Hayatın koşurturmacası içerisinde Ne Kendimizin; Ne de çevremizdeki Mükemmeliklerin farkına varamıyoruz...
Şöyle düşünün. Kainatta Nekadar farklı Madde varsa O kadar da farklı Lezzetler var.. Zevk yada Acı veren; Güzel yada Çirkin... Ve 4-5 Cm2 lik bi alet ile bunların hepsini birbirinden ayırtedebiliyoruz...
işte Mucize arayanlar önce kendilerindeki bu mucizeye baksınlar.....
Ya bunu Tabiata ve Tesadüfe verecekler; Yada ALLAH a... Tabiat ve tesadüfe vermek; Bu Tecelliyi Esma-i ilahiyi Evrimle v.s. açıklamaya çalışmak ne kadar akıldan uzak bi yol...
Bu Kainatta Cenab-ı Hak En ufak bir müdaheleyi bile kabul etmez.. Nasıl olurda yaradılış gibi bir mükemmellik tabiata, tesadüfe ve Akıl ve şuurdan uzak atomlara verilebilir...
çevremize baktığımızda hayvanlar üzerinde kolaylıkla görebildiğimiz,çevre ve iklim şartlarına göre bulunduğu yere göre özde tek olan bir hayvan ın 10 larca çeşidi olması gibi doğal bişi.
charles darwin denilen bilim adamının ortaya attığı tamamen uydurma hayali bir kavramdır.yıllar önce amerika'da araştırma yapan öğrencilerden birinin bir protein üretmeyi başarmasıyla darwin evrim teorisinin doğruluğunu ispatladığını sanmıştır fakat çok gecikmeden bu proteinin doğal koşullara dayanamadığını görmüştür ama yılmadan palavralarını sürdürmüştür.ne var ki hiç bir canlı türü diğerinin zamanla değişime uğramasıyla ortaya çıkmaz.bizim maymunla aramızda evrim bağlamında birşey olsaydı bizim maymuna dönüşmemiz gerekirdi.çünkü dört ayaklılık doğada bir avantajdır ve maymunun insana evrimleşmesi bu yüzden doğal şartlarda imkansızdır.darwinin tek doğru bildiği şey doğal seleksiyondur.doğal seleksiyon tek kelimeyle şunu açıklar:'güçlü olan yaşar'
Bir şeyin, bir değişim ve gelişimler dizisi, derece derece gerçekleşen bir değişme süreci içinde, daha kompleks, daha farklı bir organizma ya da organizasyona doğru gelişmesi, dönüşmesi. Bir şeyin potansiyelinin belli bir sonuç, hedef ya da amaç yönünde gelişmesi. Değişme ya da oluş türlerinden biri olarak, ağır ağır, yavaş yavaş, farkına bile varılmadan gerçekleşen değişim..
biyolojide, canlı varlıkların yeryüzünün tarihi boyunca geçirdikleri dönüşümlerin tümü. Canlı varlıklar ve doğal çevreleri söz konusu olduğunda, canlılara ve kalıntılarına ilişkin empirik gözlemden çıkan bir sonuç olarak, basitten karmaşığa, homojenlikten heterojenliğe geçiş süreci.
işte bu bağlamda, biyolojide çeşitli hayvan ve bitki türlerinin daha önceki zamanlarda yaşamış hayvan ve bitki türlerinden türediklerini ve bu türler arasındaki farklılıkların kuşaklar boşunca ve uzun bir zaman dilimi içinde, aşama aşama geçirilen değişikliklerden kaynaklandığını öne süren teoriye, tüm hayvan ve bitki türlerinin birbirlerinden türediklerini ve bundan dolayı, canlılar dünyasında bir kesinti ya da kopukluk olmadığını savunan kurama evrim teorisi denmektedir.
Buna mukabil, yalnızca bir gelişme sürecinin ürünleri olarak görülen olgu sınıflarına ilişkin araştırmada kullanılan ve esas işlevi, 1- Gelişme sürecinin temel adım ya da evrelerini göstermek ve 2- Gelişme sürecinde yer alan evreleri meydana getiren çeşitli değişmelerin nedenlerini ortaya koymak olan yönteme evrim yöntemi adı verilmektedir.
