Ben ve benim gibi inanclılar zaten buna yakın bir düşüncedeyiz bazılarımız farkında olmasada. şöyleki: bu dünyada zaman nın ilerlediği sabittir. durağan değil akışkan, buda bir sonunun oldugunu gösterir fakat biz inanalar sonsuz bir varlığa inanıyoruz ki bu bilimsel olarak zaman olmadığı boyutta mümkündür. buda bizi şu sonuca götürüyor zamanın olmadığı bir kapsayıcı bir boyut varsa( ki ben bunun var olduğundan eminim ve ayrıca zamanın olmadığı bir boyut allahın doğurulmamış ve ezeli olduğunun bilimsel kanıtıdır. çünkü big bang den önce zaman yokdu. eğer bir varlık varsa bu kesinlikle ne doğrulmuş nede sonu olan bir varlık olacak) zamanın olduğu boyutun herhangi bir öneminin olmadığı anlamına gelir. matematik de sonsuz un yanındaki herhangi bir sayı gibidir. bir anlam ifade etmez. buna sen similasyon dersin ben ışık kümesi derim başkası enerji der. ama bir gerçek var ki zamanın olduğu yani sonu olanın bir anlam ifade edemeyeceğidir.
Bir sabah uyanıyorsunuz kafanızda bir cihaz var. Kafanızdan cihazı çıkarıyorsunuz ve etrafınıza bakıyorsunuz. Farklı bir oda. Daha sonradan öğreniyorsunuz. Her şey bir similasyonmuş, yaşadıklarınızın hepsi yalanmış. ilginç bir teori.
spritüel akımların gerek dev prodüksüyonlu film ve dizilerle, gerekse finanse ettiği yazarlarla insanları inandırmaya çalıştığı sanı. ayni düşüncenin doğu toplumlarındaki karşılığı esasen spritüel ve islam karşıtı bir akım olan tasavvuf inancında karşımıza çıkar. Zaten bizim coğrafyamızın bu derece pisliğe gömülmüş hali de temelde bu sapık düşünce yüzündendir. bakmayın bu düşüncenin güncel ya da modern göründüğüne, orta doğu'da yüzlerce yıldır var olan bir düşüncedir. sadece ismine simülasyon demezler, yalan, aldatmaca vs derler. tasavvufun yaygın olduğu topraklarda pozitif bilimlere olan ilgisizliğin ve hatta nefretin nedeni yine bu düşünceye dayanır. insanların tapındıkları celaleddin rumi, hallac, ahmet yesevi gibi müslüman sanılan sapıklar maddeyi küçümsemiş, aldatmaca saymış ve böylece bu topraklarda bilim yapılmasının önünü tıkamıştır. günümüzde bile halk olarak bilimi önemsemememizin temelinde bu geri zekalı adamların saçma düşünceleri yatıyor. Bu düşüncenin elbette islam ile hiçbir ilgili yoktur, olamaz. çünkü madde simülasyon ya da eski ismiyle hayal değildir.
simülasyon evren deyince herkes matrixvari bir evren algısına kapılıyor. yani bizim yaşadığımız bu dünya bu evren gerçek değil, bir bilgisayar oyununun içindeymişiz gibi. hatta en güzel örneği (bkz: Sims).
şimdi simülasyon evrenden kasıt aslında bu değil. bizim bildiğimiz şekliyle evren zamanı da dahil edince 4 boyutlu bir evren. ama simülasyon evren teorisine göre aslında öyle değil aslında evren sadece 2 boyutlu, biz bunu bir yanılsama olarak 3 boyutlu olarak görüyor, hissediyor, zamanı da içine katınca 4 boyutlu olarak idrak ediyoruz.
bu anlaması basit anlatması biraz karışık bir konu o yüzden uzun uzadıya burada yazmayacağım, biraz merakınız varsa konuyla ilgili zaten sağlam kaynaklardan ne olup olmadığını öğrenebilirsiniz ama bilim dünyasında günden güne doğruluk kazanan bir teori demek yanlış olmaz zira bu sadece ortaya atılmış kurgusal bir şey ya da fantastik bir fikir değil matematiksel olarak da tutarlılığını ortaya koyan bir model.
Bu ihtimal isaac asimov memorial debate'de konuşuldu. Sonuncusundaydı sanırım. Bu ihtimalin yanı sıra evrenin bir hologram olduğuna inanan leonard susskind de var. Hadi bu adam string theory biliyor da temellendiriyor. Peki simulasyoncular? Dikkat ederseniz, dark energy gibi çözüm bekleyen birçok şey var. Dark matter da. Fizikte çok büyük ilerlemelerin olduğu bir çağda olduğumuz doğru evet, ama bir yandan bizi simulasyon gibi abuk sabuk şeyle beynimizi oyalamaya, bilim kurgu sever yanımızı tatmin etmeye çalışıyorlar. Isaas asimov anısına düzenlenen bu panelde de kayda değer bir şey söyleyemediler. Ya sevgili phd kardeşim evrenden bahsediyoruz,ben senin hayallerini süsleyen çocuksu teorilerini dinleyemem. Felsefi inquiry'den fazlası lazım bana. Oyalamayın lan bizi. Açıklayın artık dark energy nasıl bir şey!
Eğer evren similasyon olsaydı illaki kenarda köşede bug olurdu. mesela sürekli seken bir taş olabilir bu veya kırılıp kırılıp yeniden düzelen cam ne bileyim.