sen ki , bilimsellikten bahsederek , evrim teorisine inanmamayı bir cahillik olarak gören engin bilgi birikime sahip zihniyetin üyesi , teori derken neyden bahsettiğini anlamamanla ispatlamaya veya karşıt görüşlü kişileri inandırmaya çalıştığın savında sıçtığının farkında bile değilsin...

    Biraz belgesel izleyip , evrim nedir ne değildir bu gibi konularda bilgi sahibi olmayan insanların olmayan bilgilerini havada savurduğu başlık olmuş burası efendim.
    Ortada 2 kutup var. birisi discovery , national geographic ve tıp aleminin tezlerini dayandırdığı , yani bilimsel kol olarak görülen kutup , diğeri ise dini kökenlere dayanan ve evrim teorisini kabul ettiği anda dinden çıkmış olduğunu düşünen kutup...
    Bir de yeni bir kutup çıkmış , onu da burdan gördük sağolsunlar. hem evrim teorisine inanırım , hem de tabi olduğum din ne diyorsa onu da savurunurum diyor birkaç tanesi de...
    işte en büyük cahilliği de bunlar yapıyor zaten. 2 kutbun savunduğu şeyler , kökenine inildiğinde o denli farklı ki ikisini birden desteklemek mümkün değil...
    bilime yatkın bir yapınız varsa , olan biteni anlamlandırmak adına teorinin gerçeklik payını düşünmemek ,
    dini bütün bir vatandaş iseniz de , biz insanlar maymunların bir cinsi olarak evrim geçirdik diyerek bunu kabullenme olasılığınız zıt kutuplarda eşit... birisi ne kadar reddediyorsa diğeri de o denli kabul ediyor...

    işin gerçeği şu ki , kim neye inanacağını şaşırmış. bu başlıktan da bu çıkıyor.
    ben neye inanıyorum? ben de bilemedim a.q yeter ya!
    bence mamutlardan türedik... oldu mu? *
    1 ...
  23. 55.
  24. 54.
  25. 53.
  26. Türkiye'de evrim kavramı yerleşmiş ve merak duygusu gelişmiş insanlar olsaydık, bugün nasıl bir ülkede yaşıyor olurduk?
    Tabii böyle bir şey hayal. Geçmişte de bu işi çok kolay yapabileceğimizi düşünmedik. Biyoloji daha önceki pek çok araştırmaya gerek duyduğu için geç gelişmiş bir bilim dalıdır. Çok boyutlu düşünebilmek için dogmatik düşünceleri bir kenara bırakmak gerek. Ama şunu söyleyeyim: Eğer biz değişmeye açık bir toplum olsaydık, kesinlikle Schröder ülkemize "Türkiye'ye girebilmek için" gelecekti.

    Sizce çok boyutlu düşünmeye ne zaman başlayacağız?
    Bakalım... Ümitsiz değilim ama çok da ümitli olduğumu söyleyemem. Amerika'nın şu anki konumu köktendincileri tetikleyen ve kışkırtan bir yapıya sahip. Kalvenist Kilise'nin aldığı kararlar çok etkili. isa'nın Tanrı olduğuna inanmayanların öldürülmesinin insanlık suçu olmadığını söylüyorlar. Bu durumda Irak'taki insanların öldürülmesi insanlık suçu olmuyor. Köktendinciliğe bu kadar önem veren bir egemen gücün elindeki bir dünyada Türkiye'nin yolunu bulmasında da birtakım zorluklar olabilir.

    Evrim Teorisiyle ilgili fikirlerinizi Kuran ile uyumlu biçimde sunmanız konusunda bir teklif almışsınız geçmişte. Bu teklif yaratılışçılardan mı gelmişti?
    Evet. "Kalıtım ve Evrim" kitabım çıktığı zaman, yabancı kökenli bir şirkette çalışan iyi eğitimli biri ziyaretime geldi. "Siz dinle bilimi birbirine en iyi bağlayacak insanlardan birisiniz. Kitaplarınızın bölümlerinin başına birer ayet koyun, size araştırmalarınızda kullanmanız için 100 yıllık öğretim üyesi maaşınızı defaten ödeyelim" dedi. Teklif edilen para o zaman bir milyon dolar civarında tutuyordu.
    Türkiye'de Evrim Teorisi nasıl sunulsaydı belki üstünde düşünülebilirdi?
    Sunulamazdı. Çünkü Türkiye'nin altyapısı bunu almaya hazır değildi. Bunu sunacak adam da yoktu ortada zaten. Avrupa'da Rönesans'ta olduğu gibi çok daha önce başlanması lazımdı böyle bir şeyin anlatılmasına.