Düzen, değişme ve ilerlemeyi içeren evrim kavramı canlı organizma için kullanıldığında, mutasyon ve doğal ayıklanma yoluyla gerçekleşen değişimi ifade eder. işte buradan hareketle, bir organizmanın gelişimiyle insan toplumunun gelişimi arasında bir analoji kurulmuş ve başta, Sain Simon, Comte, Spencer ve Marx gibi düşünürler bir toplumsal evrimden söz etmişlerdir.
Evrimin iki ana anlamı var. 1.si biyoloji çerçevesinde. 2.sinde de çağdaş küresel medeniyetin iki ayağından birini teşkil etmektedir. Kültür felsefesine geçtiğin vakit evrimi göz ardı edemezsin. Evrim merkezi bir konumdadır. (bkz: teoman duralı)
evrim kuran a aykırı değildir. aksine evrim mekanizmasında görülen zeka, allah ın varlığının bir kanıtıdır.
yağmuru allah ın yağdırdığına inandığı halde bulutu inkar etmeyen, depremi allah ın yarattığına inandığı halde fay hattını inkar etmeyen, kendisini allah ın yarattığına inandığı halde anne-babasını inkar etmeyen klasik bir müslüman nedense ** insanın oluşumuna kadar varan neden sonuç zincirinin halkalarını barındıran evrim mekanizmasını inkar etme eğilimindedir.
kuran ı incelediğimizde evrimi inkar etmemizi gerektirecek bir durumun olmadığını, hatta evrime dair işaretler bulunduğunu görürüz. ayetlere baktığımızda allah insanı yaratmaya balçıktan başlıyor, onu üreme yoluyla soyunu devam ettiren canlılara eviriyor, son aşamada ise homo sapiens olarak son şeklini verip, ilahi program olan ruhu, bilme yeteneğini ve bilinci, görme duyma ve bunları anlamlandırma fonksiyonunu yerine getirecebilecek beyni veriyor:
Secde 7 O yarattığı her şeyi mükemmel hale soktu. insanın yaratılışına balçıktan başladı.
Secde 8 Sonra onun soyunu bayağı bir sudan devam ettirdi.
Secde 9 Sonra onu biçimlendirip ona ruhundan üfledi. Size işitme ve görme yeteneği ile beyinler verdi; siz pek seyrek şükrediyorsunuz.
dikkat ederseniz allah ın ruhundan üflemesi, üreme yoluyla soylarını devam ettiren canlılar olmalarından daha sonra gerçekleşiyor.
altta vereceğim iki ayet grubunu karşılaştırdığımızda allah ın ruhundan üflemesi diye tabir edilen olayın, insana bilme ve bilinç yeteneği verilmesi olduğunu çıkarsayabiliyoruz:
Hicr 28 Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben kupkuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan bir insan yaratacağım."
Hicr 29 "Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!"
Hicr 30 Meleklerin hepsi de hemen secde ettiler.
Hicr 31 Fakat iblis hariç! O, secde edenlerle beraber olmaktan kaçındı.
Bakara 30 Rabbin, meleklere şöyle demişti: "Yeryüzüne bir halife yerleştireceğim." Melekler de: "Orada bozgunculuk yapacak, kan akıtacak birisini mi yerleştireceksin? Halbuki biz seni överek yüceltiyor ve mutlak otoriteni onaylıyoruz," dediler. "Bilmediğinizi Ben bilirim," dedi.
Bakara 31 Adem'e tüm isimleri (nitelemeleri) öğretti, sonra onları meleklere sunup, "Doğru iseniz, şunların isimlerini (özelliklerini, niteliklerini) siz bana bildirin," dedi.
Bakara 32 Dediler: "Sen Yücesin, senin bize öğrettiğinden başka bir bilgimiz yok. Sen Bilensin, Bilgesin."
Bakara 33 Dedi: "Adem! Onların isimlerini şunlara haber ver." isimlerini onlara haber verince, "Size, yerin ve göklerin sırlarını biliyorum, açıkladığınızı da gizlediğinizi de biliyorum dememiş miydim," dedi.
Bakara 34 Meleklere, "Adem'e secde edin," dedik. iblis hariç hepsi secde ettiler, o ise diretti, büyüklük tasladı ve nankörlük etti.
hiçbir aklı başında bilimadamı evrimi the the origin of species deki şekliyle kabul etmez. bu kitap darwin tarafından biyoloji biliminin çok yetersiz ve yanlış kabullerinin olduğu, genetikten bihaber bir zamanda yazılmış ve o zamandan bugüne köprünün altından çok sular akmıştır.