    Her yıl karşınıza 18-20 yaşlarında, evlerinde veya gittikleri okullarda bilinçleri dogmatik düşüncelerle doldurulmuş insanlar geliyor. Siz bilinçlerini nasıl açıyorsunuz?
    Açamıyoruz. Sorun da orada. Bir insan yedi yaşına kadar dogmatik düşüncelerle doldurulmuşsa ondan sonra insan beynini açmak çok zor. Bu nedenle çocuk eğitimi çok önemli. Günahlarla, sevaplarla, cinlerle, perilerle yedi yaşına gelmiş birinin düşünce sistemini değiştiremezsiniz, ancak bilgisini arttırabilirsiniz. Bugüne kadar itiraz eden olmadı. Kafalarının karmakarışık olduğunu söylediler. Ama kısa zamanda yine eski düşüncelerine döndüler. Bırakın öğrencileri, Evrim Teorisi dersi veren hocalarımızın dahi düşüncelerini değiştiremedim. Hatta çok saygın, bu konuda kitap yazmış bir hoca bir gün bana, "Ali, sen gerçekten bu evrime inanıyor musun?" dedi. Verdiğimiz derslerin kökten bir değişiklik yaptığına inanmıyorum ama dalgalandırıyoruz.

    Evrim kavramına bu kadar yabancı ve merak duygusundan bu kadar yoksun bir toplumun içinden nasıl oldu da sizin gibi biri çıkabildi?
    Benim evrimsel bir mantığa ve düşünce yapısına sahip olmamı sağlayan babamdır. Annem de babam da namaz kılardı ama babam liseye kadar benim dini eğitim almama izin vermedi. Kuyumcuydu, köylüydü ama iyi bir düşünürdü. Ters bir fikrin de doğru olabileceği fikrini bana aşıladı babam. Dini dogmalara eleştirel gözle bakarak büyüdüm. Zooloji, biyoloji tahsili yapınca da dama taşlarını yerlerine oturtmaya başladım. Bütün çabam bu tabuyu başkalarına da gösterebilmek.

    Söyleşi: Perihan Özcan Fotoğraf: Cem Uçak

    not: igili siteyi kopyalamayı beceremediğim için şöyleşinin tamamını kopyalamış bulunuyorum. buyrun.
    0 ...
  27. 52.
  28. Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Demirsoy, Türkiye'de Evrim Teorisinin tartışılacağı bir zemin olmadığı düşüncesinde. Programlarında olmasına rağmen üniversitelerde bile evrimin hakkıyla ele alınmadığını belirten Demirsoy'a göre, topluma dogmatik düşünceler hâkim oldukça durumun değişmesi zor gözüküyor.

    Bugün Türkiye'de kaç üniversitenin programında Evrim Teorisi dersi var?
    Program olarak çoğunda var ama yaklaşık 81 üniversitenin 50'sinde zorunlu değil. Göstermelik olarak açılıyor ve içeriğine bakıldığında da verilmesi daha kötü sonuçlara yol açıyor. Çünkü evrim dersini anlatan kişilerin bilgi düzeyleri yeterli değil. Bu yüzden dersi geçiştirmeye çalışıyorlar. Bir kısmı da ideolojik nedenlerle farklı şekilde anlatarak evrim dersinde evrim karşıtı fikirler işliyor. Türkiye'de bu ders belki beş üniversitede hakkıyla veriliyor.

    Neden böyle?
    Fizikte evrenin kuruluşundan bugüne yasalar aynıdır. Mesela oksijenle hidrojenin birleşme kuralları 12-13 milyar yıl önce nasıldıysa bugün de aynıdır. Ama yeni şekillenmeler vardır. Evren her saniye çeşitli şekillere bürünürken, canlılar da evrenin şekil değiştirmesine uyum sağlar. Bu nedenle sizin de evrim dersini anlatabilmeniz için fizik, kimya, jeoloji ve astronomiyi bilmenizin yanı sıra biyolojik canlıları da tanımanız gerekir.

    Türkiye'de evrim derslerinde hangi kaynaklara başvuruluyor?
    Derli toplu ilk evrim kitabı 1984 yılında benim tarafımdan yazıldı: "Kalıtım ve Evrim". Son zamanlarda TÜBiTAK ve bazı özel yayınevleri çeşitli kitaplar çıkardılar. Ama burada önemle vurgulamamız gereken bir nokta var: Kendi dininde reform yapmış batı ülkelerinin evrimi anlatma mantığıyla, Türkiye'deki mantık arasında çok büyük fark var. 1.400 yıldır dini kuralları hiçbir reforma tabi tutmadan kabul eden bir toplumda, evrimi batı mantığıyla kitlelere anlatmaya çalışırsanız başarılı olamazsınız. Yaratılış kuramı, tanrısal kelam olarak toplumu etkisi altına almış vaziyette. Nitekim üniversitelerde yapılan bir araştırmaya göre; öğrencilerin yüzde 70'i evrime inanmıyor, yüzde 20'si yetersiz buluyor; ancak yüzde beşi inanıyor. Türk toplumunun evrime bakışı diye bir bakış zaten söz konusu değil. Yüzde bir-iki adamın evrim kuramını sindirmesi veya biraz anlaması, toplumun da anladığı anlamına gelmez. Türk toplumu evrim kavramına yabancıdır.

    Sizce ne yapılırsa Evrim Teorisi Türkiye'de en azından konuşulabilir hale gelir?
    Türk insanının evrimi algılayabilmesi için en azından geçmişteki ve bugünkü doğal varlıklarıyla yakın ilişki içinde olması lazım. Biz diyoruz ki; 10.000 tane bitkimiz, 50-80.000 arasında hayvanımız var. isim koyduğumuz bitki sayısı 300, hayvan sayısı ise 400 civarında. Bunlar da günlük olarak yediğimiz, kullandığımız canlılar. Doğru dürüst bir doğa müzesi kuramamışız. Son zamanlarda yapılanlar hariç kataloglandırılmış bir şeyimiz yok. Bu kadar doğaya yabancı olan bir topluluktan evrime katkı beklemek söz konusu olamaz. Maalesef üniversite hocaları da temel çelişkiyi tam anlamıyla ortaya koyamadılar.

    Bunun sebebi ne?
    Bilim adamı kadrosundan maaş alan insanlar, biraz köktendincilerden çekindiklerinden, biraz makam kaygısından, biraz da konunun önemini kavrayamadıklarından sürekli televizyonlarda boy gösterip Evrim Teorisini kutsal kitapla örtüştürmeye çalışıyor. Halbuki New York, Paris, Moskova Bilimler Akademisi evrende değişmeden kalacak tek kuramın evrim kuramı olduğunu beyan etti. Evrimin içinde bütün kurallar değişmiş olsa da, evrim kuramının kendisi değişmiyor. Sürekli değişen yeni canlıların, gezegenlerin, yıldızların, oluşumların ortaya çıktığı bir evrende, Evrim Teorisinin karşısında hiçbir şeyin değişmeden kalabildiğini iddia eden bir dini sistem var. Dolayısıyla din ile evrim kuramı arasındaki farklılığı temelden görmek ve kabul etmek lazım. Ya dini inançlarınız vardır; o kuralları hiç değişmeden kabul eder, evrim kuramını reddedersiniz. Ya da değişmeyi kabul ederken, dini inançların folklorik ve mitolojik bir değer olarak toplumda yaşamasını savunsanız bile, benim gibi bunların bir toplumun esas kuralı olduğunu reddedersiniz. Tabii bütün bunları anlatabilmek için kesinlikle orta eğitimde fizik, kimya, biyoloji derslerine daha geniş yer verilmesi lazım. Ayrıca doğa tarihi ve bilim müzeleri ile yeni nesillere uygar bir şekilde doğanın mekaniğinin küçük yaşlardan itibaren vermesi gerekli.

    Evrim Teorisinin kutsal kitaplarda yer alan sözlerle ilişkilendirilmesi konusundaki fikriniz ne?
    Bazı hadis ve ayetlere dayanarak evrimi açıklamaya çalışıyorlar. Halbuki bunlar temelde iki farklı kavram ve yan yana gelmesi de kesinlikle mümkün değil. Burada sadece islam'ı değil, Hıristiyanlığı ve bütün yaratılış kuramının anasını oluşturan Tevrat'ı da kastediyorum. Kuran yaratılışla ilgili bütün bilgileri Tevrat'tan almıştır. Tevrat da Sümer mitolojisinden esinlenmiştir. Aradaki çelişkiyi halka açıklamadığınız sürece evrim kavramını hiçbir surette yerleştiremezsiniz. Bunu yapamayınca da toplumun değişikliklere uyumunu sağlayamazsınız. Evrim karşıtları evrimcileri, "Bu yaprağın rengi, şekli niye böyledir" türünden sorularla alt etmeye çalışır. Bu noktada evrimcilerin yaptığı bir hata var. Kalkıp tutucu kesime uzun uzun bunları anlatmaya çalışıyorlar. Halbuki böyle yapmayacaksınız. Siz de onların mantığının üstüne basacak, "O halde siz açıklayın" diyeceksiniz. Çünkü sizin evrende nedenini açıklayamayacağınız hiçbir şey yoktur. Ama bu zamana ve maddi kaynağa bağlı bir iş.

    Amerika'dan dünyaya yayılan "Akıllı Tasarım" kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz?
    Biyolojik sistemlerin aslında çok akılsızca tasarlandığını vurgulamak istiyorum ve soruyorum: Nasıl bir tasarım olsaydı normal veya akılsız tasarım olacaktı? insan çok akıllı bir tasarımın ürünü değil. Bugün genetik olarak ismi konmuş 9.000 çeşit hastalık var. Bir fabrika düşünün ki 9.000 çeşit hatayla üretim yapıyor. Bunun yanı sıra prostat, apandisit, yirmilik diş gibi bazı yanlış oturtmalar var. Sonra erkekler neden sünnetli doğmuyor? 2.000 yıldan beri en az on milyon çocuğun enfeksiyon yüzünden öldüğünü söyleyebiliriz. Tanrısal bir tasarım, sünnetli dünyaya getirerek bu kadar suçsuz insanın ölmesini önleyebilirdi. Başka bir örnek de kaslarımız. Boyları kemiklerimizin boyuna uygun olmadığı için vücudumuzda ağrılar oluyor. Her şeyi bir yana bırakın doktorluk diye bir meslek var. Doktorluk hasarlı tasarımı ortadan kaldırma mesleğidir.

    Türklerde merak duygusu eksiktir diyorsunuz. Bunun açıklaması ne?
    Bunu hep şöyle açıklıyorum: Tam 400 yıl o bölgeye hâkim olmasına rağmen, Osmanlı'da Mısır'daki piramitlere dair yazılmış tek bir sayfa yok. Bir adam gönderip 150 adım boyu, 50 adım eni dememişler. 10.000 aileden birinde şecere vardır. Sokakta bir adama dedesinin babasının adını sorsanız söyleyemez. Dedesinin babasının adını merak etmeyen insanlardan oluşan bir toplum, dinozorların kökeni konusunda tanrısal kavramlara dayanarak fikir beyan ediyor!

    Türk insanının merak etmemesinin evrimsel bir açıklaması var mı?
    Tabii ki var. Değişmez dini kuralları yaşam tarzı olarak kabul eden toplumlar çoğunlukla merak duygularını bastırır. Çocukken anne babamıza, "Tanrı var mı yok mu" diye sorduğumuzda ya bize vurmuş ya ağzımızı kapatmışlardır. Eğer bir çocuk, daha o çağda bazı şeylerin yasak olduğu için düşünülmemesi gerektiğine alıştırılmış ise o çocuğun artık ileride bir doğabilimci olarak yetişmesi mümkün değildir. Değişmez inanç kurallarını ilke kabul eden bir düşünceyle bilim yan yana yürüyemez. Türk toplumu giderek evrim düşüncesinden uzaklaşıyor.

    Söyleşi: Perihan Özcan Fotoğraf: Cem Uçak
    0 ...
  29. 51.
  30. halıkının gücüne inanan zihniyettir.atasının adem olduğunu bilir.

    Seni topraktan, sonra bir damla sudan yaratan, sonra da seni düzgün (eli ayağı tutan, gücü kuvveti yerinde) bir adam kılan (Allah)ı inkar mı ettin?" (Kehf Suresi, 37)

    "Allah, sizi yerden bir bitki (gibi) bitirdi. Sonra sizi yine oraya geri çevirecek ve sizi (diriltici) bir çıkarışla diriltip-çıkaracaktır." (Nuh Suresi, 17-18)
    0 ...
  31. 50.
  32. 49.
  33. bu iş inançlara kaldıysa inanmak kadar inanmamak da doğaldır.
    ha siz burada inanıp inanmamayı değil, inanmayanların ne menem insanlar olduğundan dem vuruyordunuz öyle değil mi?
    o zaman konu başka türlü inançlara geldiğinde "sanane bizim inancımızdan" teranesiyle çıkmayın kimsenin karşısına bundan sonra!
    oldu mu canlar
    1 ...
  34. 48.
  35. kadının erkeğin kaburga kemiğinden yaratılmasını fevkalade mantıklı bulan zihniyettir. ki erkekse zaten işine gelmektedir, kadınsa da saftiriktir, böyle bir şeyi kabulleniyorsan sana her şey müstehaktır. bu, ta ilk baştan beri erkek egemenliğini kabul ettirmektir, aşağılanmaktır. ister kızın, ister sövün, din erkekler tarafından yorumlanmış, kullanılmıştır, bu da ilk örneğidir.
    ayrıca insanın iki kişiden ürediğini, yani bütün insanların aslında akraba olduğunu kabullenmiş zihniyettir. bu ne kadar sağlıklıdır? değildir.
    evrim teorisini direk maymundan mı geliyoruz diye yorumlamaktadırlar, burda da evrim teorisi hakkında hiçbir şey bilmedikleri ortaya çıkmaktadır.
    hadi hiçbir şey bilmiyorlar, maymundan mı geliyoruz diyorlar, öyle olsa bile sanki çok aşağılık bir şey, insan zaten her şeyi kendinden üstün gördüğü, bencillik yaptığı için dünya bu halde. maymunların insanlardan daha masum oldukları bir gerçektir, insan da bir hayvandır ve maymunların genetik yapısının %99'u insanlarla aynıdır.

    edit:kötüleyiniz, haklısınız siz maymundan gelmiyorsunuz, maymunlar bunu yapmazdı çünkü.
    rahat olun, siz evrimleşmediniz, leylekler getirdi sizi pat diye, leylekler..
    9 ...
  36. 47.
  37. yarası olan bir takım insanların savunmaya çalışırken gocunduğu gün gibi aşikar olan zihniyettir. hem "maymundan geldiğine mi inanıyosun" diyen zihniyeti ünlem işaretleriyle eleştirmeye kalk, hem de eleştirebilen insanlara aklınca laf sokmaya çalış, ne şiş yansın ne kebab, pek güzel.
    ama öyle olmuyor kuzucuğum. "üye ol" butonuna basacak kadar üstün bir insan olmak okuduğunu anlamak için yeterli değil maalesef. burada eleştirilen insanlar bir şekilde teoriye karşı olanlar değil ve hatta evrim teorisinden her bahsedildiğinde "yaratılışçı söylemler"e sığınmaya çalışan güruh bile değil. entry adam gibi okunduğunda görülecektir aklı ölçüsünde dalga geçmeye yeltenen, entrysinde "maymun olmak yetmez eşek olmak lazım" diyebilen zekası kıt zavallılar eleştirilmiştir. bu adamlar eleştirildiğinde de üzerine alınan alınganlar "bilimsel yöntemden vs" bahseder olmuşlar halbuki eleştirlen kendisi gibi teoriye inanmama özgürlüğünü kullananlar değil, inanan insanları "eşek" yerine koymaya çalışanlardır. kendi eşeklikleri hatırlatılınca sesleri yükselir zaten, bilimsel yöntemlerden bahsederek onları savunmaya gerek yoktur.
    0 ...
  38. 46.
  39. 45.
  40. 44.
  41. dusunmek istemeyen insanlarin zihniyeti.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük